JHUMPA LAHIRI - Saçında Gün Işığı

Bu kitabın tanıtımına maddi unsurlardan başlamak istiyorum... birkaç gündür blogger arkadaşlarla kitap çevirilerinden konuşuyoruz herkeste çeviri düzgün mü kaygısı var ve bu bence çok önemli... bu romana gelirsek herhangi bir açıklama yok ama ingilizceden çevrilmiş gibi duruyor... ve çevirmen kitabın ana karakteri bir erkeğin, erkek kardeşinin karısından bahsederken‘’Baldızım’’ (sf:74) diye çeviri yapıyor, dolayısıyla bu kadar basit bir şey yanlış çevriliyorsa gerisini siz düşünün... ki kitapta felsefe konusunda düşünürlerin görüşlerinden bahsediliyor, Hindistan’daki önemli bir siyasi hareket konu ediliyor, açıkçası bunların doğru çevrildiğine dair tereddüde düştüm... diğer bir konu kitabın ismi ile ilgili, romanın orijinal ismi ‘’Ova’’ ki Hindistan’da konunun geçtiği yerde -oldukça ayrıntılı tasviri yapılan- bir ova var ve bu insanların hayatında önemli bir yer tutuyor, mantıklı bir isim yani... bizim yayınevi ise konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan sırf ilgiyi üzerine çeksin diye romantik bir isim bulmuş ve bu ad sadece son ( gerçekten son) cümlede geçiyor (ki o cümleyi kendileri eklemişlerse de hiç şaşırmayacağım)... sonuç olarak bir daha bu yayınevinden/çevirmenden okumak istersem iki kere düşüneceğim...

Gelelim romana; peşinen söyleyeyim güzel bir kitap ve başarılı bir yazar... ve aldığı ödülleri fazlasıyla hak ediyor... roman iki katmanlı oluşturulmuş, ilki Hindistan’da 1967-68’de ortaya çıkan Naksalit isimli bir komünist hareketi ve o günden bu yana siyasi ortamı konu ediyor... ikinci olarak ise birbirine çok bağlı iki erkek kardeşin hayatı, evlilikleri ve çocuklarına dair etkileyici bir öykü anlatılıyor, bu hikaye hem Hindistan’da hem de A.B.D.’de geçiyor... özellikle ben bu insan ilişkilerinin anlatıldığı bölümleri çok sevdim... üzerlerine geçmişin gölgeleri çökmüş bir kadın ve erkeğin evliliği, çocuğu olan ama bir türlü anne olamayan bir kadının hayatı, annesinin yokluğuna bir anlam veremeyen bir kızın dramını anlatan bir hikaye bu...

Sürükleyici bir anlatımı var, ilk paragrafta yazdıklarıma takılmazsanız okuyun derim..

Yazar:  Jhumpa Lahiri
Çevirmen: Duygu Akın
Sayfa Sayısı : 388
Basım Yılı : 2014
Yayınevi : Domingo

"Çoğu insan kendi tercih edeceği biçimde gelişeceğini farz ederek güvenir geleceğe. Onu körlemesine planlar, mümkün olmayanı öngörür. İradenin işleyişi böyle. Hayata amaç ve yön veren şey bu. Orada olan değil, olmayan şey."

Pulitzer Ödüllü "Dert Yorumcusu"nun yazarı Jhumpa Lahiri'den 2013 Man Booker ve National Book Award finalisti New York Times, Time, People, Goodreads, Slate, Chicago Tribune ve Kirkus'un "2013 yılının en iyi kitabı" seçkilerinde.

"Muhteşem…Lahiri karakterlerini hiçbir parmak izi bırakmadan ele alıyor."
-New York Times-

"Etkileyici... Bir kitap okuduğunuzu unutturacak kadar samimi ve saydam."
-Newsweek-

Adanmışlıklarla ayrılmış, trajediyle birleşmiş iki kardeş. Geçmişle lanetlenmiş bir kadın. Devrimle darmadağın olmuş bir ülke. Kendi yitmiş, bedeli kalmış bir aşk. Günümüzün en önemli yazarlarından Pulitzer ödüllü Jhumpa Lahiri'den, üç nesil ve iki ülkeye yayılmış büyüleyici bir roman.

Yorumlar

  1. Ben mevzuyu anlayamadım ama , Çeviri kötü demişsiniz sonra da kitap güzel demişsiniz , çeviriye rağmen mi, yoksa orijinalinden okuyarak mı belirttiniz düşüncenizi , :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orijinalinden okumadım, öyle olsaydı daha net yazardım.. çeviri konusundan emin değilim hata olabilir diyorum... ama buna rağmen kitap güzel...

      Sil
    2. o halde ekliyorum listeme :)

      Sil
  2. Çeviri konusu gerçekten çok önemli. İnsanın tüm okuma isteğini bir anda alıp götürebiliyor malesef.

    YanıtlaSil
  3. çok iyi söledin. çeviri konusu. ben de bir kitabı çevirmenine göre alırım hep. genelde bütün çevirmenleri de çok aşırı kitap okuduğum için iyi tanıyorum. örneğin mehmet harmancı nevzat erkmen tomris uyar tahsin yüzel ve bilirsiniz nice iyiler var. ancak altın kitaplar ve benzeri yayınevlerinde ucuz çevirmen kullanıyolar. çevirmenler ilk baskıdan yüzde yedi alıyo. satıştan yani. o nedenle bi çevirmenin para kazanması çok zor. önce satcak filan. yayınevleri aynen televizyon gibi, öğrencilere çeviri yaptırıyorlar. özellikle gerilim polisiye romanlarda çevirmenlerin çoğu berbat. bir de adını bildiğimiz iyi yayınevleri dışındaki yayınevleri de kötü çevirmen kullanıyor. geçenlerde inanılmaz kötü bir arsen lüpen romanı çevirisi okudum. bir de insan dile hassas ise çok kötü de mi. ben de dil konusunda dikkatliyim. bırakın kötü çeviriyi, bir de da eki veya ki eki yanlışı soğutuyor di mi. çeviri konusu çok önemli. iki türlü çeviri var. bir, translation, diğeri, trans creation, çeviri ve yaratıcı çeviri. bu çeviri konusunda bitmeyen tartışmalar var zaten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bildiğim çevirmenden okumak istiyorum ama bazen mümkün olmuyor... ayrıca Yastıkname'den sonra çeviri yapanların da bir sürü sorunları olduğunu fark ettim... bazen söylenecek pek bir şey de olmuyor :( biraz sektörün durumuyla ilgili...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH