İSMAİL GÜZELSOY - DEĞMEZ
Bu kitabı anlatmak zor ama söylemesi kolay olan romanın muhteşem olduğu... bu sene rastladığım en iyi
kitaplardan biri yine... ne anlattığını tam olarak ifade edemiyorum belki ama
bitirdikten sonra sahip olduğum his inanılmaz... tıpkı bir şölen sofrasından
kalkmak gibi... çok katmanlı bir roman bu; ölümü, aşkı, dostluğu, istisnai insanları, sosyalistleri
(ülkemizin buna tekabül eden yıllarını), tıp bilimini,
resim ve edebiyatı, velhasıl insana dair ne varsa anlatıyor... arada ufak
tefek fantastik öğeler de var... bir de romanın zamansızlığı çok güzel, bazı
bölümleri memleketin 1940-50’li yıllarını işaret ediyor ama bütünü her
zamanda olabilir şekilde yazılmış... insanın ölümü yenmek için yapmaktan
çekinmeyeceği şeyleri görüp, aşkın büyüklüğü karşısında şaşırıyorsunuz... hayatın anlamını bulduğunuzu düşünüp, buna
değmediğinin farkına varıyorsunuz... kitabı o kadar çok sevdim ki anlatmak için yazdığım cümleler yetersiz kalıyor...
İki yıl önce yazarla SAF romanı
ile tanışmıştım ama aynı zamanda talihsiz bir durumdu... SAF’ı ararken yanlışlıkla
KÜN’ü (S. Kaymaz) aldım ve ondan sonra SAF’ı okumak ona hakettiği değeri
verememe sebep oldu diye düşündüm hep... bu yeni kitabı görür görmez de sadece
yazarın adına bakarak satın aldım ve hiç bir şeyin etkisinde kalmadan okumak
istedim... sonuç ise mükemmel; romana da, yazarın hikayelerine de, anlatımına
da bayıldım... şimdi geriye doğru gidip eski kitaplarını okuma zamanı, yeni bir
yazar biriktirmek gibisi yok... özetle bu romanı mutlaka okuyun, DEĞECEK inanın...
Bir
kaç alıntı;
‘’Ölümden sonra bir hayat olması gerekmiyor ki,
ölüm kendince bir hayatmış zaten. Ölüm hayatın tersi değil, mezuniyet merasimi’’
diye mırıldandı.
Bu yetmemişti bana. Böylelikle yalnızca iyi
bir insan olabilirdim. İyilik çok kaypak bir oyundu. Dünyada sahtekarlığa en
yakın kavram iyilikti, artık biliyordum bunu. Bir kaideye dayanmadan iyi
olabiliyorsam aynı şekilde kötü de olabilirdim. Dünya benim iyi ve kötü
hallerime tahammül etmek zorunda değildi. ‘’Vicdana bile lüzum
hissetmeyeceğimiz bir adalet arzuluyoruz’’ demişti Süreyya.
Hiçbir doğal afetin insan kadar yıkıcı
olmadığını görmüştüm. İnsanın aslında dünyaya verilmiş bir ceza olduğunu...
Yaşayacağım, yapacağım her şeyin
anlamsızlaşacağı zamanların geleceğini hissediyordum. İnsan ruhunun
derinliklerinde, onun gücünü kıran, onu bitkin düşüren en derin bilgiyi açık
etmişti Usta. ‘’Değmez’’ bir
bakıma insanın varacağı en büyük sırrın arkasından söyleyeceği son bilge söz olabilirdi.
Bunun ötesinde bir hikmete ulaşılır mıydı bilemem ama öyle bir mertebe vardıysa
bile onu kimse dile getirmezdi. Değmeyeceğini bilirdi... İnsan yalnızca bir kez
‘’Değmez’’ diyebilir, ikinci
kez bunu diyorsa sahtekardır. İlk söylediği anda kalemini kırmıştır zaten.
Kelimelerin gücüne, edebiyatın büyüsüne inancını koruyanlar için…
Benim için çizdiğin kader planını kabul etmiyorum!
"Tanrı, insanın ölümsüzlüğe varmış halinden başka bir şey değil" diye cevaplıyordu beni Selman Dermanî. "Ölüm ile kesilen bir hayatın hiçbir anlamı yoktur. Değmez... Bütün bu çabalara, sağalmaya, hasta olmaya, iyileşmeye, çalışmaya, mülk edinmeye, çocuk yapmaya, âşık olmaya değmez. Lisan öğrenmeye, şiir okumaya, saz dinlemeye, mutlu olmaya değmez.
Ancak ölümsüzlük varsa bu dünya hayatının bir anlamı olabilir. Kendimi yeniden, sıfırdan üretmeyi istiyorum. Bunu yapacağım. Hakkım! Kadere teslim olacaksak mağaralara dönelim, haydi!.."
İnsan yalnızca bir kez "Değmez" diyebilir, ikinci kez bunu tekrarlıyorsa sahtekârdır. İlk söylediği anda kalemini kırmıştır zaten.
Aras Nehri'nin dibinde buz tabakasının altında bir adam yatıyor: Bir edip. Faruk Ferzan. "Ne oldu bana? Öldüm mü?" diye soruyor kendi kendine… Öldü mü? Ölmediyse birinin onu kurtarması gerekecek. Yola devam etmesi gerekecek. Aşk yaşanmaya değerse bunu yapmalı…
El çabukluğuyla bizi efsunlayan bir yazar var karşımızda… Fennî Sihirler yapan bir sihirbaz!.. İsmail Güzelsoy Değmez'de hayatın en büyük iki sırrının, aşkın ve ölümün dansını koyuyor sahneye. Kelimelerin gücüne, edebiyatın büyüsüne inancını koruyanlar için…
Benim için çizdiğin kader planını kabul etmiyorum!
"Tanrı, insanın ölümsüzlüğe varmış halinden başka bir şey değil" diye cevaplıyordu beni Selman Dermanî. "Ölüm ile kesilen bir hayatın hiçbir anlamı yoktur. Değmez... Bütün bu çabalara, sağalmaya, hasta olmaya, iyileşmeye, çalışmaya, mülk edinmeye, çocuk yapmaya, âşık olmaya değmez. Lisan öğrenmeye, şiir okumaya, saz dinlemeye, mutlu olmaya değmez.
Ancak ölümsüzlük varsa bu dünya hayatının bir anlamı olabilir. Kendimi yeniden, sıfırdan üretmeyi istiyorum. Bunu yapacağım. Hakkım! Kadere teslim olacaksak mağaralara dönelim, haydi!.."
İnsan yalnızca bir kez "Değmez" diyebilir, ikinci kez bunu tekrarlıyorsa sahtekârdır. İlk söylediği anda kalemini kırmıştır zaten.
Aras Nehri'nin dibinde buz tabakasının altında bir adam yatıyor: Bir edip. Faruk Ferzan. "Ne oldu bana? Öldüm mü?" diye soruyor kendi kendine… Öldü mü? Ölmediyse birinin onu kurtarması gerekecek. Yola devam etmesi gerekecek. Aşk yaşanmaya değerse bunu yapmalı…
El çabukluğuyla bizi efsunlayan bir yazar var karşımızda… Fennî Sihirler yapan bir sihirbaz!.. İsmail Güzelsoy Değmez'de hayatın en büyük iki sırrının, aşkın ve ölümün dansını koyuyor sahneye. Kelimelerin gücüne, edebiyatın büyüsüne inancını koruyanlar için…
İsmail Güzelsoy 1963 yılında Iğdır’da doğdu. Ortaöğrenimini İstanbul’da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu’ndan ayrılıp İsveç’e gitti. İsveç’te yaşadığı üç yıl boyunca İsveç dili ve edebiyatı üzerine çalıştı.
Katkıda bulunduğu eserler: Broen (Danca antoloji, 2006), Turkische Erzählungen des 20. Jahrhunderts (Almanca antoloji, 2008), İstanbul Noir (öykü, derleme, 2008).
ilginç bir kitaba benziyor, okunası :) teşekkürler
YanıtlaSilAynen öyle:) hararetle öneriyorum... ben teşekkür ederim. sevgiler :)
SilYeni yazarlar kesfetmeye bayiliyorum muhakkak alıp okuyacagim alintilari begendim ve yorumun harika olmus merak ettim alıp okuyayim
YanıtlaSilÇok güzel bir roman umarım siz de seversiniz :) teşekkür ederim sevgiler:)
SilNotumu aldım canım:)
YanıtlaSilteşekkürler, sevgiler :)
Sil"Muhteşem" deyince not aldım, ilk kitap siparişimde vereceğim ve okuyacağım. Tanıtım için teşekkürler...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, umarım seversiniz :) sevgiler :)
Silblogunuza girmeden önce alacağım kitapları not ettiğim defterimin yanımda olup olmadığını kontrol ediyorum , zira muhakkak 1-2 kitap ya da yazar ismi not etmeden ayrılamıyorum , teşekkürler...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim :) yazdıklarınızla çok mutlu oldum... sevgiler :)
Silbilinmeyen yazarları okumak en değer verdiğim şeylerden biri. ne güzel böyle yapmanız. bu yazarı da okurum bi gün :)
YanıtlaSilAslında ''Değmez'' yazarın 10. kitabı ama kendisi pek tanınmıyor... bu durumu şaşırtıcı buluyorum... neyse geç olsun güç olmasın diye düşünmek lazım sanırım :) teşekkürler, sevgiler
Silmerhaba Gül,
YanıtlaSilNicedir kalbimi çarptıran bir yazara denk gelmedim; Hakan Günday'dan sonra tam olarak. Merak ettim yazın sayesinde, alacağım ''Değmez''i.
Blog çok dolu ama tasarımı biraz renksiz.
Ellerine sağlık
Merhaba Elif Hanım, umarım siz de benim gibi bu kitabı seversiniz...
SilBloga gelirsek; renkli tasarımlar ilk bakışta hoşuma gitse de okurken beni yoruyor o yüzden böyle sade olmasını tercih ediyorum...
Katkınız için teşekkür ediyorum... sevgiler :)
Sanırım yazarın bu kitabı ile başlayacağım, çok merak ettim:)
YanıtlaSilBen çok sevmiştim, umarım sizde beğenirsiniz:) teşekkürler, sevgiler:)
SilYazar geçen hafta Eylül Görmüş'ün programına konuk oldu. Yaşdaşım ve benzer bir yaşam bakış açımız var gibi geldi. Kitaplarını mutlaka okuyacağım. Kendisine instagramdan şöyle yazdım: "Tarzınız çok farklı, özenli; yüksek seviyeden bir empati yeteneğiniz var ve bu özellik artık çok insanda kaldı, derinliğiniz ise çok keyifli 😇 Eserlerinizi okuma iştahı oluştu 😇..." çok kısa sonra cevap verdi, beni takip etti. Hiç tanımadığı halde, her okuruna değer verebilecek nezakette biri olduğuns dair başka işaret diye düşündüm. Kitaplarını okuyup, direkt kendisine ileteceğim. Sizin yorumlarımız da bu fikirlerimi güçlendirdi, teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilGüzelsoy'dan 4 tane roman okudum, devam da edeceğim hakikaten kayda değer bir üslubu var. Şu sıralar yeni bir kitabı daha çıktı aklınızda olsun. Burada yazdıklarımın işe yaramasına sevindim, keyifli okumalar, yorum için teşekkürler:)
Sil