MARLYS MILLHISER - DÜĞÜN AYNASI
Bu
romanı indirimli kitaplar arasından aldım, epeydir de bekliyordu ve yaz için
uygun olur düşüncesiyle okudum... doğru tespitmiş, sıcak günler için rahat okunan bir kitap... yazar 1938 doğumlu bir
Amerikalı ve bu romanı 1978 yılında yayımlamış...
Konu zamanda
yolculuk ama bu sefer bedenen değil zihnen oluyor... Varlıklı bir ailenin
elinde çok çok eskiden edindikleri (düğün hediyesi olan) bir boy aynası
bulunuyor... oldukça büyük ve epey çirkin bir ayna... ailenin çoğu jenerasyonunda çirkinliğinden
ötürü tavan arasında tutuluyor... ama ailenin bazı kadınları onu ilginç buluyor
ve kendi düğünlerinde onlara da hediye ediliyor ve hikaye de orada başlıyor...
ailenin en genç üyesi Shay 1978’de (20 yaşında) düğün gününden bir gün önce bu hediyeyi alıyor
ve önünde duvağını denerken aynadan gelen bir gürültü ile kendinden geçiyor ve
uyandığında kendisini yine odasında ve aynanın önünde buluyor ama odanın mobilyaları
değişik ve aynaya yansıyan kişi ise anneannesi Brandy’nin gençlik hali... önce
rüya gördüğünü düşünüyor ama olaylar hızla gelişiyor ve daha ne olduğunu
anlamadan kendisini (Brandy’nin bedeniyle) tanımadığı bir adamla evlenmiş ve
evinden ayrılmış başka bir yere giderken buluyor... Shay’a olay çok garip, inanılmaz ve kabul
edilemez gelse de bundan sonra yapacağı, tekrar aynaya ulaşmak ve geri gitmeye
çalışmak ile 1900 yılındaki koşullara uyum sağlayıp, Brandy’nin hayatını
yaşamak oluyor... yaşanacak hemen her şeyi biliyor etrafı tarafından deli veya
cadı olarak nitelendiriliyor ama oldukça iyi idare ediyor... kitabın ilk ve en
uzun bölümü bu (SHAY)... karşı tarafta ise Brandy torunu Shay’in bedenine
girmiş oluyor o çok daha büyük şok yaşıyor ve daha zor idare ediyor bu da son
bölüm (BRANDY) olarak kurgulanmış... arada ise birinin annesi diğerinin kızı
olan ve hiçbir şeyden haberi olmadan her ikisinin de değişmiş ve garip görünen
hali ile yaşamak zorunda olan anne (RACHEL) var bu da ikinci bölümde
anlatılıyor...
Hikayeyi
çok beğendim gerçekten iyiydi, akıcı bir anlatımı vardı ama bu konuyu başka
biri (örneğin son zamanlarda çok sevdiğim Kate Atkinson) yazsa çok daha güzel, heyecanlı ve coşkulu olabilirdi diye düşündüm... bir de geçmişe giden daha iyi idare etti
(yazarın kurgusu bu şekilde) ben hep tersi olur diye düşünürdüm o yüzden acaba
diye ortada kaldım... velhasıl size başınıza gelse ne yaparsınız sorularını sorduruyor ve yaz için iyi bir roman deneyin...
Yazar: Marlys
Millhiser
Çevirmen: Özgür Umut Hoşafçı
Sayfa Sayısı : 416
Basım Yılı : 2012
Yayınevi : Mitra
Bir ayna ve aynı aile içinde farklı kuşaklara mensup iki kadın. Ortak noktaları; istemedikleri bir evliliğin arifesinde olmaları. Ve bunlara eklenen geçmiş ile şimdi arasında kalmış mutsuz bir anne. Kısacası aynadaki kadınların hikayesi bu.
Herşey 1978 yılında düğün gününden önceki gece Shay Garret'in aile yadigarı antik aynada kendine bakmasıyla başlar. Bu sırada bilincini kaybeden Garrett, kendine geldiğinde bir başkasının, Büyükannesi Brandy'in bedenindedir. Vakit gecedir ve ertesi gün bir başka düğün vardır
Yorumlar
Yorum Gönder