TARIK TUFAN - Şanzelize Düğün Salonu
Yazardan
ilk okumam ve bu kitabı almama sebep olan ise ismiydi... Şanzelize Düğün Salonu
inanılmaz bir ad (oksimorona benziyor biraz), mutlaka bir yerlerde bu isimde gerçek
bir düğün salonu da vardır... açıkçası konunun bu düğün salonu ile daha çok
ilgili olacağını düşünüyordum ama pek öyle olmadı sadece yan karakterlerden biri
orada çalışıyor ve orada bir kız kaçırıyor tüm ilişki bu kadar... belki yazar ana
karakterin geçmişi ve bugünü arasındaki uçurumu işaret etmek istediği için bu
adı seçmiş olabilir bilemiyorum...
Yazarın
anlatımı, dili güzel, roman çok akıcı ilerliyor, merak hissiniz korunuyor,
özellikle ilk 30-40 sayfa çok iyiydi ama kitabı bitirdiğimde bana bir şey
vermediğini fark ettim... yani ee okudum da ne oldu hissinden hoşlanmıyorum ve
şeyhler, müritler, tekkeler bölümleri de sinirimi zıplattı... velhasıl bu roman
bana uymadı tek söyleyeceğim bu...
Sayfa
Sayısı : 292
Basım
Yılı : 2015
Yayınevi
: Profil
"Şeyh babamın vefatından hemen sonra, yeni şeyhin kim olacağını görebilmek için rüyayı bekleyen dervişler, rüyalarında aynı gece, aynı kişiyi görüp vaziyetin mahiyetini anlayabilmek için sabahın erken saatlerinde kapımı çaldıklarında, gece boyunca vücudumun her zerresine sirayet etmiş şarabın etkisinden henüz kurtulamamıştım."
Tarık Tufan'dan "hayat bu, her şey olur" diyen bir roman!
Şanzelize Düğün Salonu'nun "isimsiz" kahramanı bir aşk için evinden çıkıp savrulmaya başlayınca, kendisini daha önce hiç yaşamadığı türden şaşırtıcı ve bir o kadar da tuhaf olayların içinde buluyor.
Tarık Tufan sevilen üslubu, hakiki hayreti ve "acayip" kurgusuyla bizi ilgi çekici bir yolculuğa çıkarıyor. Kahramanın oradan oraya savrulmasıyla gelişen bu yolculuk bir yanıyla da insanın içine doğru uzanan bir arayış.
"Aşk bize kefil oluyor bir yerde. Kalan borcumuzu temizliyor. Borç dediğim, hayata olan borcumuz; iyi insanlara, deftere yazan bakkallara, az isteyince de çok veren lokantacılara, yaptığı yemekten bir kap da sana getiren komşu kadınlara olan borcumuz. Kalan son canımızı kendi elimizle almamıza mâni oluyor. Tesellimiz oluyor. İyi tarafından bakalım. İnsanları masum olduğumuza inandırabiliriz. Ya da insanları boş verin; Allah'ı inandırırız. Âşık adamın kötülüğü de aşkı kadar aşikâr olur. Ne varsa yüzümüzde var. Başka da bir şey yok. Bu!"
Okuduğumda ben de aynı duyguları hissetmiştim. Bir daha da yazarın başka kitabını okumadım. Gözlerime yazık diye düşünüyorum artık böyle kitaplar karşısında .
YanıtlaSilSevgiler ...
Aslında yazar çok daha iyi kitaplar yazabilir gibi geliyor ama ben de bir daha deneyeceğimi düşünmüyorum. Ayrıca ben zaten Türk yazarlardan çok az okuyorum böyle olunca iyice kendimi çekiyorum çifte kötü etki maalesef:(
SilTeşekkür ediyorum, sevgiler:)
Tarık Tufan okumadım ama aklımda olan yazarlardan , tabii sıra ne zaman gelirse, ne zaman edinilebilirse :D
YanıtlaSilEylem Hanım yazarın çok da seveni var bakalım siz ne düşüneceksiniz okuyunca:) sevgiler:)
Silbu kitap da var ben de ama henüz okuyamadım. yazarın 3 kitabını okudum, en çok hayal meyal'i sevmiştim. kekeme çocuklar korosunun anlatımı biraz dağınık gelmişti ki zaten şizofrenik bir karakterin hezeyanları anlatılıyor onda da... bunu nasıl bulacağım acaba merak ettim:)
YanıtlaSilBen de merak ediyorum, yorumunuzu bekleyeceğim:) sevgiler:)
Sil