ALESSANDRO BARICCO - ÖFKE ŞATOLARI
Başlarken
aşağıda gördüğünüz arka kapak açıklamasından bahsetmek
istiyorum, muhteşem bir özet olmuş, kim yazmış ise kutlarım, çok
başarılıydı... bu kitap nasıl anlatılır derseniz daha iyi bir
anlatım bulamam... zaten Can Yayınları beyaz kapaklı zamanlarında
daha doğru, okuru yanıltmayan arka kapak yazıları basıyordu,
şimdilerde katılmadığım, ticari kaygılarla yazılmış
açıklamalara da rastlıyorum...
Gelelim
kitaba; bu A. Baricco'nun okuduğum 5. kitabı ve hepsini ayrı ayrı
sevmiştim bu kitabı da çok beğendim... uçuk kaçık, deli/dahi
insanları, hayali bir kasabayı ve o güne kadar yapılmamış
işleri hayal eden kişileri anlatıyor... romanın üçte ikisi
neşeliydi, eğlenerek insanların arasında dolaşıyormuşum gibi
hissettim hatta kitabın ismi neden bu şekilde diye düşündüm ama
sonuna doğru hem öfke hem karamsarlık ortaya çıktı ve başka
bir yönde ilerleyip son buldu...
Roman
çok etkileyici ama ne anlattığını tam çözemiyorsunuz (yani
bana öyle oldu), herkes sever mi? Hiç emin değilim, ama sonunda
bende yarattığı duygu çok iyi, yazar yine beni şaşırtmamış
oldu ve okuduğuma memnunum, değişik bir tat istiyorsanız deneyin
derim...
Son
olarak okumaya dair bir bölüm: ''Belki
de her zaman ve herkes için okumak,
sadece, dünyanın dizginlenemeden kayıp gidişi tarafından baştan
çıkarılmamak ve mahvolmamak için, gözleri bir noktaya dikmekten
başka bir şey değildir. Yani korku belası olmasaydı, kimse bir
şey okumayacaktı. Ya da bilindiği gibi, karşı konulamaz, aman
vermez bir isteğin dürtüsünü ertelemektir, okumak. İnsan
gözlerini pencereye çevirmemek için okur, budur gerçek. Açık
bir kitap her zaman korkak birinin varlığına işarettir -evrenin
yakıcılığının bakışları çelmesinden korunmak için o
satırlara dikilen gözler- evrenin gümbürtüsünü sıkıştırıp
donuk bir huniden kitap adı verilen cam kalıpçıklara akıtılan
tek tek sözcükler- kaçmanın en zarif, en seçkin yoludur, budur
gerçek. (syf:55)''
Yazar:
Alessandro
Baricco
Çevirmen:
Semin Sayıt
Özgün
Adı: Castelli
di Rabbia
Sayfa
Sayısı: 205
Basım
Yılı: 2001
Yayınevi:
Can
Öfke Şatoları, çağdaş İtalyan yazarı Alessandro Baricco'nun sıradışı bir romanı. Olaylar 19. yüzyılda, Avrupa'nın herhangi bir yerinde, aslında varolmayan Quinnipak kasabasında geçiyor. Dudaklarını gören herkesin deliye döndüğü güzeller güzeli Jun; bir cam fabrikasının müdürü olan ve sonsuza kadar dümdüz uzayan bir demiryolunu yaptırmak isteyen kocası Bay Rail; kasabanın kaşifi ve bestecisi olan, bütün notaları kendi içinde taşıyan, Quinnipak'lıların çıkardığı çalgı sesleriyle gerçekleşen bir orkestra kuran Bay Pekisch; yazgısını bir ceket gibi üzerinde taşıyan bir adam, asla evlenmediği bir adamdan dul kaldığını söyleyen bir kadın ve kasabada devasa bir cam saray kurmak isteyen Paris'li dahi mimar Horace.
Baricco bir kasabanın öyküsünü son derece canlı ve dinamik bir anlatımla verirken, o kasabanın tuhaf ve gülünç insanlarını, yeni bir çağın düşlerini, tasarlanan demiryoluyla birlikte zamanın yeniden keşfini de anlatıyor; müziği de anlatıyor: hem de şimdiye dek hiç anlatılmadığı, hiç yaşanmadığı biçimde. Anlatımda lirik, destansı, dramatik ve mizahi öğelerin birbirini izlediği Öfke Şatoları, dünyanın yalnızca hayallerden oluşmadığını acı bir biçimde hatırlatsa da dünyanın güzelliğini, teknolojinin mucizelerini, olanaksızın peşinde koşan insanların sarsılmaz umudunu yücelten bir kitap. Aşk ve arzu üzerine, zaman ve hız üzerine, müzik ve duygular üzerine, teknik ve ilerleme üzerine, dahiler, hayalciler ve kaşifler üzerine çılgın bir kitap, İtalya'da 400.000 okur bulan Öfke Şatoları, benzersiz ve çok değişik dünyalara götürüyor.
Okumaya dair dediğiniz bölümde nasıl değişik bir bakış açısı getirilmiş. Hiç böyle düşünmemiştim.. Teşekkürler güzel tanıtım için
YanıtlaSilDoğru aslında biraz kendi gerçekliğimizden kaçmak için okuyoruz. Ben teşekkür ederim.
SilGerçekten şaşırtıcı "korku belası olmasaydı, kimse bir şey okumayacaktı" yaklaşımı. Buradan yola çıkıp okumayanlar korkusuz, cesur insanlar sonucu mu çıkar diye sorarken kendi kendime, düşünüyorum aynı zamanda. Sonra aklıma düşüveriyor birden, hani derler ya, cahil cesareti diye. Doğru mu acaba? İlginç bir kitaba benziyor, evet. Teşekkürler paylaşım için:)
YanıtlaSilCesur değil de pek fazla sorgulamayan olabilir:) teşekkür ediyorum yorumunuza.
SilHarika bir anlatımla bizi yeni bir kitapla daha tanıştırdınız, yorumunuza emeğinize sağlık.
YanıtlaSilBen teşekkür ediyorum güzel yorumunuz için.
SilAlıntıyı çok beğendim, kitaplar gerçekten harika bir kaçış yolu :)) Kitabı da severim diye düşünüyorum.
YanıtlaSilO zaman keyifli okumalar, sevgiler:)
SilKüçük kasabalarda geçen film ya da dizileri severim ama demişsin ya ne anlattığı tam olarak anlaşılmıyor diye o biraz tereddüt ettirdi beni. Yine de bir şans verebilirim. Yine çok güzel bir tanıtım olmuş Gül'cüğüm, eline sağlık. Sevgiler:)
YanıtlaSilEvet karmaşıktı biraz. Çok teşekkür ederim yorumunuza Müjde Hanım, Sevgiler:)
Siltımıms aklımda olsun bu yazarcı :)
YanıtlaSilBence de bu yazardan bir tane okuyun:)
Sil