GOLI TARAGHI - Kış Uykusu

Bu kitabı İran edebiyatı diye aldım farklı kültürlerden okumak için... çok ünlü bir romanmış, birçok dile çevrilmiş, YKY'de 4. baskısını yapmış filan, insan güzel olacağını umuyor haliyle... gelgelim sonuç hiç öyle değil, hepi topu 96 sayfa ile cebelleş dur, karmakarışık, gam kasavet içinde bir şeyler anlatıyor... ne hikayenin içine girebildim, ne bir şey anladım, ne de ufak da olsa hoşuma giden bir yanı oldu... tamamen zaman israfı, okuyacağım diye hiç uğraşmayın...

Yazar: Goli Taraghi
Çevirmen: Makbule Aras
Özgün Adı: Hâb-i Zemistânî
Sayfa Sayısı: 96
Basım Yılı: 2019 (4. baskı)
Yayınevi: YKY

İran Devrimi’nin ardından yerleştiği Paris’te uluslararası bir okuyucu kitlesi edinen Goli Taraghi’nin birçok dile çevrilmiş ünlü romanı Kış Uykusu nihayet Türkçede.

Külrengi bir gökyüzü altında sabırlı, vakur, mağrur, tatlı dilli karakterlerle dolu bir roman Kış Uykusu. Goli Taraghi adım adım yaklaşan büyük değişimin yarattığı endişelerle boğuşan, hayatın gittikçe zorlaşan koşulları karşısında kalplerini temiz tutup yaşamayı sürdürmekten başka seçeneği olmayan sıradan insanların hikâyesini yalın ama görkemli bir şiirsellikle anlatıyor.

Komşu coğrafyanın bize hiç de uzak olmayan sesini duyuran dokunaklı bir roman Kış Uykusu; Makbule Aras’ın Farsçadan ustalıkla çevirdiği modern bir başyapıt.

Keşke şimdi sabah olsaydı. Keşke şimdi ben taştan, duvardan yazın kokusunu alabilseydim. Radyoyu açıyorum. Haberler. Her şeyden habersizim. Bir adam bir kadını öldürmüş. Başka bir adam kendini öldürmüş. Sel basmış. Savaş devam etmekte. Kolluk güçleri kazanmış. Dünya yine aynı dünya. Susuyorum.

Goli Taraghi 1939’da Tahran’da doğdu. 1954’te Amerika’ya giderek Felsefe okudu. Eğitim amacıyla gittiği ve yaşamaktan çok da hoşlanmadığı Amerika’da altı yıl kaldıktan sonra İran’a döndü. Öykü yazmaya başladığı bu dönemde aynı zamanda Tahran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde ders verdi. Yönetmen ve eleştirmen Hejîr Daryuş ile evlendi. 1979’daki İran İslam Devrimi’nin ardından profesör olarak ders verdiği fakülte kapatılınca ülkesinden ayrılarak iki oğluyla birlikte Paris’e gitti. 1980’den beri Paris’te yaşayan yazarın ilk öyküsü 1965’te, ilk öykü kitabı 1969’da yayımlandı. Roman ve öykülerinin yanı sıra senaryo yazarlığı da yaptı: “Eşsiz” adlı senaryosu daha sonra ayrıldığı eşi Hejîr Daryuş tarafından kısa film olarak çekildi. “Armut Ağacı” adlı öyküsü ünlü İranlı yönetmen Daryuş Mehrcui tarafından senaryolaştırılarak beyazperdeye aktarıldı. Paris’te yaşayan ve kendisine esin kaynağı olduğunu belirttiği ülkesini her yaz ziyaret eden Goli Taraghi yabancılaşma, geçmiş, sevgi, kaybetme, sürgün gibi temaları ele almakta. Kitapları İngilizce, Fransızca ve İtalyancaya çevrildi.

Yorumlar

  1. Çeviri kötü olabilir mi? Bazen baskı sayısına bakıp aldanıyor insanlar. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çeviri ile alakası yok sorun tamamen yazara ait. Edebiyat sitelerinde olumlu yorumlar var (ben bitirdikten sonra gördüm)ve insanlarda buna bakarak (sayfa sayısı da az) alıyorlar yayınevi de satılınca yeni baskı çıkarıyor doğal olarak. Ben bunların hiçbirine bakmamıştım İranlı yazar diye aldım ama olmadı maalesef:(

      Sil
  2. Ben son zamanlarda böyle hissettiğim kitabı birakiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de 15-20 sayfada bırakabilirdim ama kitap o kadar ince ki bitireyim dedim ve dayandım.

      Sil
  3. Evet hayalkırıklığı çok kötü oluyor.

    YanıtlaSil
  4. Kitap önerisi konusunda blog arkadaşlarıma daha fazla güveniyorum.Hele yayın evlerinin kitap tanıtımları fazla güven vermiyor bana.Sonuçta bastığı ürününü satmak zorunda.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arka kapak açıklamasını yanıltmadan yazarlarsa yayınevine pek itirazım olmuyor sonuçta kitapları satmaları da lazım. Blog dünyasının iyiliği kitapların okunup yorumlanması, daha doğru bilgi veriyor bana göre de:)

      Sil
  5. evet bazen oluyor böyle, sevmeyenler de "kral çıplak" demeye cesaret edemiyor övgüler çok olunca:)) elinize sağlık Gül Hanım keyifli okumalar:) bu arada size şu an okumakta olduğum Akhilleus'un Şarkısı'nı şiddetle tavsiye ederim, çok sürükleyici, 2012 orange ödülü almış, baskısı yok sanırım Nadirkitap'tan aldım ben, mitolojik hikayeyi roman haline getirmiş, keşke yazarın diğer kitapları da çevrilse dedim..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önerdiğiniz kitabı hiç bilmiyordum, mitolojik hikayeleri de severim not aldım Eren hanım teşekkürler. Ben de sevdiğim yazarların diğer kitaplarını merakla bekleyenlerdenim:) Sevgiler.

      Sil
  6. Not aldım, teşekkürler. İyi ki sizler gibi okuyan insanlar var... 😀

    YanıtlaSil
  7. :)))) muthiş bir kitap yorumu olmuş...

    YanıtlaSil
  8. Ben bu kitabı daha önce de gördüm. Yorumlarda pek beğenmemişlerdi. Teşekkürler canım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke bende görseydim önceden. Ben teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  9. aa ben bunu merak etmiştim yaa korktum şimdi kötü diyince :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Madem merak ettiniz başka yorumlara da bakın, ben sizi vazgeçirmiş olmayayım:)

      Sil
  10. hıms anlayabilirim. iran kültürü hep hüzünlü. okumayım ivit ama iran sineması çok fazla iyi :) hatta dünyadaki en özel sinema diyebilirim. ay bi de aklıma geldi. iki yazarın kitaplarını aldım. senin sevebileceğin yani. şimdi sanki bişiler okumuştun galiba, galiba da sende gördüydüm :) dag solstad ve per petterson. daha okumadan bakarak bile çok iyi olduklarını hissettim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İran sinemasından bir veya iki film izledim iyilerdi haklısınız. Romanlarda ise daha önceden Dayıcan Napolyon'u okumuş ve çok beğenmiştim ama bu bu şekilde oldu bilemiyorum:(
      D.Solsdad ve Per Petterson'u hiç okumadım (benden görmediniz yani:)) ama düşünüyorum. Petterson'dan okurum herhalde ama Solsdad'a kararsız kaldım en iyisi sizin yorumunuzu bekleyeyim:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH