GUILLERMO CABRERA INFANTE - Vefasız Peri

Bu kitabı Can Yayınları indiriminde gördüğümde yazarı çok ilgimi çekti (aşağıda özgeçmişi var) onun için aldım, açıkçası iyi çıkacağı yönünde umutluydum... öyle olmadı maalesef, hiç sevmedim, bitirmek için çabalamak zorunda kaldım ve boşa zaman harcamış oldum...

Yetişkin bir erkeğin 16 yaşındaki bir kıza aşkı gibi duruyor ama pek öyle de değil gibi... aslında ne anlattığı pek anlaşılmıyor ya da ben o kadar sıkıldım ki okurken ne anlattığını fark edemedim... yazarın tarzı da bir garip, sürekli bir sözcük oyunu ile anlatıyor, sanki espri gibi (belki kendi dilinde öyledir) ama bana sadece laf kalabalığı olarak göründü... neyse uzatmayayım bu romanın niye dip indirime düştüğünü anlamış oldum... 

Yazar: Guillermo Cabrera Infante
Çevirmen: Çiğdem Öztürk
Özgün Adı: La ninfa inconstante
Sayfa Sayısı: 240
Basım Yılı: 2016
Yayınevi: Can

Estela ve ben bu kitapta, bu sayfada, bu kelimelerde birleştik. Bizi bir boşluk birleştiriyor: O öldü, bense bu kitabı yazmak için yaşıyorum. Bizi bu cennet kurtaracak, cezamızı bu cehennem verecek: bir kitap, hayat.

Devrim öncesi Havana... gencecik Estela... ve ona sevdalanan evli bir sinema eleştirmeni. Ama bu alışıldık bir gönül serüveni sayılmaz, çünkü Estela hiç de göründüğü kadar toy değil.


Guillermo Cabrera Infante, ölümünden sonra yayımlanan Vefasız Peri'de sözcük oyunları, iğnelemeler ve göndermelerle dolu üslubuyla başka zamanlardan bir Havana aşkına hayat veriyor.


GUILLERMO CABRERA INFANTE, 1929’da Küba, Gibara’da doğdu. 1941’de ailesiyle birlikte Havana’ya yerleşti. Hekimliği bırakarak yazarlığı ve sinema eleştirmenliğini seçti. 1958’de Fidel Castro’nun devrimci güçlerini destekledi ve Batista rejimine karşı yazılar yazdı. Devrimden sonra Küba Kültür Dairesi’nin başkanlığına getirildi. 1960’ta yayımlanan ilk önemli yapıtı Savaşta Olduğu Gibi Barışta da, devrimci ruhunu açığa vuran öykülerinden oluşuyordu. Castro’nun sosyalizm anlayışı, Cabrera Infante’nin devrimden soğumasına yol açtı. Yetkililerle birkaç sürtüşmeden sonra, 1962-1965 arasında Belçika’daki Küba Büyükelçiliği’ne kültür ataşesi olarak atandı. Daha sonra bu görevden ayrılarak Londra’ya yerleşti ve İngiliz yurttaşı oldu. Başyapıtı sayılan Kapanda Üç Kaplan 1967’de yayımlandı. 1972’de James Joyce’un Dublinliler adlı öykü kitabını İspanyolcaya çevirdi. Kısa mizah öykülerinden oluşan Tropik Ülkelerde Gündoğumu Manzarası’nı 1974’te yayımladı. Sinema eleştirilerini 1978’de Her Gece Arcadia adlı kitapta topladı. 1997’de İspanya’nın en önemli ödülü Premio Cervantes’e değer görüldü. 1999’da Şehirler Kitabı yayımlandı. Cabrera Infante, 2005’te Londra’da öldü.

Yorumlar

  1. Belki çeviriden kaynaklanıyordur. Çevirinin kitap yazmak kadar önemli olduğunu düşünuyorum. Diğer taraftan olumsuz eleştirilerin yorumlarda hiçbir komplekse girmeden dile getirilmesi takdire şayan. Bazen acaba ben mi anlamadım endişesi buna engel olabiliyor zira.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çevirinin önemi konusunda söylediklerinize katılıyorum ama burada yazarın tarzı o sözcüklerle oynamayı seviyor, aynı kelimeyi birkaç dilde yazıyor vs. Sadece çeviride bazı deyim ve söylemleri Türkçe'de söylediğimiz gibi çevirmişti aynı anlama gelen bizim deyimimizi yazmıştı, bazı kişiler bundan çok hoşlanıyor ama ben bu kitapta pek sevemedim bu tip çeviriyi ama ihmal edilebilir bir seviyede idi. Kitap yorumlarında hissedileni açık açık yazma taraftarıyım, nasıl çok sevdim, bayıldım deniliyorsa hiç sevmedim, hiçbir şey anlamadım da denilmeli. Teşekkür ediyorum yorumunuza.

      Sil
  2. Aaa ben de sevmedim şu an...yetişkin herifle 16 yaşında daha çocuk bir kız, yok yok hiç almayayım ben bunu. Çok teşekkürler tanıttığın için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı görüşteyiz Müjde Hanım çok uygunsuz bir durum. Fakat bu romanda konu 1957'de geçiyor ve o tarihte Küba'da 16 yaş bir çeşit reşitlik halini ifade ediyormuş rıza yaşı gibi bir şey yazıyordu. Genç kız ben reşitim diyor adamda kabul ediyordu böyle bir durum:( Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  3. Can yayınları indiriminden 3 kitap aldım. Ayfer Tunç'un Aşıklar Delidir, Ayşe Sarısayın'ın Ansızın Günbatımı ve Dino Buzzati'nin Tam O Anda kitapları. İlk ikisini bir solukta okudum. Buzzati'ye başlayacağım. Açıkçası alırken pek umudum yoktu ama gayet iyi çıktılar.
    Sizin şansınıza iyi kitap denk gelmemesine üzüldüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitaplarınızın iyi çıkmasına sevindim keyifli okumalar olsun:) ben 12 tane aldım bazılarında tutturamamış olmam hakikaten üzücü, bakalım kalanında durum ne olacak? teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  4. yorumunuza aynen katılıyorum, ben de kitabı ismi lazım değil ünlü bir 'kitap blogger' ın övgüleri nedeniyle almıştım ve tam bir hayalkırıklığıydı, çok teşekkürler paylaştığınız için fikrinizi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyse yalnız değilmişim çok sevindim. Asıl ben deneyiminizi paylaştığınız için teşekkür ederim Filiz Hanım, sevgiler:)

      Sil
  5. sıkıcı bir kitabı bitirmeye çalışmak kadar sıkıcı bişi yok sayiden de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle, zaman israfı başka bir şey değil. Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  6. Okumayı yarıda bıraktığım nadir kitaplardan biriydi. Dediğiniz gibi tamamen zaman israfı. Hoş bir yazı olmuş. Ben de blogumda kitap incelemeleri,alıntılarımı ve karalamalarımı paylaşıyorum. Dilerseniz göz atabilirsiniz.

    https://www.kafadefterim.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yarım bırakabilirdim:) Blogunuza hemen bakıyorum, teşekkürler

      Sil
  7. bu sıcaklarda hele böyle hayal kırıklığı çekilmiyor:)) elinize sağlık Gül Hanım keyifli okumalar, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemde nasıl:) teşekkür ediyorum Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH