ANNA BANTI - ARTEMISIA

Sanat tarihçisi Lucia Lopresti, Anna Banti adıyla yazdığı bu romanın kısacık ama yoğun sunuşunda şöyle anlatıyor Artemisia'yı: '' 1598'de Roma'da, Pisa'lı bir aileden doğdu. Usta ressam Orazio'nun kızıdır. Gençkızlığa yeni erdiği sıralarda onurunun ve sevgisinin ırzına geçildi. Resmi bir iğfal davasında aşağılandı. Napoli'de resim akademisi açtı. 1638'e doğru Papa'ya başkaldıran, bölücü İngiltere'ye gitme yürekliliği gösterdi. Sözleri ve eserleriyle erkek ve kadınların iş hayatında eşit hakları ve her iki cins arasında ruh eşitliği olması gerektiğini savunan ilk kadınlardandır. Biyografilerinde ölüm yılı belirtilmemektedir. (syf:9-10)'' Wikipedia'da Artemisia'nın doğum yılı 1596, ölüm yılı 1656 olarak belirtiliyor...

Bu kitabı yayımlandığı yıl okumak istemiştim, Artemisia çok ilgimi çekmişti ama ancak gerçekleştirebildim... öncesinde bu eserin biyografi olduğunu düşünüyordum ama biyografi ile harmanlanmış bir tarihi kurgu aslında... romanın el yazmaları 1944 yazında bombalamalar neticesinde tahrip olmuş ve yazar bu eseri baştan yazmış, değişik bir anlatımı var, yazar kendi yaşadıklarını/hissettiklerini de kurgusunun içerisine katıyor... Anna Banti 1. tekil şahıs olarak kendi hayatını anlatıyor, 3. tekil şahıs olarak Artemisia'yı anlatıyor hatta onunla konuşuyor, çoğunlukla Artemisia 1. tekil şahıs olarak kendi hayat öyküsünü anlatıyor ve tüm bunlar aynı sayfa içerisinde paragraftan paragrafa bir rutini/sırası olmadan değiştiriliyor... bu anlatıma hemen adapte olamadım (ki bu tip üslubu çok seviyorum) ama çok uzatmadan alıştım... Artemisia'yı seveceğimi düşünmüştüm ama daha daha çok sevdim, muhteşem biriymiş, geçtim 17. yüzyılı bu zamanlar için bile çağın ilerisinde bir kadınmış...

Bu tarihi kurguyu sevdim sevmesine de herkese uyar mı bilemiyorum ama sanat, sanat tarihi, edebiyat, kadın haklarıyla uğraşıyorsanız veya 17. yüzyılda yaşamış bir kadın ressam ilginizi çekiyorsa mutlaka okuyun derim...

Not: Çevirmenin eseri ve yazarı açıklamak üzere sonsöz olarak yazdığı uzun metni (25 sayfa) okumakta çok zorlandım çok karmaşık yazılmıştı, kötü bir çeviri gibiydi neyse ki kitabın sonuna konulmuştu...

 

Yazar: Anna Banti

Çevirmen: Işıl Saatçioğlu

Özgün Adı: Artemisia

Sayfa Sayısı: 256

Basım Yılı: 2014

Yayınevi: Metis


Artemisia Gentileschi 17. yüzyıl başında yaşamış gerçek bir tarihsel figür, resim tarihine geçmiş az sayıdaki kadın ressamdan biri. 


Anna Banti, az sayıda vaka etrafında ressamı anlatırken, yazar sıfatıyla kendi konumunu da kitap boyunca sürekli sorguluyor. Romanın elyazmaları 1944'te bir hava saldırısı sonucunda kaybolup gidince tekrar yazmış romanı Banti; ama bu kez kendi hikâyesini de işin içine katıp kadınlık durumu üzerine, resim ve anlatı sanatları üzerine, "bir hayatı" ne ölçüde anlayabileceğimiz üzerine, karakteriyle söyleşerek sürdürdüğü derin bir düşünsel boyut da kazandırmış romana. İlk kez yayınlandıktan yıllar sonra tekrar keşfedildiğinde Susan Sontag gibi saygın eleştirmenlerde heyecan uyandırmasının nedeni de anlatı perspektifindeki bu "modernist", kendi üzerine düşünen boyut olmuş. Tabii bir de muhteşem dili…


20. yüzyıl edebiyatının ihmal edilmiş klasiklerinden, doruklarından olan Artemisia'yı, çevirmen Işıl Saatçioğlu'nun kapsamlı sonsözüyle birlikte sunuyoruz.


Anna Banti

Anna Banti (1895-1985). Asıl adı Lucia Lopresti olan İtalyan romancı, sanat tarihçisi ve çevirmen. Roma Üniversitesi'nde sanat tarihi okuduktan sonra.1940 yılında doğduğu şehir olan Floransa'ya döndü ve hep orada yaşadı. 1950 yılında, evlendiği ünlü sanat eleştirmeni Roberto Longhi ile birlikte Paragone dergisini kurdu ve kısa sürede saygın bir yer edinen derginin edebiyat bölümünü yönetti. Son derece üretken bir yazar olan Banti çeşitli kurmaca eserlerinin yanı sıra sanat tarihi monografileri de yazmış, Virginia Woolf ve Colette gibi yazarların bazı eserlerini İtalyancaya çevirmiştir. Edebiyat ve sinema alanında çok sayıda eleştiri yazısı da yazan Banti'nin, hem klasik hem çağdaş yazar ve sinemacıları ele aldığı bu son derece derinlikli yazılarından bir bölümü Opinioni (1961) adlı kitapta yayımlanmıştır. Banti'nin bu tür yazılarında üzerlerinde en çok durduğu isimler olan Stendhal, Balzac, Manzoni, Verga, Serao, Mansfield ve Woolf aynı zamanda kendi kurmaca eserlerinde de etkisi en çok hissedilen yazarlardır.


En çok 1947 yılında yayımlanan Artemisia romanıyla tanınan Banti'nin diğer kurmaca eserleri arasında şunlar sayılabilir: Itinerario di Paolina (1937), Il coragiio delle donne (1940), Sette lune (1941), La donne muoiono (1951), Allarme sul lago (1954), Le mosche d'oro (1962), Noi credevamo (1965) ve son romanı Un grido lacerante (1981).

Yorumlar

  1. Tarihi kurgular genelde ilgi çekici oluyor. Şu ana kadar pek okumadım gerçi. Kitabın konusu değişikmiş, okur muyum bilmiyorum ama.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu çok ilginizi çekmiyorsa başka kitaplara şans verebilirsiniz:) Teşekkürler, keyifli okumalar.

      Sil
  2. hımm artemisia şimdiden ilgimi çekti :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitaba kadar; o yüzyıllarda kadın bir ressamın olabileceğini hiç tahmin etmezdim. Artemisia dışında 2 tane daha kadın ressamdan bahsediyordu çok bilgilendirici ve hoştu:) Sevgiler.

      Sil
  3. Konu ilgimi çekti Gül Hanım, çok orijinal bir esere benziyor, sayfa sayısı da makul, elinize sağlık, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orjinaldi haklısınız :) Keyifli okumalar Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil
  4. çok ilgi çekici bir tanıtım olmuş Gül Hanım, bir gün mutlaka diyelim :D teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım bir gün denk gelir:) Sevgiler Eylem Hanım:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH