HÉLÈNE L'HEUILLET - gecikmeye övgü - zaman nereye gitti?
Bu kitabı gördüğümde çok heyecanlanmış, yazar bir felsefeci olduğundan hepimizin şikayet ettiği zamanın hızlı geçmesi konusunu iyi açıklayacağını düşünmüştüm... maalesef umduğumu bulamadım, anlaşılması çok güç bir metindi... daha direkt yazayım kitaptan hiçbir şey anlamadım sayılır, bir kaç paragrafta işte bu, tamam filan dedim ama o kadar azdı ki onu göz ardı edebilirim... zamanın hızlanmasını kapitalizme (tüketim toplumuna) bağlıyor gibi?... çözüm olarak da gecikmek gerekiyor gibi? bir önermesi var ama ondan da hiçbir şey anlamadım... melankoliden, uykusuzluktan, hüzünden bahsediyor sanki gecikmek onlara çözüm olabilecekmiş gibi anlatıyor ama bilemedim? ayrıca tek kişi gecikerek sorunu çözebilse bile toplumsal olarak nasıl olacak? belli değil, anlamadım demiştim değil mi?... çeviriden de hoşlanmadım, özetle benim için hüsran oldu...
''Gecikmenin yerinde kullanımı başkasının zamanını suistimal etmeye izin vermez kuşkusuz. Düzenli olarak gecikenler can sıkarlar haklı olarak, ama zamanlarını ''yönetemedikleri'' gerekçesiyle rahatsızlık vermemelidirler. Suistimalin kaynağı, gecikmenin kendisinde değil, tersine, uysallığının sınırlarını sınamak için birisini bekletmekten hoşlanmakta yatar. Zaten gecikme bir düzene oturtulamaz. Genel bir tutuma dönüşemez. Yoksa bozguncu işlevini kaybeder. Gecikme bizi şaşırtmalıdır. Geç kalanı bile şaşırtmalıdır. Sevincin koşuludur bu. Sevinç ve neşe veren gecikme bilinçaltının tezahürüdür. Kendimizle olan buluşmaya vaktinde varmaya yönelik temel ödevimizi hatırlatır bize... (Sonuç syf:102)'' bu paragrafın size bir fikir vermesini umuyorum...
Yazar: Hélène L'Heuillet
Çevirmen: Şehsuvar Aktaş
Özgün Adı: Éloge du retard – Où le temps est-il passé?
Sayfa Sayısı: 104
Basım Yılı: 2022
Yayınevi: YKY
Çağımızın hastalığı: Zamansızlık, her yere ve her şeye geç kalma korkusu... Oysa geç kalmak iyidir.
Hélène L’Heuillet Gecikmeye Övgü’de çocuklukta ısrar etmek, uykusuzluk, annelik, çalışma yaşamının katı kuralları gibi olgular üzerinden zaman(sızlığ)ın hissedilen yüzlerini tasvir ediyor ve hayatı daha iyi anlamak için geç kalmaya davet ediyor bizi.
“Geç kalmak tam bir saplantıya dönüştü. Öyle ki her şey bizi erkenciliğe sürüklüyor. Günümüzde çocuklar bile çocukluktan çıkmak için acele etmeliler; hızlı gitmeliler – okumayı hızlıca öğrenmeli, hızlıca ‘temel bilgilere hâkim olmalı’, oradan oraya hızlı gitmeliler. ‘Erken gelişen’ bir çocuk sahibi olmak bütün ebeveynlerin hayali. Ama yaygınlaşan erken gelişmişlik, giderek daha sık görülen erken ergenlik ve erken menopoz olarak da kendini gösterdiğinde oturup ağlıyoruz.”
Hélène L’Heuillet Sorbonne Üniversitesi’nde felsefe bölümünde doçent. “Raison publique” dergisinin yayın kurulu üyesi.
İlginç bir kitapmış. Gereğinden hızlı yaşamayı ve sıkıştırılmış hayatları ben de rahatsız edici buluyorum ama umursamazlıktan gelen gecikme eylemini de sevmiyorum. Her şeyin vakti zamanı var. Günümüzde daha çok iş dünyasında her şey kalıplaşmış, hızlı olanın başarılı kabul edildiği gerisinin umursanmadığını bir dönemdeyiz malesef. Sürekli bir yarış içine sokuluyoruz, sınavlar da dahil. Çözümü var mı bilmiyorum, sanırım sistemden, toplumdan biraz uzaklaşmak gerek. Bunu da herkes yapamaz.
YanıtlaSilZaten yazarda o yarış halinin kötü olduğunu anlatıyor ama çözüm olarak sunduğu şey bana çok yapılabilir gelmedi, çok bireysel buldum. Toplumdan uzaklaşmak zor, herkes en nihayetinde zamanın ruhuna göre davranıyor. Teşekkürler, sevgiler:)
Silyani romandan çok felsefemsi yazmışsa anlaşılmaz tabiii :)
YanıtlaSilRoman değil zaten akademik bir kitap. Yazarın özgeçmişinden daha iyi bir anlatım beklemiştim. Sevgiler:)
Silhımm anladıım tembelliğe övgü gibi ama düzen eleştirisi gibi ama kaotik dil :)
SilAynen öyle:)
Silkitabı kendime yakın hissettim nedense okumam gerekiyormuş gibi hissediyorum. :)
YanıtlaSilO zaman okuyun, bende sizin yorumunuzu bekleyeyim. Sonuçta her kitap herkeste farklı izdüşümleri yapıyor. sevgiler:)
SilKesinlikle. Konu güncel, yazarda felsefeci olunca her şeyi açıklayacağını düşündüm, galiba hata burada başlıyor. Neyse başka kitaplara artık. Sevgiler:)
YanıtlaSil