ELENA FERRANTE - benim olağanüstü akıllı arkadaşım

NAPOLİ ROMANLARI – BİRİNCİ KİTAP

Bu kitabı Oray Eğin’in gazetedeki köşesinde gördüm, daha öncesinde hiç dikkatimi çekmemiş, meğer çok sevilen, bir çok dile çevrilen, öve öve bitirilemeyen bir seri romanmış (kitabın başında tam 11 sayfa bu övgülere yer vermişler)... 

Ben seri kitapları da (ki bu bir dörtleme Türkçeye ilk ikisi çevrilmiş), çok satanları da pek sevmiyorum ama hem köşe yazısında yazılanlar ilgimi çekti hem de yazarın kimliğini gizli tutması kitabı okumama sebep oldu... takma isimle yazılan romanların -hiçbir alakası olmamasına rağmen- iyi çıktığını düşünüyorum, bunun nedeni de Trevanian (sonradan kimliği açıklandı), Emile Ajar (şimdi Romain Gary olduğunu biliyoruz) ve John Twelve Hawks (kim olduğu halen bilinmiyor) gibi yazarların kitaplarını beğenmemdi... her neyse hemen gidip aldım ve okumaya başladım...

1950'lerde Napoli'nin varoş semtlerinin birinde yaşayan iki küçük kızın (Lila ve Lenu) aileleri, arkadaşları, öğretmenleri ve mahalleli ile birlikte hayatlarını anlatıyor, birçok kişi yazarın otobiyografisi olduğu şeklinde tahminde bulunuyor... ilk kitap kızların 8-9 yaşından başlıyor 16 yaşlarına kadar olan zamanı anlatıyor... Lila zeki ve baskın, Lenu akıllı ve edilgen bir karakter, aralarındaki tüm ilişki Lenu’nun hayatının merkezine Lila’yı oturtmasına ‘’Sadece Lila aklımdan çıkmıyordu ve o da mektuplarıma yanıt vermiyordu. Ben yanında yokken başına güzel ya da kötü bir şeyler gelmesinden korkuyordum. Bu eski bir korkuydu, üzerimden bir türlü atamıyordum: onun hayatına ait parçalardan yoksun kalırsam kendi hayatımın yoğunluğu ve anlamı kaybolacak sanıyordum.’’ dayanıyor... Lenu ışığa doğru uçan böcekler gibi tüm hayatını Lila’ya endeksliyor ama kendi hayatı da biraz şans biraz da Lila’ya yetişeceğim diye çok çalışmasıyla iyi bir duruma geliyor ve hikaye, arkadaşlıkları, sevgilileri, hayalleri, umutları ile devam ediyor...

Roman fena değil ama bunca insan neyi bu kadar çok sevdi, çok övdü bilemedim... kitabın üçte ikilik kısmını hoşlanmadan okudum açıkçası, sonrasında biraz daha iyi oldu ama seri olmasından da kaynaklanan bir yerinde sayma durumu vardı... mevcut bir hikayeyi dört kitaba yaymak isteyince konu olduğu yerde duraklıyor ve bence bu kitabın en büyük sorunu bu... 

Ben seriye devam edecek kadar sevmedim o yüzden burada bırakıyorum... sadece merak edeceğim iki şey kalacak biri; kitap Lenu’nun ağzından yazılıyor hep onun duygu düşüncelerini öğreniyoruz sonrakinde Lila’nın anlatması ve onun hissettiklerini yazmasını istedim öyle mi yapıyor bilemiyorum tabii... diğeri ise konunun girişi kızların altmış yaşına geldikleri zamandan başlıyor ve bu sırada Lila ortadan kayboluyor ‘’Lila her zamanki gibi abartmak istiyor, diye düşündüm. İz kavramını ölçüsüzce genişletiyordu. Sadece kendi, tam altmış altı yaşında ortadan kaybolmak istemiyordu, ardında kalan bütün ömrü de silmek istiyordu. Gerçekten öfkeliydim. Bakalım bu sefer kim kazanacak dedim kendi kendime.’’ sanırım Lila sonunda ne yaptı diye merak edeceğim ama üç kitap daha dayanabileceğimi sanmıyorum... 

Çevirmene ve editöre not : bir kadın kocasının kız kardeşine ‘’görümcem’’ der ‘’yengem’’ değil... bu kadar basit ve yaygın kullanılan bir akrabalık hitabı nasıl yanlış çevriliyor akıl alır gibi değil...

Yazar:  Elena Ferrante  
Çevirmen : Eren Yücesan Cendey
Sayfa Sayısı : 360
Basım Yılı : 2015
Yayınevi : Everest

Kimliğini ısrarla gizlemesiyle adeta bir efsane haline gelen müstear isimli Elena Ferrante'nin dört ciltten oluşan "Napoli Romanları", sadece İtalya'da değil tüm dünyada fenomen olarak kısa sürede 22 dile çevrildi. Bugün milyonlarca okurun hayranlıkla okuduğu dizinin devam kitaplarının da en kısa sürede raflardaki yerini alacağını belirtiriz.

"Sen benim olağanüstü akıllı arkadaşımsın, hepimizden çok daha başarılı olmalısın, bütün kızlardan ve erkeklerden."

Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım, İtalya'da bir kenar mahallede yetişen iki genç kızın çekişmeler, kıskançlıklar ve sırlarla örülü dostluklarını, zorluklarla geçen büyüme ve varoluş serüvenlerini anlatıyor.

"Napoli Romanları"nın ilki 50'lerde, fakir bir mahallede başlıyor. Bu unutulmaz dostluk hikâyesinde fazlasıyla akıllı ve duyarlı iki genç kız, Lenù ile Lila, boğucu erkek-egemen kültür, duyarsız, buyurgan aileleri ve yoksunluklar karşısında birbirlerinde teselli bulur. Ancak bu iki sıradışı arkadaş büyüdükçe, onlara dayatılan değerleri kabule yanaşmayacak, büyük fedakârlıklar da gerektirse, birer kadın olarak tutkularını yaşamak ve yaratıcı olmak için ellerinden geleni yapacaktır…

"Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım sürükleyici, kalabalık, geniş bir 'olgunlaşma romanı.'"
-James Wood, The New Yorker-

"Elena Ferrante: öfkeli kadın yazarların en iyisi!"
-John Waters, yönetmen-

"Ferrante'nin genç kızlık ve arkadaşlık meselesini ele alışı olağanüstü etkileyici."
-Gwyneth Paltrow, oyuncu-

Yorumlar

  1. hiç duymamıştım bu kitabı, kapak isim falan beni cezbedebilirdi ama yerinde sayıyorsa evet okuması zor olur:/ teşekkürler tanıtım için, sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim hissettiklerim tam burada yazdığım gibi ama öyle görünüyor ki benim dışımda herkes çok sevmiş o yüzden referans olabilir miyim bilemiyorum :) yorum için teşekkürler sevgiler :)

      Sil
  2. Bence şimdilik kalsın bu eser:) Canım çok iyi tanıtım olmuş. teşekkür ederim. Sevgiler canım.

    YanıtlaSil
  3. hımmm napoliyi nasıl anlatıyor ama söleseneee. merak ettiklerimden orası :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şehir romanın ana ekseninde değil pek, daha çok insanlara ve onların davranış/duygularına yoğunlaşılmış... o nedenle aklımda yer eden bir şehir tasviri hatırlamıyorum... ayrıca çok fakir bir semtte yaşıyorlar daha çok o mahallenin kasvetli hali aktarılıyor... şehri merak ediyorsanız bu doğru bir kitap değil ama belki serinin diğer romanlarında daha çok anlatıyordur... yorum için teşekkürler :)

      Sil
  4. Bazen böyle övgüler alan kitapları okuyunca bende de bir hayal kırıklığı oluşabiliyor... :) Bu arada yorumunuzu görmüştüm ama ancak yanıt yazabildim... :)

    YanıtlaSil
  5. dursun biraz daha sanki hemen okunur desem okuyuverecekmişim gibi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu kitapla ilgili çok iddialı bir laf edemiyorum... teşekkürler sevgiler :)

      Sil
  6. Merhaba, serinin ilk ve ikinci kitaplarını okudum, üçüncü kitabı da basıldı ve ben büyük bir heyecanla okumayı bekliyorum. Yorumunuzda kitap yerinde sayıyor demişsiniz, ancak bu konuda size katılmıyorum. Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım sizin de dediğiniz gibi iki çocuğun büyümelerini anlatıyor. Ancak hikaye genel olarak aynı mekanda geçmesine rağmen, diyaloglar ve Lila ile Lenu haricindeki karakterlerin yaşantılarıyla bambaşka yerlere götürüyor. Kitapla alakalı incelememi okumak isterseniz http://ezgininizleri.blogspot.com.tr/2015/11/elena-ferrante-benim-olaganustu-akll.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bana hitap etmedi:( yoksa çok seveni var sizin gibi. blogunuza bakacağım. teşekkürler :)

      Sil
  7. merhabalar..ben seriyi çok sevdim, yazar ve kitap hakkında dilimizde yazılmış ne gibi yorumlar var diye bakıyordum ki yazınızı ve sonundaki notu gördüm. çevirmene kısa bir not düşmüşsünüz, görümce yerine yenge olarak çevirdiği için;ancak lila'nın görümcesi aynı zamanda yengesi, ağabeyinin karısı yani.. sanırım gözünüzden kaçmış..sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, ben yalnızca ilk kitabı okudum. o kitapta Lila'nın görümcesi, henüz yengesi olmamıştı. ''Rino ve Pinuccia'yı görüyordum. Onların işi çok daha hızlı yürüyecekti: Cerullo ayakkabıcısı ciddi biçimde yol alırsa, en fazla bir yıl içinde bundan hiç aşağı kalmayan yeni bir düğün olabilirdi. Syf: 355-356'' yukarıda alıntıladığım cümleye bakıldığında da olayın henüz olasılık olarak belirtildiğini görebilirsiniz. Sonraki kitaplarda evlenmiş olabilirler ama bu ilk kitabı bağlamaz... yine de eğer Rino ve Pinuccia arasında benim gözümden kaçan bir nişanlılık ve evlilik gibi resmi bir durumu gösteren ibareyi sayfasını da belirterek yazarsanız tanıtıma eklediğim notu özürümle beraber seve seve kaldırırım...sevgiler

      Sil
  8. İkinci ciltteyim ve muhteşem güzellikte bir kitap tamamen yanlış anlamışsınız kitap yerinde saymıyor hayat gibi doğal bir akışı yansıtıyor gerçek hayatta da her an bir aksiyon mu yaşıyoruz ....bir mahalle insanlar gelenekler kültürler aşk nefret öfke acı insana dair ne varsa bu kitabı. İçinde mükemmel bir kadın romanı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kusura bakmayın cevap vermeyi unutmuşum yeni yorum gelince fark ettim... size de iyi okumalar diliyorum:)

      Sil
  9. Ben 1. Kitabi bir haftada 2. Kitabida 4 gunde bitirdim. Iyi ki ilk basimda almamisim tum seri basimi bitmeden baslasaydim beklemek cok zor olurdu. Uzun zamandir okudugum en iyi seri acikcasi. Duygular cok net nefret ve baglilik ic ice gecmis. Yerinde saymiyor ve akiyor adeta.Kitap severlere kesinlikle tavsiye ederim. Yarin ucuncu kitaba baslayacagim simdiden heyecanliyim.

    YanıtlaSil
  10. Bruno karakteri kimdi arkadaşlar? Hatırlayamadım

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH