MİNE G. KIRIKKANAT - BİR GÜN, GECE

Bu Mine Kırıkkanat’tan okuduğum dördüncü kitap, işin ilginç yanı da üç tanesinin seri benzeri bir niteliğe sahip olduğunu yeni fark etmem oldu(!)... önce son kitap Destina’yı, sonra ilki Sinek Sarayını, şimdi de ikincisi Bir Gün, Gece’yi okuyarak istemeden karmaşık bir sistem oluşturdum (gerçi kitapların önceki baskılarında bu konuya ilişkin bir bilgi yoktu Kırmızı Kedi yeni basımlarda belirtiyor)... aslında tam anlamıyla bir seri değil, kitaplar birbirinden bağımsız okunabiliyor, ana hikaye her üçünde de farklı, sadece bazı karakterler (Sinan, Daryal ve Hilmi) ve ülkemiz üzerine oynanan oyunlar devamlılık arz ediyor...

Aslında bu roman distopya olarak da düşünülebilir... konu; peş peşe 7-8 şiddetinde iki büyük depremin arkasından hem İstanbul’da hem de Marmara Bölgesinde taş üstünde taş kalmamasıyla başlıyor... milyonlarca insan ölmüş, bütün sanayi tesisleri harap olmuş, tam bir yıkım hali ve yönetim zafiyeti mevcut... tüm dünyadan yardım yağıyor ama bir yandan da egemen güçler ülkeden pay kapma peşindeler...  yazar bir büyük felaketten sonra nasıl darmadağın olduğumuzu ve yıllardan beri süren sorumsuzlukların başımıza ne işler açtığını ortaya koyuyor... Kırıkkanat bu romanı 2003 yılında yazmış, biraz daha bekleseydi depreme bile gerek olmadan bu romanı kurgulayabilirdi diye düşünüyorum...

Sonuçta karamsar bir tablo ama güzel bir roman okuyun derim...

Yazar:  Mine G. Kırıkkanat
Sayfa Sayısı : 192
Basım Yılı : 2015 (2003 İlk basım)
Yayınevi : Kırmızı Kedi

Sinek Sarayı'nın kahramanları, serüvenlerine bu kitapta devam ediyor!

Sinan ve Daryal/Nejla, "Sinek Sarayı"ndan ayrıldıktan yıllar sonra, AB özel görevlileri olarak büyük bir depremin yerle bir ettiği İstanbul'a geri dönerler. Yanlarında, Paris'te işlenen karanlık bir cinayetten kaçan Feride'yle birlikte.

İstanbul'dan geriye kalan, yıkıntılar arasındaki açıklıklarda kurulmuş çadırlar ve insan yığınlarıdır. Korku, açlık ve kara kış, viran şehirde yaşamaya mahkûm insanlarda kontrol edilemeyen bir öfkeye dönüşür. Yemek kuyruklarında, yetersiz sayıdaki çadırkentlerde patlak veren bu öfke zaman zaman çatışmalara neden olur.

Gündelik yaşamı devam ettirme çabalarıyla geçen gün yerini geceye bıraktığında kentin yeni sahipleri saklandıkları yerden çıkar: Yıkımın sorumlularından hesap sorma peşindeki çeteler, yağmacılar ve hırsızlar...

Tüm bu felaketin ortasında denetimi elinde tutmaya çalışan Ankara değil, ABD ve AB'nin gönderdiği yardım kuvvetleridir. AB'nin kurduğu Kriz Masası'nın başında bulunan Sinan ve asistanı Daryal/Nejla, yardım amacıyla ülkeye yerleşen AB ve ABD'ye karşı, birden fazla kimlikle karşılarına çıkan Hilmi'yle beraber mücadele ederler.

Yorumlar

  1. Kurguya dönmüş demenizi tam anlayamadım? Sinek Sarayı'da kurguydu... konu farklı, karakterler sebebiyle devamı şeklinde... eğer bir tercih yapmam gerekirse ben de Sinek Sarayını seçerdim:) ama bu da çok değişik bir kitap ve tam da bugünlerde bizi rahatsız edip kendimize getirecek uyarıcı şeklinde, okuduğunuzda bundan da memnun kalırsınız diye düşünüyorum... yorum için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  2. Mine Kırıkkanat ı hiç okumadım ama okumayı hep istediğim bir yazar. Kısa zamanda inşallah diyeyim.

    YanıtlaSil
  3. 10 nisan 2003 ? olarak bitirilen bir kitabın sonuna iyibir şekilde mi yoksa kötü bir şekildemi devam edeceğimi belirliyemedim

    YanıtlaSil
  4. Bu konuda bir kitap olduğunu bilmiyordum! Ben de bir mimde deprem içerikli distopik dünya kurgulamıştım. Hemen okunma listeme eklenmeli. :))

    YanıtlaSil
  5. Ben de hiç duymamıştım bu kitabı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz eski bir kitap, iyi ki kırmızı kedi yeniden basıyor:)

      Sil
  6. bu kitabını duymamıştım mine kırıkkanatın, konusu ilginçmiş...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu insanı tedirgin ediyor ama deprem de ülkemiz üzerinde oynanan oyunlarda her daim kapımızın önünde duruyor :( en azından kötü senaryoyu görmekte fayda var.

      Sil
  7. okudum bunu fakat seri olduğunu bilmiyordum , kitap kurgu , yakın tarih üzerinden , ben de beğendim ve yazara mim koydum , bütün kitaplarını okuyacağım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başlangıçta yazar da seri yapmak istememiş olabilir, ayrıca kitaplar çok aralıklı yazılmış bana sanki sonradan karar vermiş gibi geliyor... yazar konusunda da çok haklısınız ben de çok severim...

      Sil
  8. tek bir romanını okudum ama sempatim var :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH