SALMAN RUSHDIE - FLORANSA BÜYÜCÜSÜ

Öncelikle yakın zamanda Salman Rushdie yapılan saldırıyı kınıyorum, dini fanatizmin ve insanın kötülüğünün vahim sonuçlarını bir kez daha ibretle görüyoruz... Yazara çok geçmiş olsun ve umuyorum ki bu elim olay, muhteşem eserlerini ortaya koymasını engellemesin...


Romana gelirsek; masalsı bir hikaye çerçevesinde 15 ve 16. yüzyıllarda batıda Floransa'da Medici'ler ve diğer tarihi kişilikler, doğuda Hindistan'da Babür İmparatorluğu ve Ekber Şah, arada Osmanlı İmparatorluğu ve Fatih Sultan Mehmet, II. Beyazıt, Yavuz Sultan Selim anlatılıyor, kitabın sonunda kısaca Amerika'nın keşfine de değinilerek bitiriliyor... arka kapak açıklaması romanın konusunu çok iyi ortaya koyuyor ve minik puntolarla basılı toplam 6 sayfa kaynakça da var... hemen peşin peşin yazayım romanı çok sevdim, zevkle, keyifle, merakla okudum, 6. Rushdie kitabımı da memnuniyetle tamamladım...

Ekber Şah (1542-1605), farklı dinlere sahip olan tebaasını ortak tek bir din çatısı altında birleştirmek projesiyle nev-i şahsına münhasır bir imparator olmaya çalışmış ve 1582 yılında yeni bir din oluşturarak bunu ilan etmiştir (Vikipedi)... roman bu konuyu çok iyi yansıtıyordu ''Belki de gerçek bir din yoktu. Evet, kendine bu düşünceyi zihninde evirip çevirme izni vermişti. İnsanların tanrıları yarattığı, aksinin doğru olmadığı yönündeki şüphelerini birine açabilmeyi çok istiyordu. Her şeyin merkezinde olan insandır, Tanrı değil, diyebilmek istiyordu. Yürekte, en yukarıda ve en altta, önde, arkada ve yanda olan insandır, Şeytan da Melek de insandır; mucize de günah da insan, hep insandır; gelin bundan böyle insanoğluna adananlardan başka tapınak tanımayalım. İşte en dile getirilemez ihtirası buydu; insan dinini kurmak. (syf:106)'' astığı astık bir imparator olmasına rağmen yazar onu çok değişik, hoş, muzip tasvir etmişti, Ekber Şahı çok sevdim...

Gelelim romanın bana çok garip gelen bölümüne; Floransa'da, Niccolò Machiavelli (1469-1527), Agostino Vespucci (1495-1515) ve Antonino Argalia çocuklukları beraber geçmiş üç arkadaş olarak (ilk ikisi bildiğiniz üzere gerçek, sonuncusu ise kurgu karakter) romanda yer alıyor ve üçünün de aynı yaşlarda olduğu söyleniyor (ben Argalia'nın doğumunu da 1469 olarak esas aldım, Vespucci onlardan 26 yaş daha küçükse de ihmal edilmiş demek ki???)... hikayenin devamında; çocuklar 12 yaşlarındayken Argalia'nın ailesi ölüyor ve o arkadaşlarına paralı asker olacağını, Andrea Doria'nın ordusuna katılacağını söyleyip Floransa'dan ayrılıyor, hakikaten Andrea Doria'nın (1466-1560) ordusuna katılıyor ve bir zaman sıçraması yaratılarak Preveze Deniz Savaşına (1538) geliniyor... gerçekte Doria, Argalia'dan yalnızca 3 yaş büyük olmasına rağmen kurguda Doria yetişkin, Argalia çocuk olarak karşılaşıyorlar (tamam kurgu bu diyebilirsiniz belki ama bilemedim???)... sayfa 217'de Preveze Savaşı'nın en az bir bölümünü sanki Doria kazanmış bir şekilde anlatıyor (ki burada da bir hata var) ve Argalia 12 yaşında Osmanlılara esir düşüyor ve devşirilerek Yeniçeri oluyor ve bu kez de geriye doğru bir zaman sıçraması yaratılarak, Fatih'ten, Yavuz Selim'e tüm padişahlara hizmet ediyor... şimdi yazar; Argalia'yı Osmanlılara bağlamak için Doria'yı kullanıyor diye düşünsem de Doria ile Fatih Sultan Mehmet aynı tarihe denk düşmediği için bu ne anlatıyor ya diye şok oldum ve bu tarih karışıklığı; tarihi biliyor olmama rağmen, yeniden sürekli hesap yapmama, kim hangi tarihte doğdu, hangi tarihte hangi savaş yapıldı diye araştırmama sebep oldu ve bu duruma çok sinir oldum... burada başta çevirmen, editör ve yayınevinin hatası olduğunu düşünüyorum, yazar kendince tarihleri çarpıtmış olabilir (ki 6 sayfa kaynakça koyduğu tarihi bir eserde yazarda doğru davranmamış) ama bizim tarihimiz olduğu için çevirmen veya editör bir dipnot koyabilirdi bunu Can Yayınlarına hiç yakıştıramadım umarım sonraki baskılarda bir not eklerler...

Sonuç olarak; bu tarih hataları yüzünden epeyce uğraşsam da romanı çok beğendim,  kaçırmayın okuyun diyorum...

Yazar: Salman Rushdie

Çevirmen: Begüm Kovulmaz

Özgün Adı: The Enchantress of Florence

Sayfa Sayısı: 440

Basım Yılı: 2021 (14. Baskı) 2009 (1. Baskı)

Yayınevi: Can

Salman Rushdie’nin, “Bu kitabı yazmak için yıllarca okuyup araştırma yapmam gerekti,” dediği Floransa Büyücüsü, türlü türlü anlatıcılar, gezginler, serüvenciler tarafından aktarılan, Moğollar, Osmanlı ve Babür imparatorlukları ve Rönesans Floransa’sının tarihine ve kültürüne göndermeler yapan, bölgenin tarihini masallarla kaynaştıran büyüleyici bir yapıt. Kitaptaki cinsellik ve erotizmin odağı olan güzeller güzeli Floransa Büyücüsü, aslında erkekler dünyasında kendi kaderine hükmetmek isteyen bir kadın; ama giderek kocaman hükümdarların yazgısını bile değiştiriyor ve en parlak dönemlerini yaşayan Mugal payitahtı ile Floransa’nın toplumsal yaşamlarında bir dönüm noktası oluyor. Floransa Büyücüsü, kader, güzellik, savaşlar, tılsımlar ve sadakatle örülmüş bir yolda Rönesans İtalya’sının saraylarından Hindistan’ın uzak kıyılarına bir solukta uzanan bir başyapıt.

SALMAN RUSHDIE 1947 yılında Hindistan Bombay'da doğmuştur. On roman, bir kısa öykü derlemesi ve dört edebiyat dışı yapıtın yazarı ve Mirrorwork adındaki çağdaş Hint edebiyatı antolojisinin iki editöründen biridir. Yazarın Geceyarısı Çocukları adlı romanı 1981’de Booker Ödülü’nü, 1993’te Booker of Bookers ve 2008’de Best of the Booker ödüllerini aldı. Mağriplinin Son İç Çekişi, 1995’te Whitbread Ödülü’nü ve 1996’da Avrupa Birliği Aristeion Edebiyat Ödülü’nü kazandı. Salman Rushdie, edebiyata yaptığı katkılardan dolayı 2007 yılında “Şövalye” unvanıyla ödüllendirildi. Ayrıca, İngiltere Kraliyet Edebiyat Derneği üyesidir ve Fransa Kültür Bakanlığı tarafından verilen Commandeur des Arts et des Lettres unvanına da sahiptir.

Yorumlar

  1. Bu saldırıyı ben de kınıyorum,kitap baya ilgimi çekti,.Daha önce bu yazarı hiç denemedim, en kısa zamanda listeme ekleyeceğim, yorumuna sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok özgün bir üslubu olan bir yazardır, umarım seversiniz. Keyifli okumalar, teşekkürler.

      Sil
  2. Kitabı bilmiyordum, konu olarak bayağı geniş bir yelpazeye sahipmiş. Farklı kitapları bize tanıttığın için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim işe yarıyorsa ne mutlu bana:) sevgiler

      Sil
  3. saldırıdan haberim olmadı ama kitap beni oku diyor.
    dinde fanatizm diye bir şeye hiç rastlamadım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 12 Ağustos'ta ABD'de bıçaklı saldırıya uğradı bir gözünü ve bir elini kaybetti. Daha öncesinde de İran tarafından verilmiş öldürülme fetvası vardı.

      Sil
  4. Ben de bu tarih hatalarina çok kızarım filmlerde falan da görünce herkes kurgu ya dese de yok deli oluyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tarihi biliyorsanız sorun oluyor, yazarın bu kadar araştırma yaptım dedikten sonra bunu yapması hiç iyi olmamış. Can Yayınlarının bu konuya hiç değinmemesine kızdım asıl. Her şeye dipnot ekliyor bunu da yazsana. Neyse bakalım belki düzeltirler. Teşekkürler:)

      Sil
  5. Söylenecek çok bir şey yok hakikaten. Bundan sonrasında böyle hadiseler olmasın diye, devletler, hükümetler kötülüğü körüklemesin diye, insanlar daha hoşgörülü olsun diye dilek dileyebiliriz. Sevgiler:)

    YanıtlaSil
  6. Rushdie, büyülü gerçekçiliğin muazzam bir kalemi fakat yazdıkları "bağzı" kesimleri her daim rahatsız etmiş ve etmekte ne yazık ki, Şeytan Ayetleri adlı kitabını bilhassa okumak istemiş bu bağlamda pek çok girişimde bulunmuş fakat muvaffak olamayarak bir başka kitabını okumuştum. Hakkında verilen ölüm fetvaları var diye biliyorum, insanlar yazdıkları ya da düşündükleri yüzünden neden bu kadar acımasızca cezalandırılmak isteniyor hiç anlamadım hiç anlamayacağım . Umarım kalemi hep yazsın... Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız bende hiç anlamıyorum ama bu tip olaylar o kadar çok ki maalesef:( Evet umalım ki hep yazsın. Keyifli okumalar Eylem Hanım, sevgiler

      Sil
  7. Rüşdi özel tarzıyla her okura hitap etmeyen bir yazar ama sizin sevdiğinizi biliyorum, tarih konusundaki karışıklığa ise çok şaşırdım, dediğiniz gibi editör veya çevirmen dip not koyabilirmiş, elinize sağlık Gül Hanım, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet tarzı oldukça değişik ama bana çok uyuyor en sevdiğim yazarlardan biri:) Çok teşekkür ederim Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil
  8. bu yazarın şeytan ayetlerini okudum sadece, iyiydi tabii, başka okumadım, bunun da konusu ilginç gelmedi bana, rushdie nin dili yakın gelmiyor bana :) kitaptaki hataları bilemedim, yazarlar böyle şeyler yapıyor, kendisi bir tür kurgu yapıyor, tarih olunca tabisi doğru olmalı :) ama tabii ona yapılan saldırı kötü çok. bu dünya ne kötü bir yer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz tarih de sevmiyorsunuz ya bu kitap hiç olmaz. İnsanlık gittikçe daha kötü oluyor maalesef, bakalım daha neler göreceğiz:( Teşekkürler, sevgiler

      Sil
  9. İlginç ne saldırıyı duydum ne de yazarı.. Bakalım araştırayım biraz yazarı, merak ettim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım araştırmanız iyi sonuç verir. Sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH