DORIS LESSING - TÜRKÜ SÖYLÜYOR OTLAR

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun... Nice nice yüz yıllara...





Doris Lessing'le 2008'de okuduğum Altın Defter'le tanıştım ve çok sevdim, ikinci olarak Türkü Söylüyor Otlar'ı (ismini muhteşem buluyorum) seçmiştim aslında ama o zamanlar ırkçı bir hikaye okumak istememiştim ve bugüne kaldı... arada yazarın Mara ve Dann romanını okudum onu da çok beğendim ve sıra Türkü Söylüyor Otlar'a geldi... yazarın birbirinden çok farklı bu üç romanını da çok sevdim ama sanki Türkü Söylüyor Otlar bir adım daha öne çıkıyor, muhteşemdi...

Kitapta ırkçılığa dair konular var fakat hikayenin özü; birbiri ile alakasız karakterde ve hayata karşı farklı beklentileri olan iki kişinin tamamen rastlantı sonucu evlenmeleri ve derme çatma bir çiftlikte, yoksulluk içinde hayatı sürdürmeye çalışmaları (daha çok zaman geçirmeleri) üzerine şekilleniyor... Mary; fakir ve sorunlu ailesinden yatılı okula giderek sonrasında da stenograf olarak iş bularak kurtulan ve şehirde hayatından memnun bir şekilde yaşayarak 30 yaşına kadar gelen genç bir kadındır... ne evlenmek ne de çocuk sahibi olmak istemektedir, arkadaşlarıyla vakit geçirip işine gidip gelerek günlerini geçirmektedir... bir gün arkadaşlarının konuşmalarına kulak misafiri olur ''zaten onunla kim evlenmek ister ki'' minvalinde bir takım sözler duyar ve bundan sonra evlenmek onda bir saplantı haline gelir... diğer yanda yoksul bir çiftçi olan Dick yıkık dökük bir çiftliğe sahiptir, bir türlü iki yakasını bir araya getiremez, hevesle bir işe başlayan ama bir türlü onu sonuca ulaştıramayan, talihi de yaver gitmeyen, etrafındaki insanlarca bir kaybeden olarak görülen biridir... pek fazla şehre gitmez ama gittiği bir gün arkadaşının ısrarı ile sinemaya gider ve orada Mary'i ile tanışır, kadının onunla ilgilenmeyeceğini düşünse de tek amacı evlenmek olan Mary ona ilgi gösterir ve kısa süre sonra evlenip çiftliğe gelirler... başkalarıyla ilişki kurmadan, yalnızlık içinde ne yaptıklarını bilemedikleri bir hayat başlar, siyahi hizmetkarlarla ilişkiler de ayrı bir sorun olarak ortada durmaktadır ve hikaye devam eder...

Kasvetli bir konuyu mükemmel anlatmıştı, romanı elimden bırakamadan okudum, çiftliğin ve insanların tasvirleri de çok iyiydi sanki bende oradaymışım gibi hissettim... beyazların siyahilere bakışı, her iki tarafında açmazları iyi anlatılmıştı, velhasıl muhteşem bir romandı kaçırmayın okuyun derim...

Dağlar arasındaki bu köhne çukurda 

Soluk ay ışığında, türkü söylüyor otlar

Çökmüş mezarlar üstünde, kilise çevresinde

O boş kilise, yalnızca rüzgarın barınağı.

T.S. Eliot'un ''Çorak Ülke'' şiirinden, çeviri Cevat Çapan


Yazar: Doris Lessing

Çevirmen: Seçkin Selvi

Özgün Adı: The Grass is Singing

Sayfa Sayısı: 248

Basım Yılı: 2023

Yayınevi: T. İş Bankası

 “Çok kötü bir iş.” Türkü Söylüyor Otlar’da Rodezya’nın ırkçı beyazları, Turner'ların uzak çiftliğinde işlenen cinayetten bu alelade cümleyle söz ederler. Ayrıcalıklarını korumak, krizleri sıradanlaştırmakla mümkündür. Lessing’in 1950 yılında yayımlanan romanı Türkü Söylüyor Otlar bağımsız, şehirli bir beyaz kadın olan Mary’nin, yine beyaz bir çiftçi olan Dick’le evlenip onun çiftliğine taşınması üzerine kuruludur. Yalıtılmışlık, tekdüze çiftlik yaşamı, yarı-insan konumuna itilmiş siyah hizmetçiler ve Dick’in onulmaz yoksulluğu Mary’de şiddetli bir ırkçı nefrete evrilir, ta ki yeni siyahi hizmetçisi Moses’in gelişine dek. Moses’in Mary’yle kurduğu bağın özgünlüğü, aralarındaki efendi-hizmetçi gerilimiyle daha da karmaşıklaşacaktır. Doris Lessing küçüklük anılarından süzdüğü bu yapıtında kısır bir yaşam, sevgisiz evlilik ile ırkçılığın birbirini nasıl beslediğini incelikle sergiler.

Doris Lessing, (1919-2013): Yirminci yüzyılın önde gelen İngiliz yazarlarından Doris Lessing (doğum adıyla Doris May Tayler), 1949 yılından yüzyıl sonuna dek romandan şiire, oyunlardan bilimkurguya uzanan geniş bir yelpazede yapıt üretti. 2007 yılında, 88 yaşında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Henüz altı yaşındayken ailesi tarafından, eski bir İngiliz kolonisi olan Rodezya’ya (bugünkü Zimbabwe’ye) götürülen Lessing’in buradaki mutsuz çocukluğu yapıtarında temel bir motif oldu. Sömürgecilik ve ırkçılıkla lekelenmiş bu toplumsal ortama ilişkin gözlemlerini Afrika’da ırkçılığa karşı uluslararası duyarlılık uyandırmak üzere işledi. Retreat to Innocence (1956; Masumiyete Dönüş), ona Medicis Yabancı Roman Ödülü’nü kazandıran The Golden Notebook (1962; Altın Defter), Shikasta (1979; Şikeste), çağdaş toplumsal değerlere yönelik bir eleştiri niteliğindeki The Fifth Child (1988; Beşinci Çocuk), Love Again (1996; Gene Aşk), bu zengin ve geniş Doris Lessing külliyatının önde gelen ürünleri arasında sayılabilir.

Yorumlar

  1. Bu kitabı çok yakın bir zamanda instagramda görmüş, listeme eklemiştim. Ama açıkçası sizin yorumunuz daha da bir meraklandırdı. Umarım yakın süreçte okurum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke ilk niyetlendiğim zamanda okusaymışım niye bu kadar geç kaldım diye çok hayıflandım çok güzel bir romandı. Çok geciktirmeyin derim. Sevgiler:)

      Sil
  2. Hemen notumu aldım.Teşekkürler tanıtım için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım ilginizi çeker. Ben teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil
  3. Sipariş veriyorum, ne güzel yeni tavsiyeler almak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım sizde seversiniz, güzel sözleriniz için teşekkür ediyorum. Bu arada yorum bırak(a)masam da sitenize girip bakıyorum, bende sizden yeni kitaplar öğreniyorum. Keyifli okumalar sevgiler:)

      Sil
  4. lessing gözdelerimden benim de :)

    YanıtlaSil
  5. diziler geldiii :) the swarm ı keyifle izledim teşekkür ederiim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sürü'yü beğenmenize sevindim:) diğerlerine hemen bakıyorum:)

      Sil
  6. Yaa Türkü Söylüyor Otlar ne kadar güzel bir isim, gidip alıcam. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle muhteşem isim:) T.S. Eliot'un şiirinde geçiyor, siz yazınca şiirin bir kısmını yukarıya ekledim:) kitabın konusuna da çok uygun. Umarım romanı beğenirsiniz keyifli okumalar:)

      Sil
  7. Çok güzel bir kitaba benziyor, yazardan beşinci çocuk kitabını okumuş ve çok beğenmiştim, bunu da merak ettim, bakacağım Gül Hanım, elinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi siz yazınca hatırladım Eren Hanım sizden not almıştım ama unutmuşum:) bundan sonrakiler için Beşinci Çocuk aklımda olsun. Yazar fevkalade zaten ama bu kitabını -konu zorlayıcı olmasına rağmen- ayrı bir sevdim. Çok teşekkür ederim, sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH