MAXIME CHATTAM - ZAMANIN KANI

Yazardan daha önce Gaia Teorisi'ni okumuş ve beğenmiştim, bu romanı da görünce yaz ayları için akıcı bir kitap iyi gelir diye düşündüm ve okudum... hakikaten çok sürükleyiciydi ve tesadüf eseri kendimi yine Mısır'da buldum, antik Mısır değil ama yine eski bir zamanda:)

Yazarın diğer romanı gibi bunda da iki ayrı hikaye anlatılıyor, ilkinde Marion isimli adli tıpta sekreter olarak çalışan bir kadın bir olaya tanık oluyor ve polis tarafından korumaya alınarak Mont-Saint-Michel'deki (Normandiya/Fransa'da bulunan bir ada komünüdür. M.S. 8. yüzyıldan itibaren adını aldığı manastır adada hizmet vermektedir Vikipedi) manastıra götürülüp onu bulmaya çalışanlardan gizleniyor... Marion hem adaya hem de manastır yaşantısına alışmaya çalışırken tamamen tesadüf eseri elle yazılmış çok eski bir günlük buluyor ve ikinci hikayeye geçiyoruz... bu günlükte 1928 yılında Kahire'de yaşanan bir seri çocuk cinayeti, olayları çözmeye çalışan İngiliz bir polisin ağzından anlatılmaktadır... sonraki günlerde Marion, manastırda kendisine verilen eve girildiğini saptar, kimsenin onda olduğunu bilmediği günlük yine bilinmeyen kişilerce çalınmak istenir, iyice meraklanan Marion günlüğü okumayı sürdürür ve olaylar devam eder...

Roman iki öykü arasında gidiş gelişlerle anlatılıyordu çok iyiydi, akıcıydı, merakla sayfaları çevirdim... benim için tek dezavantaj Mont-Saint-Michel'i (internetten bakmama rağmen) hiç gözümde canlandıramadım (yazarı bu yönden zayıf buldum) Mısır'da sorun olmadı ama yazar sayesinde değil Lawrence Durrell'in anlatımını hatırladığım için... mekan tasvirleri daha iyi olabilirdi ama romanı beğendim, yaz ayları için ideal okuma oldu deneyin derim...


Yazar: Maxime Chattam

Çevirmen: Ali Cevat Akkoyunlu

Özgün Adı: Le sang du temps

Sayfa Sayısı: 324

Basım Yılı: 2008

Yayınevi: Doğan Kitap

"Fıçıdaki sıvı, suydu. Rahatlayarak doğruldu. İşte o anda dehşete kapıldı. Çakmağın titrek aydınlığında gördü. Birikmiş suyun yanında. Bir İnsan cesedi." 

2005 sonbaharı... Marion acilen Paris'ten ayrılmak ve ortadan kaybolmak zorundadır. Hayatı söz konusudur. DST'nin adamları onu dini bir tarikatın yaşadığı Mont-Saint-Michel'e götürür. Ancak çok geçmeden, Marion gözetlendiğini fark eder. 

Mart 1928, Kahire... Gece sokağa çıkan çocuklar kaybolur ve bir süre sonra cesetleri çevredeki yeraltı mezarlarında bulunmaya başlar. Şehirde bir söylenti yayılır? "Binbir Gece Masalları"nın korkunç Gûl'u geri dönmüştür. Tamamen ilgisiz gibi görünen bu iki olay, aslında karmaşık bir şekilde birbiriyle bağlantılıdır.

Maxime Chattam 1976 yılında Fransa'nın Herblay kentinde doğdu. Lise yıllarında tiyatro dersleri almaya başladı. Üniversite yılları küçük rollerle geçti, ancak bu arada öykü ve roman denemeleri yazmaya başlamıştı. Daha sonra polisiye tutkusunu gerçekleştirmek için bir yıl kriminoloji eğitimi aldı. Adlî tıp, suçlu psikolojisi ve kriminal polislik konularında da kendini geliştirdi. Ve ilk romanı “L’ame du Mal” (Kötü Ruh) 2002 yılında yayımlandı. Onu aynı kahramanın hikâyelerini anlatan iki roman izledi: “In Tenebris / Karanlığın Soluğu” (2003) ve “Malefices / Kara Büyü” (2004). Yazarın Türkiye'de Doğan Kitap tarafından çıkarılan öteki yapıtları şunlardır: "Le sang du temps / Zamanın Kanı" (Mart 2008), "Les Arcanes du Chaos / Kaosun Sırları" (Temmuz 2008), Le theorie Gaia / Gaia Teorisi" (Ağustos 2009)

Yorumlar

  1. Yazarı duymuştum ama hiç okuma fırsatım olmadı. Konusu merak uyandırıcı, gizemliymiş. Teşekkürler paylaşım için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğum iki kitapta polisiye/gerilim kısmını önemli bir mekanla ilişkilendirerek anlatıyordu bir anlamda o mekanı da tanıtmış oluyor bana başarılı geldi, rastlarsanız deneyin. Sevgiler

      Sil
  2. Konusu ilginçmiş, ismi de oldukça ilgi çekici... Tasvirler yetersiz demek ki, o kötü:) yine de okumak isterim, elinize sağlık Gül Hanım, keyifli okumalar sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mekanı uzun uzun da anlatıyordu aslında ama bana geçmedi herhalde bilemiyorum. Buna rağmen kitap çok iyi okunuyordu o anlamda sorun yok. Okursanız yorumunuzu bekleyeceğim Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil
  3. bu yazar ivit yazlık hafif okumalar için ideal olanlardan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle:) bana da iyi geldi böyle kitaplarla arada es vermek süper oluyor. Sevgiler:)

      Sil
  4. Sayenizde hep farklı kitaplar keşfediyorum, teşekkür ederim. Bu kitap da ilginçmiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam yazlık kitaptı, böyle bir şey ararsanız aklınızda bulunsun. Teşekkürler, sevgiler

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH