IAN McEWAN - Dersler

Ian McEwan'dan 6. kitabım, bundan önce okuduğum Fındık Kabuğu'nu hiç sevmeyince yazarı noktaladım diye düşünmüştüm ama Dersler'i görünce ilginç geldi ve buradayız...

Şimdi;

  • Bu roman Fındık Kabuğu kadar beni rahatsız etmediyse de yazara nokta koymak konusunda haklıymışım, belli bir doygunluğa ulaşmışım asla okuduğum ilk üç kitabının zevkine yaklaşamıyorum o yüzden bu kitap hakikaten son olacak...

  • Hikaye 1959'dan başlıyor 2021'e kadar geliyor, kurgunun yanı sıra dünya ve ülke siyasetine, ekonomik olaylara, krizlere, klasik ve caz müziğine, tenise, pandemiye vs. bir çok konuya değinilmiş bunlar kurgunun arasına serpiştirilmiş bir şekilde veriliyor ama kötü birer yama gibi sırıtıyorlar, çok uzun anlatılmışlar, Thatcher Thatcher daral geldi resmen...

  • Gereksiz uzun bir kitaptı, yazar tüm hayatı boyunca olan olayları kaçırmayayım yazayım moduna girmiş (okul yılları gibi otobiyografik öğelerde var), sadece Roland değil tali karakterlerin bile hayatına geniş yer vermişti (parça parça öykü de okuyorsunuz bir yandan)... ilk bölümü zor geçtim, sonrası daha iyi geldi ama keşke biraz özetleyebilseydi çok daha iyi olurdu...

  • Edebiyat ve edebi karakterlerde olmazsa olmaz, Karanlığın Yüreği'ndeki Marlow'u anlata anlata bir hal oldu...

Sonuç olarak yukarıda bir sürü olumsuzluk sıraladıysam da bu kadar kalabalık bir kitap için yine de iyi okunuyordu, ben burada ayrılıyorum ama McEwan'ı çok seviyorsanız deneyebilirsiniz...

Yazar: Ian McEwan

Çevirmen: Lâle Akalın

Özgün Adı: Lessons

Sayfa Sayısı: 472

Basım Yılı: 2024 (3. Baskı)

Yayınevi: YKY

Yıl 1959: Soğuk Savaş dünyaya tüm kasvetiyle çökmüşken on bir yaşındaki Roland Baines’in hayatı değişmek üzeredir. Kaldığı yatılı okulda yalnızlığa alışmaya çalışan Roland, piyano öğretmeni Miriam Cornell’in dikkatini çeker. Ürkütücü ve gizemli öğretmeniyle başladığı piyano dersleri Roland’ın zihninde silinmez izler bırakacaktır.

Yıl 1986: Karısı Alissa’nın evi terk ettiği, Çernobil’deki patlamanın Avrupa’da bir korku dalgasına yol açtığı günlerde Roland oğluyla birlikte eve kapanır. Bu kapanma Roland’ın ilkgençlik günlerine, ailesinin sırlarla dolu tarihçesine ve Miriam Cornell’in anısına doğru çıkacağı bir yolculuğun başlangıcı olur.

Ian McEwan’ın son romanı “Dersler”, hayatı kaçırılmış fırsatlar ve cevapsız sorularla dolu kahramanının mutluluk arayışı üstünden İngiltere’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki kuşaklarının hikâyelerine ve yakın geçmişin büyük altüst oluşlarına bakıyor.

Hayatı Küba Füze Krizi’nden Çernobil felaketine, Berlin Duvarı’nın çöküşünden Covid-19 pandemisine tarihin büyük kuvvetleri tarafından şekillendirilirken, Roland Baines her insan için geçerli olan sorularla yüzleşir: Hayatlarımızın kontrolü ne

ölçüde bizim elimizdedir? Geçmişin travmalarıyla yüzleşmek mümkün müdür? En sona gelindiğinde, insan iyi bir hayat yaşayıp yaşamadığını nasıl anlar? “Dersler”, müzik ve edebiyatla, siyaset tartışılan arkadaş masalarının gürültüsüyle, bulunan ve kaybedilen aşkların heyecanıyla dolu, hayat kadar geniş bir roman..

“İnsanın karmaşıklığına bu kadar duyarlı olduğu için Dersler McEwan’ın son yirmi yıldaki en iyi romanı. McEwan’ın halihazırda hayret verici ölçüde üretken yazarlık hayatında yeni ve önemli bir aşamanın başlangıcı.” – New Statesman

Ian McEwan 1948’de İngiltere’de doğdu. Sussex Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı eğitimi gördü. East Anglia Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı üzerine yüksek lisansını yaparken romancı Malcolm Bradbury’den yaratıcı yazarlık dersleri aldı.

İlk öykü kitabı “First Love, Last Rites” (1976; “İlk Aşk, Son Törenler”, çev. Ahmet Deniz Özsoylu, Ayrıntı Yayınları, 2004) ile Somerset Maugham Ödülü’nü kazandı. Üç kere Booker Ödülü’ne aday gösterildi, 1988 yılında “Amsterdam” (1988; “Amsterdam’da Düello”, çev. Ülkem Gürpınar, Can Yayınları, 2000) ile bu ödülü kazandı. 2006’da “Saturday” (2005; “Cumartesi”, çev. İlknur Özdemir, Yapı Kredi Yayınları, 2007) adlı romanıyla James Tait Black Anı Ödülü’nü kazandı. Son olarak “Sahilde” adlı romanıyla İngiliz Kitap Ödülleri Yılın En İyi Kitabı ve Yılın En İyi Yazarı ödüllerini kazandı. Diğer önemli eserleri arasında “Beton Bahçe”, “Yabancı Kucak”, “Sonsuz Aşk”, “Kefaret”, “Çocuk Yasası” ve “Fındık Kabuğu” sayılabilir.

Yorumlar

  1. Benim için yazarın enn kitabı 2012'de yayınlanan ve bir Roza Hakmen çevirisi olan Masumiyet ya da Özel İlişki'dir, aynı zamanda kendisi ile tanışma kitabımdır. Diğer kitaplarını da okudum ama sanırım hepsi de bahsettiğim kitabının altında kaldı.:) Eğer rastlarsanız bir kitapçıda, göz atmanızı öneririm:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Masumiyet ya da Özel İlişki'yi okudum çok güzeldi doğru. Yukarıda bahsettiğim ilk 3 kitabın içinde o da var. Diğerleri Bir Parmak Bal ve Solar. Sonrakilerde düşüşe geçti ve nihayet bitirmiş oldum. Teşekkürler:)

      Sil
  2. Hay Allah yazardan bir kaç kitap okumuştum ama dediğiniz gibi Fındıkkabuğu kötüydü, bunu da iyi ki almamışım dedim, elinize sağlık, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarın çok kitabı var hepsinin iyi olmasını (veya bizim zevkimize hitap etmesini) beklememeliyiz belki de:) başka kitaplara diyelim Eren Hanım sevgiler:)

      Sil
  3. birkaç romanını okudum, iyi yazar ama gözdelerimden diiil :) yani bu yazar örneğin benim için sezgin kaymaz ve orhan pamuk gibi. iyi olduklarını düşünüp kabul edip uzak bulduklarımdan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son cümleniz çok iyi bir tespit olmuş, bazı yazarlarda öyle oluyor nedense:) bendeki durum ise şöyle; Orhan Pamuk'un ne olduğunu daha en başlarda keşfedip bıraktım orada mutabıkız. McEwan ve S.Kaymaz'da ise çok sayıda okudum ve favori yazarım ne kadar çok seviyorum diye başlayıp sona doğru hiç sevmemeye başladım, hatta S.Kaymaz'da son kitabımı yarım bıraktım. Bu biraz şaşırtıcı oldu, fazla ilerlememem gerekiyormuş dozunda bırakmalıymışım. Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH