JAMES FENIMORE COOPER - BİR CEP MENDİLİNİN OTOBİYOGRAFİSİ
Bu kitabı gördüğümde çok hoşuma gitti, bir mendilin elden ele dolaşması cazip geldi, klasik bir eser üstelik, hemen aldım ve okumaya koyuldum... maalesef sonuçtan hiç memnun değilim, tıpkı Ian McEwan'ın Fındık Kabuğu romanında bebeğin ağzından kendi düşüncelerini dile getirmesi gibi bunda da Cooper bir mendilin gözünden her şeye dair görüşlerini anlatıyor da anlatıyor bir çeşit ders gibi... arka kapakta mendilin kadın olduğu söylenilse de romanı bir erkeğin yazdığı o kadar çok belli oluyordu ki kadın olarak hiç göremedim, aynı şekilde yazarın bu kadar kendisini belli etmesinden de hiç hoşlanmadım... Fransa tarihi kısmında Gustave Flaubert'in Duygusal Eğitim romanı ile hemen hemen aynı dönemi anlatıyordu Flaubert'de merakla okuduğum konu burada hiç ilgimi çekmedi, sonuç olarak hem yazar hem de roman benim için hayal kırıklığı oldu, boşa zaman harcadım...
Yazar: James Fenimore Cooper
Çevirmen: Cahit Kaya
Özgün Adı: Autobiography of a Pocket Handkerchief
Sayfa Sayısı: 200
Basım Yılı: 2023
Yayınevi: Can
James Fenimore Cooper, mizahi anlatımı, Amerikan kültürüne dair analizleri ve tema seçimleriyle kariyerinin ilk yıllarından beri okurun ilgisini kazanmış, hatta Amerika’nın ilk çoksatar roman yazarı olarak anılmaya başlamıştır. Tarihî romanlar, Kızılderili ve denizcilik hikâyeleriyle tanınan yazarın, dönemin insanını en iyi tahlil ettiği eserlerinden biri de Bir Cep Mendilinin Otobiyografisi’dir. Adından da anlaşılacağı üzere anlatıcı 19. yüzyılda bir cep mendilidir; üstelik bu kadın mendilinin kendisi de kadındır.
Varlıklı kadınlar için bir arzu nesnesine dönüşen mendil, evden eve, kadından kadına, hatta ülkeden ülkeye dolaşırken, dönem insanının çok yönlü bir portresini çizer.
JAMES FENIMORE COOPER, 1789’da New Jersey’de doğdu. Ailesi doğumundan kısa bir süre sonra Cooperstown, New York’a taşındı ve babası William Cooper zamanla burada bir topluluk kurdu. On üç yaşında Yale Üniversitesi’nde öğrenim görmeye başladı, üçüncü yılında yaptığı bir şaka nedeniyle okuldan atıldı ve önce bir ticaret gemisinin mürettebatına, ardından donanmaya katıldı. Eşi Susan’a kitap okuduğu sırada bir kurgu eser yazmaya karar verdi ve ilk romanı Precaution’ı (Önlem) yazdı. Pek adı anılmayan bu ilk romanı, yazarın ilerleyen yıllarda ilk Amerikan romancı olarak anılmasını sağlayan, çok satan The Spy (Casus) izledi. Romanlarına, Avrupa seyahatleri ve denizcilikle geçirdiği yıllardaki gözlemlerini serpiştirdi. Kızılderililer, sömürgecilik, tarih, denizcilik, Avrupa ve Amerika kültürleri eserlerinde benimsediği tipik temalardandır. Kızılderililer ve kahramanlık temalarının etrafında şekillenen Son Mohikan romanıyla dünyada tanındı. Avusturyalı besteci Schubert’in son günlerinde Cooper okuduğu, Henry David Thoreau’nun stilinde Cooper’dan izler olduğu söylenir. Cooper 1851 yılında, altmış ikinci yaş gününden bir gün önce yaşamını yitirdi.
Bazen böyle hayal kırıklığı oluyor işte, ne kadar dikkat etsek de seçerken ya da umutla. O da okurluğumuzun zekâtı olsun🙃
YanıtlaSilAynen öyle:) Amerikalı yazarları sevmediğim için biraz daha dikkat ediyorum ama bunda klasik bir eser olması beni gafil avladı:)) başka kitaplara diyelim sevgiler:)
Silbu yazarın heyecanlı birkaç romanını okudum üstte ismi geçen :) onlar iyiydi sürükleyici yani :) izlediğimiz heyecanlı diziler gibiydiler :) ama bu romanı bilmiyorum :)
YanıtlaSilYazardan ilk kez okuyorum keşke bende diğer kitaplarından başlasaymışım, neyse yapacak bir şey yok artık. Sevgiler
Sil