BEYAZIT AKMAN - Son Sefarad

İMPARATORLUK II
SULTAN BAYEZİD’İN SAVAŞI

Beyazıt Akman’ın İmparatorluk serisinin ilk kitabı ‘’Dünyanın İlk Günü’’ nü okumuş ve çok sevmiştim... İstanbul’un fethini, II. Mehmet’i anlatan bir romandı... hikayeye II. Mehmet’in çocukluğundan başlıyor, İstanbul’un kuşatılması ve fethi  hem Osmanlılar hemde Bizans yönünden detaylı olarak anlatılıyor, padişahın şehzadeliği sırasında aldığı muhteşem eğitimin detaylarına giriliyor, İbn-i Rüşd, Gazali gibi düşünürlerin fikirlerine yer veriliyordu... bu arada yarattığı ikincil karakterler üzerinden güzel, sürükleyici bir öyküde sunuyordu okura... İstanbul’un fethi denildiğinde Roger Crowley’in ‘’Son Büyük Kuşatma 1453’’ adlı kitabından da bahsetmemek olmaz... Akman'da bu kitaptaki kuşatma bilgisinin çoğunu Crowley’in kitabından aldığını  kaynakça bölümünde belirtiyordu... konuyla ilgilenenlere hem Crowley’in kitabını hem de serinin ilk kitabını öneririm...    

Şimdi  Son Sefarad romanına  gelecek olursak; yazar padişah II. Bayezid ile imparatorluk hikayesine devam ediyor... burada bir not olarak belirteyim ben devam kitaplarını, birkaç kitaptan oluşan serileri okumayı pek sevmem her zaman en iyi kitap ilkidir ve orada kalınmalıdır... ama yazarın ilk kitabını o kadar çok sevmiştim ki ikincisini de okumasam olmazdı... dönem çok ilginç, Granada İspanyolların eline geçiyor, 8 asırlık İslam hakimiyeti sona eriyor ve engizisyonun yarattığı vahşet doruğa çıkıyor... Yahudiler ile Müslümanlar üzerinde büyük bir baskı var ve 1492 yılında Yahudilerin ya ülkeyi terk etmeleri yada Katolik olmaları yönünde karar alınıyor... Osmanlılar tarafında ise çok fazla detaya girilmemiş, her şey olumlu gidiyor... Osmanlıların Akdeniz'deki gücünden, denizdeki başarılarından bahsedilmiş çokça bu kez... her ne kadar II. Bayezid’in savaşı denilse de kast edilen olgunlaşma döneminde kendi kendi ile savaşı gibi görünüyor... padişahın anlatıldığı bölümlerin neredeyse %80-90’nı şehzadeliğine ait,  sultan olduktan sonra anlatılanların en önemlisi Kristof Kolomb ile görüşmesi ve İspanya’daki Yahudilerin kurtarılmalarına ilişkin vermiş olduğu emir... yazar II. Bayezid’in saltanatındaki bu iki olayı dikkate almış yalnızca... önce şehzadenin uzun uzun geçirdiği sefahat döneminden bahsediliyor sonra da neredeyse tüm kitap boyunca şehzade HAT yazıyor... ve bu sayede nefsini terbiye ediyor kamil insan olmaya çalışıyor ve padişahlık için gerekli vasıfları kazanıyor... ama bu bölümleri o kadar uzatmış ki II. Bayezid olarak sadece sayfalarca elif , ba, vav yazan ve uzun sürede bunu beceremeyen bir garip insan aklınızda kalıyor, aslında bu işin öneminden, ne kadar zahmetli olduğundan, kemale ermenin zorluğundan bahsetmek istiyor ama dozajını iyi ayarlayamadığı için bende hem bıkkınlık yarattı  hem de olumsuz bir imaj oldu...

Zaten kitabın genelinde bir tekrar ve uzatma sorunu var (her şeyi uzun uzun anlatmak mecburiymiş, kitap 650 sayfa olmak zorundaymış gibi bir his edindim), denizcilik bölümlerinde de bu iyice abartılıyor... yazar bile bunu yapmaktan o kadar sıkılmış ki anlatılan 3 deniz savaşının üçünde de bazı bölümleri ‘’kopyala-yapıştır’’ yöntemiyle kullanmış ki bu çok rahatsız ediciydi.... üstelik ‘’Yazı’’nın çok önemli olduğu, bir elif için, sadece tek bir harfi yazmak için bir şehzadenin sayfalar harcaması gerektiği  şeklinde bir anlatımın bulunduğu bir kitapta bu durum en hafifinden ayıp oluyor...

İkincil karakterler ilk kitapta olduğu gibi burada da  iyi,  Yahudi matbaacı David Marrano, Türk ajan Davud, engizisyon keşişi Santiago, Türk denizciler Kemal Reis, Piri Reis hepsinin hikayesi güzel... kitabı götürenler de onlar.... padişahla görüştüğü için Kolomb’un seferi anlatılmış epeyce bir bölüm... denizcilikte ileri olduğumuzu vurgulamak ve diğer kaynaklarda haklarında fazla bilgi olmayan Pinzon kardeşlerin aslında Müslüman olduğunu ima etmek ve seferin başarılı olmasının onların sayesinde olduğunu belirtmek için konulmuş gibi duruyor bu bölümler ama kitabın ana ekseninde değerlendirildiğinde gereksiz bir ayrıntı olmuş... yine ilk kitaptaki gibi Aristo, İbn-i Rüşd, İbn-i Arabi gibi düşünürlerin fikirlerinden  epeyce bahsedilmiş... roman sanki kötü, sıkışık bir arşiv gibi duruyor... bir sürü araştırma yapılmış aman ziyan olmasın diye hepsi üst üste konulup ciltlenmiş sanki...

Kitapta birde komik hatalar vardı şöyle ki;  Şehzade Bayezid bir rüyasını anlatıyor ‘’Tek bildiğim içeride  gökyüzüne doğrultulmuş teleskoptan gökyüzüne baktığımda yıldız kümelerini Arap harfleri olarak gördüğümdü’’ cümlesiyle... II. Bayezid 1481 yılında tahta çıkıyor dolayısıyla bu rüya daha öncesine ait bir zaman için kurgulanmış olmalı, teleskop ise 1608 yılında icat ediliyor (1609 yılında ilk kez Galileo Galilei tarafından kullanılıyor)... yani olmayan bir şeyi rüyasında göremez ya da benzer bir şey görebilir bunu tarif edebilir ama teleskop olarak ismiyle anlatamaz... aynı şekilde K. Kolomb, Pinzon’a ‘’sen hiç beyaz yalan söylemedin mi?’’ diyor beyaz yalan ifadesi pek 1492 yılına ait olamazmış gibi geldi bana.. daha çok günümüzün terminolojisi bu... uzun araştırmalar yapılmış, bu kadar ayrıntıya girilmiş bir romanda bu gibi hatalara dikkat edilmeliydi diye düşünüyorum...

Velhasıl bu roman olmamış, yazar serisine devam ediyor ama ben kendi adıma burada bırakıyorum... Endülüs, Granada ve İspanya’daki İslam hakimiyetinin sonlanmasıyla  ile ilgili daha iyi bir kitap isterseniz Amin Maalouf’un ‘’Afrikalı Leo’’ adlı romanını okumanızı öneririm.. bende Osmanlıların deniz zaferleri ile ilgili daha iyi bir anlatım olacağını düşündüğüm için Roger Crowley’in ‘’İmparatorların Denizi Akdeniz’’ kitabını okuyacağım...

Son Sefarad sadece engizisyonun vahşeti, kitap yakmanın vahameti ve din adına yapılan eziyetlere dikkat çekmek için -biraz da sabrınız var ise- önerilebilir  karar size ait...

Yazar: Beyazıt Akman
Sayfa Sayısı: 656
Basım Yılı : 2012
Yayınevi:
Epsilon

1492. 
Endülüs Medeniyeti katlediliyor.
Tüm Dünya seyirci kalıyor.
Bir Osmanlı Sultanı hariç...

Endülüs'teki Osmanlı ajanı Kara Davud, karısı Elif'in hasretiyle yanıp, kendi topraklarına dönmeyi beklerken hayatının en zorlu göreviyle karşı karşıya kalır...

Granada İslam İmparatorluğu'nun çökmesiyle birlikte Katolik Avrupa'nın önündeki tek engel artık Sefaradlar, yani Endülüs Yahudileri'dir. 

Engizisyon her gün binlerce kitap yakmakta ve tarihin en büyük barbarlık suçunu işlemek üzeredir. İnancını saklamak zorunda kalan yüz binlerce Yahudiden biri olan David Marrano, Endülüs'ün eski kültürünü devam ettirmeye çalışırak gizlice İbranice ve Arapça kitaplar çoğaltır. Ne var ki, Engizisyon, David'in ve aşkı Esther'in de izini bulmuştur.

İspanyol denizci Kristof Kolombus ise kütüphane yağmalarından ele geçirdiği haritalar ve zindanlara atılan Müslüman ve Yahudilerden kurduğu mürettebatla dünya tarihini değiştirecek bir keşfin eşiğindedir.

Kara Davud İspanya'daki tüm bu gelişmeleri yıllarca payitahta rapor etmiştir. Sultan Bayezid, böylelikle tarihin en büyük kurtarma operasyonlarından birini başlatacaktır. Ancak Akdeniz'deki Haçlı korsanları ve İspanya'daki Katolik şövalyeler bu görevi imkânsız hale getirecektir...

Davud'un sır dolu geçmişi, kitap avcısı Santiago'nun iç çatışması ve hattat genç Bayezid'in kendi nefsi ile olan savaşı romanın ana izleklerini oluştururken Türk denizcileri Kemal ve Burak Reisler ile genç Piri Reis de bu epiğin diğer renkli karakterleri. 

Beyazıt Akman'ın Fatih'i anlatan ilk romanı Dünyanın İlk Günü büyük beğeni toplamış, tarihi yapımlara ilham kaynağı olmuştu. Amerika'da Dünya Edebiyatı alanında öğretim üyesi olan genç yazarın ikinci romanı Son Sefarad hem Endülüs'e yakılan bir ağıt, hem de 21. yüzyılda bile eksikliği hissedilen bir insanlık dersi sunuyor.
Ezberleri yeniden bozmaya ve Atlas Okyanusu'ndan Akdeniz'e uzanan film tadında soluk soluğa bir maceraya daha hazır olun...

Yorumlar

  1. hımmmm okumayım o zaman. zaten tarihsel roman okumuyom bu da baksanıza biraz uzatmalı :) imiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yani:) bana uymadı ama... listesine ekleyen arkadaşınızın yorumunu da bekleyebilirsiniz bakalım o ne düşünecek?...

      Sil
  2. dün sahaf festivalinde gördüm işte beyoğlunda. dünkü yazımda var kitap ama okumadım :)

    YanıtlaSil
  3. Bende kitabı yeni bitirdim.pinzon kardesler gercekten müslüman mı diye arastirma yaparken kitap hakkındaki elestirinizi okudum.teleskop rüyası benimde hemen dikkatimi cekmisti yazdıklarınıza katılıyorum,aydınlatıcı elestiriniz icin tesekkürler :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH