ŞEBNEM İŞİGÜZEL - Venüs
BİR AİLE TARİHÇESİ, BİR YAŞAMÖYKÜSÜ
Bu seferki Şebnem
İşigüzel’in son romanı (1973 doğumlu yazarın ''Venüs'' hariç 5'i roman olmak üzere toplam 9 kitabı var) ve benim bu yazardan okuduğum ilk kitap... yazarın çok
değişik bir üslubu var, bu romanı mı o şekilde yazmış yoksa tarzı mı öyle
bilemiyorum ama benim hoşuma gitti... Nasıl derseniz daldan dala atlayan bir
tarz, konunun bir başından, bir sonundan bir ortasından anlatıyor...
karakterlerin önce ölümünden bahsediyor mesela, sonra doğumundan... gerçi
anlattığı öykü de öyle, zaman zaman uçuk kaçık bir hal alıyor, tarihler karışıyor,
ömürler uzuyor (350 yıl kadar), osmanlı sarayından, cumhuriyete bir sürü tarihi
şahsiyet arzı endam ediyor sizi de peşine takıp götürüyor...
romanın bir çok
bölümünde kahkahalarımı tutamadım o kadar esprili yazılmıştı, içimi acıtan
hüzünlendiren bölümleri de vardı... özellikle kadınlar manifestosu müthişti...
1900’lü yıllara dair dileklere bakıldığında, Büyük Atatürk’ün kadınlara
tanıdığı haklara rağmen bugün kadınların getirildiği durum düşünüldüğünde bir
adım bile ilerleyemediğimiz gün gibi aşikar...
romanın
dezavantaj diyeceğim tek yanı çok daldan dala anlatıldığı için merakımı bir türlü bastıramadığım ve bir an
önce ne olduğunu anlatmasını istediğim farklı bir konuya dalınca da sinirlendiğim
zamanlardı... ama neyse ki çok kısa sürede insanı yeni anlattığı hikayeye de
bağlayabiliyordu...
yazar çok hoşuma gitti
ben eski kitaplarından okumaya devam edeceğim
(özellikle diğerlerindeki üslupta bu şekilde mi diye merak ediyorum), size
de bu romanı öneririm...
son bir not da kitap kapağına dair; çok güzel bir tasarım olmuş yayınevini kutlamak gerek...
Sayfa
Sayısı : 240
Basım
Yılı : 2013
Yayınevi
: İletişim"İçimizde toprağın altında saklanan tohumlar gibi hisler, marifetler mevcuttur. Atalarımızdan bize sirayet eden huylar, hastalıklar, renkler ve türlü türlü şeyler gibi. Bazı şeyler kanla geçer. Bazı şeyler hisle. Kanla geçenlerden ziyade hisle geçenler mühimdir. Zira insan kanıyla canıyla değil hisleriyle vardır. Hisleriniz, hissettikleriniz ayakta tutar sizi."
Üzerine II. Abdülhamit'in gölgesi düşmüş, tedirginlikle dalgalanan İstanbul'da karşılıyor bizi Venüs. Önce doğuyla batının tam ortasında, Boğaz suları üzerindeki bir sandalda gözlerini dünyaya açan kahramanımızla tanışıyoruz. Bize 1908'de başlayan yaşamöyküsünü anlatıyor, anlatmalara oyamıyor. Doğumda ölen anne; oğlu değil de kızı oldu diye üzülen baba; aşkı, cinselliği, kendisini, erkekleri çok seven Şekina Hala. Ha bir de Nergis Kadın var ! Ailenin yedi kuşak hizmetkârı. "Bir ailede bir kişinin gördüğünü yedi göbek ötesi görürmüş," diyen kahramanlarımızın izinde, köle avcılarının kol gezdiği Mısır'dan 1589 yılının büyülü İstanbul'una ve esrarlı saray hayatına duman gibi süzülüyoruz. Tatlı, muzip ama bir o kadar da hüzünlü ve kederli kahramanımızın ağzından, bir ailenin en mahrem sırlarına, eğlencelerine, kederlerine ve hayal kırıklıklarına tanık oluyoruz. Aşk, evlilik, aile hayatı, cinnet halleri, kadınlık, annelik, arzular, insanın ta kendisi... Kahramanların kendi kafalarına göre çalıp oynadıkları, coşku dolu, müzikal bir roman bu. Kulağınızın dibinde gül lokumu kokulu, ılık bir nefes anlattıkça anlatıyor... Şebnem İşigüzel en şeker şurup, en iyimser romanını kaleme alarak okurunu yine şaşırtıyor.
Yazarın Sarmaşık kitabını beğenmiştim.Kirpiklerimin Gölgesi'ni okumayı midenizin kaldıracağını sanmıyorum.Yazar 12 yaşında tecavüze uğrayan kız çocuğuna dikkat çekmek,farkındalık yaratmak istemiş ama ilk defa bir kitabı kitaplığıma koymak yerine yırtıp çöpe atasım geldi.Yaşananları,yazılanları yok edebilecek,silebilecekmişim gibi.
YanıtlaSilKesinlikle haklısınız... Venüs romanını çok sevince başka kitaplarını daha okuyayım diye epeyce karıştırdım ve sizin söylediğiniz kitabı da gördüm ama okuyamayacağıma kanaat getirdim... sanırım yeni kitap bekleyeceğim...
Sil