MARIO VARGAS LLOSA - HINZIR KIZ

Peru'lu yazar Vargas Llosa’dan okumaya Hınzır Kız ile başladım ve yine çok geç kalmışım... muhteşem bir yazar, çok güzel bir roman, çok iyi bir çeviri...

Perulu genç Ricardo’nun hedefi Paris’te yaşlanıp ölmektir, bu isteğini gerçekleştirmek için Paris’e gider, orada kendine bir hayat kurar ama çocukluk aşkı ‘’Hınzır Kız’’a rastlayınca marazi bir aşkın ve uzun bir maceranın başlangıcı olur... Hınzır Kız aykırı bir kişiliktir, Ricardo da aşk her şeyi affeder mi? sorusuna daima evet diyen biridir... ve otuz yıllık inanılmaz bir ilişkiyi okuruz... bu aşkın arka planında ise bu sürede tüm dünyada yaşanan sosyal/siyasal olayları görürüz... soğuk savaş günlerinde özgürlük hareketlerinin merkezindeki Paris’te 60’lı yıllar, çiçek çocukların Londra’sında 70’li yıllar, tüm hikaye boyunca Peru’da yaşananlar ayrıntılı olarak anlatılıyor, ilave olarak Tokyo ve Madrid’de var...

Güney Amerika Ülkeleri ile Türkiye’nin benzeşmesini çok şaşırtıcı buluyorum coğrafi, sosyal, tarihsel olarak baktığımızda farklıyız ama emperyalistler hem onların hem bizim üzerimizde o kadar başarılı bir politika izlemişler ki (tabii onlarda, bizde oyuna geliyoruz)  aynı siyasal hataları yapıp duruyoruz... ‘’Askeri rejimin sona ermesinden ve Peru’da demokrasinin yeniden kurulmasından ötürü mutluydu ama hemen fazla hayallere kapılmıyordu. Ona göre Peru toplumu gerginlikler, nefretler, önyargılar ve garezlerle kaynayan bir kazandı ve oniki yıllık askeri yönetim durumu daha da ağırlaştırmıştı. (syf: 171-172)’’

Ben de, doğmuş olduğum ama her geçen gün daha da geri dönülemez bir biçimde uzaklaştığım ülkede, Peru’yu modern, varsıl, demokratik, fırsat eşitliğinin bulunduğu bir topluma dönüştürecek ekonomik, sosyal, kültürel ve politik bir ilerlemeyi hayatları boyunca düşleyen ama her seferinde hayal kırıklığına uğrayan ve tıpkı Ataulfo Amca gibi şaşkın bir halde, neden ilerlemek yerine gerilediğimizi ve şu anda –daha çok çelişki, eşitsizlik, şiddet ve güvenlik sorunuyla- yaşamaya başladıkları noktadan daha kötü bir durumda olduğumuzu kendi kendilerine sorarak yaşlılığa –ölümün kıyısına- ulaşan, temelinde onun gibi dürüst, birçok erkek ve kadının olduğundan kuşku duymuyordum. (syf:320)

Yazara bayıldım, su gibi akan bir anlatımı var, romanı daha ne olacak diye şaşkınlıkla okudum, diğer romanlarından devam edeceğim size de mutlaka okuyun derim...

Yazar: Mario Vargas Llosa  

Çevirmen : Süleyman Doğru

Sayfa Sayısı : 400

Basım Yılı : 2015

Yayınevi : Can

Sadece ahmakların mutlu olduğunu söyleseler de, itiraf ediyorum ki kendimi mutlu hissediyordum. Günlerimi ve gecelerimi Hınzır Kız'la paylaşmak hayatımı dolduruyordu. Geçmişteki buz gibi soğuk tavırlarına kıyasla, bana karşı sevecen davranmasına rağmen, günün birinde, hiç beklenmedik bir biçimde maceralarına geri döneceği ve hoşça kal bile demeden çekip gideceği korkusuyla, beni daima huzursuz bir şekilde yaşatmayı gerçekten başarmıştı.

Sebatlı çevirmen Ricardo'nun tek kabahati gönlünü fettan mı fettan, bin bir surat Hınzır Kız'a kaptırması. İki sevgilinin imkânsız aşkının arka planındaysa 20. yüzyılın ikinci yarısında hem Peru'yu hem de dünyanın geri kalanını şekillendiren tarihî ve toplumsal dönüm noktaları. Mario Vargas Llosa'nın, "Aşka dair ilk romanım," dediği Hınzır Kız 1950'lerin Lima'sında alevlenip Paris, Londra, Tokyo ve Madrid'e uzanan, sönmez bir sevdanın öyküsü. -