LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH

Bu romanı yazarı için almıştım epeydir okumak istiyordum, aşağıdaki hayat öyküsünden de görüleceği üzere hem eğitimi hem de hayatına giren insanlar anlamında dikkate değer biri olduğu görülüyor... yine Ruth romanını da en ilgi çeken eserlerinden olduğu için seçtim...

Yazıldığı zamanın üzerinden bir asır geçmiş eserlerde, bugünkü değer yargılarımıza uymayan bir durum varsa eğer, yazıldığı zamanı dikkate almaya çalışır, hemen ayıplamaya veya itiraz etmeye başlamam... her zamanın kendi koşulları oluyor sonuçta ama bu eserde nedense bunu hiç başaramadım ve ilk rahatsız eden nokta burasıydı...

Anne ve babası ölmüş, amcasının yanında kalan bir genç kız (Ruth) var, 16 yaşında, hayal kurmaya, hikayeler uydurmaya, bunları canlandırmaya meraklı, düşüncelerini direkt olarak dile getirebilen güçlü bir karaktere sahip... yazdığı bir kompozisyon öğretmeninin (Eric) dikkatini çekiyor, geliştirilebilecek bir zihin görüyor ve onu eğitmeye karar veriyor, amcasını da ikna ederek kendi evine alıyor... Eric'in rahatsızlığı sebebiyle yürüyemeyen karısı ve Ruth'un yaşlarında bir oğlu var... başlangıçta çocuğu gibi görüyor, ailesi de bu şekilde değerlendiriyor ve Ruth'un eğitimine yoğunlaşıyor... buraya kadar normal gibi görünse de daha en başlardan Eric'in çocuğun elini avucuna almalar, saçlarını okşamalar, sarılmalar vs. derken ben sürekli istismarcı bu adam duygusuyla okudum, yani o zamanda normalmiş herhalde gibi yapamadım bir türlü... sonrasında kıza aşık oluyor zaten ve her şey daha da karmaşık hale geliyor...

Diğer bir yandan da sürekli duygulardan (hem Eric hem de Ruth için) bahsediyor, hatta öyle ki hissettiklerinden humma benzeri rahatsızlıklara bile tutuluyorlar, o denli güçlü hisler yazılmış tüm roman boyunca ama hiçbiri bana geçmedi, bir anlam ifade etmedi, okuyup geçtim o kadar...

Hakkında çok olumlu yorumlar olan bir roman ama maalesef hiç sevemedim, yer yer sıkıldım, daha doğrusu okudum da ne oldu noktasında kaldım...

Yazar: Lou Andreas-Salomé
Çevirmen: İlknur İgan
Özgün Adı: Ruth
Sayfa Sayısı: 244
Basım Yılı: 2018 (3. Baskı)
Yayınevi: T. İş Bankası

Lou Andreas-Salomé yapıtlarında kendi deneyimlerinden yola çıkarak, geleneğin kısıtladığı hayatlarında kendi  yollarını bulmaya çalışan kadınları, yetişkinliğe adım atmaya hazırlanan genç kızları anlatmıştır. Bu kadın hikâyeleri arasında kilit önem taşıyan Ruth, yazarın sağlığında en çok ilgi çeken yapıtıdır. 1895 yılında yayımlanan roman zamanın edebi zevkini yansıtır.

Çocuksu bir çekiciliğe sahip esrarengiz bir genç kız, işini çok seven bir eğitimci olan öğretmeninin kalbini tutuştururken, yaşadıkları karşılıklı bir büyülenmeye dönüşür. Genç kızın iç âlemi psikolojik tahlillerle aktarılır. 1928 yılına dek on baskı yapan Ruth’un okurları arasında Rainer Maria Rilke ve Sigmund Freud gibi ünlü kişiler de vardı. Hatta romandan çok etkilenen Rilke kendi kızına “Ruth” adını vermişti.

LOU ANDREAS-SALOMÉ (1861-1937): Yeni ve devrimci fikirlerin filizlenmeye başladığı bir dönemde Petersburg’da dünyaya gelen yazar ve psikanalist Salomé, küçük yaşta Almanca ve Fransızca öğrendi. On yedi yaşındayken bir din adamından teoloji ve felsefe dersleri aldı. Zürich Üniversitesi’nde teoloji ve sanat tarihi okudu. Salomé 1882’de Nietzsche’nin evlenme teklifini geri çevirerek, Oryantalist F. C. Andreas’la evlendi. 1897’de Rainer Maria Rilke’yle tanıştı ve kendisine âşık olan şairin hayatında önemli bir rol oynadı. 1911’de Viyana’daki psikanalistlerin çevresine girdi. Sigmund Freud’un öğrencisi ve yakın dostu oldu.

Im Kampf um Gott (1885; Tanrı Uğrunda Savaş), Im Zwischenland (1902; Ara Memlekette) ve Rodinka (1923) romanlarından bazılarıdır. Ayrıca dini ve felsefi konulardan tiyatro ve edebiyat eleştirisine uzanan geniş bir  yelpazede denemeler ve monografiler kaleme aldı. Kurmaca dışı yapıtları arasında Friedrich Nietzsche in seinen Werken (1894; Yapıtlarında Friedrich Nietzsche) ve Rainer Maria Rilke (1928) dikkat çeker.

Yorumlar

  1. salome ilginç ivit bişeyini okumuştum ama hatırlamıyom ama evet işte bazen çok sıkıcı geliyor insana böyle çok eskiler. celine de ilginç bak :) dün akşam snooker'da bingham iyiydi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski olduğu için değil, hiç içine giremedim, hep duygulardan bahsediyor ama bana hiç geçmedi:( bu sefer de böyle oldu. Celine'de okuyacağım o da çoktandır sırada ama bakalım ne zaman:)

      Bingham önceki yıllarda Dünya Şampiyonu da oldu ama ben pek sevemem nedense, yine de kazandı tabii:)

      Sil
    2. oluyo işte bazen uzak duruyo bazı yazarlar kitaplar bizeee :) sullivan bir şeyler demiş pek hoşuna gitmemiş insanların :)

      Sil
    3. Evet ya O'Sullivan'ın ne dediğini kaçırdım, yine karıştırmış ortamı. Ronnie her zaman böyle şeyler yapıyor, hem kendinden konuşulmuş oluyor, hem de oyunun en iyisi olduğu için ona çok etkisi olmuyor.

      Sil
  2. Merhaba Gül Hn.
    Yazarı çok severim ve bu kitabı sırf yazarı sevdiğim ve nete bakındığımda yorumlarda ki hep "iyi" olması etkiledi biraz da almamı ..
    Yalnız okurken çok daraldığımı hatırlıyorum
    Okudum ve bitti demiştim kendime ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Gülşah Hanım, açıkçası ben yazarı da pek sevemedim, alırken çok şey beklemiştim ama olmadı :( neyse başka kitaplara artık, sevgiler:)

      Sil
    2. Öyle tabi daha okunacak çok kitap var. Geçen gün Yky Yayınlarına uğradım. Hüseyin Kıran adlı benim için yeni olan bir yazarın kitabını aldım Siz okumuş muydunuz?
      Bunu da şundan sebep yazdım Daha çok okunacak kitap var. 😊
      Selamlar sevgiler 🤗 bendende

      Sil
    3. Hayır okumadım, zaten ben kendi yazarlarımızda çok geride kalıyorum ama bahsettiğiniz yazarı YKY'nin sitesinde gördüm . Sizin yorumunuzu bekleyeyim ben en iyisi:) Hakikaten kitap çok, zaman yetmiyor:) Güzel sohbet oldu, iyi geceler:)

      Sil
    4. Kendi adıma sizinle yazışmak çok keyifli diyebilirim Gül Hn. 😊
      Biraz bakındım seveni de var sevmeyeni de.
      Sevgiler 🤗

      Sil
    5. Benim açımdan da öyle Gülşah Hanım:) Sevgiler:)

      Sil
    6. Bana sadece Gülşah deseniz olur mu? 🤗

      Sil
    7. Olur tabii, daha önce de benzer bir diyaloğumuz olmuştu:) sonra alışkanlık yine hanım diye devam ettim:)) bu sefer devam etmeyi denerim ama siz bana Gül diyebilirsiniz hiç sakıncası yok. Bu bende çalışma hayatımdan kalan bir şey, yazışma dilinde hep bu şekilde hitap ederdik o şekilde yerleşmiş:) deneyeceğim Gülşah, sevgiler:)

      Sil
    8. O zaman siz nasıl rahat ederseniz diyeyim. 😊 Selamlar sevgiler 🤗 iyi akşamlar

      Sil
    9. İyi aksamlar sevgiler:)

      Sil
  3. heeey şimdi yazıyı yazdıydım, sona gmailden gördüm, gülşahın yorumuna cevap verdiin, ay şimdi gelcek okuycak dedim ve geldin holeeey, hayatın hoş tesadüfleriiiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vay güzel tesadüf olmuş hakikaten, bazen tam denk geliyor:) Sevgiler:)

      Sil
  4. Ben de bakamıyorum o açıdan. Karakterle bağ kurmam lazım. Bugün Kuyucaklı Yusuf'u bitirdim, bir garip romandı benim için. Kaymakamın kazık kadar oğlunun işsiz güçsüzlüğü, 16 yaşındaki esas kızın annesinin kuklası olması vs. Hoşlanmadım okumaktan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kuyucaklı Yusuf çok trajik bir eserdir, iki kere okudum ve çok severim. Onun koşulları, yaşadıkları bana ters gelmemişti mesela. Ama farklı farklı hissetmemizde normal tabii:)

      Sil
  5. Benim gibi düşünen birilerini görünce seviniyorum:)))

    YanıtlaSil
  6. Ben de başka bir kitabını aldım geçenlerde. Okuyunca yorumlarım:p

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben sanki yanlış eserinden başladım diye düşünüyorum bazen:) Sizin yorumunuzu bekleyeceğim. Sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER