ROGER NORMAN - Kırmızı Zar / Bir Dorset Muamması

Bu sefer yine bir çocuk kitabı (12-15 yaş) okudum ve tam nasıl anlatacağım bilemiyorum... romanı; aşağıda özgeçmişinden de göreceğiniz üzere yazarının uzun yıllar Türkiye'de yaşıyor olması ilgimi çektiği ve arka kapak açıklamasından hoş bir fantastik hikaye okuyacağım umuduyla aldım... fakat çok farklı bir şeyle karşılaştım; öncelikle I. Dünya Savaşı'nı anlatıyor, neden savaşın çıktığını da sorguluyor, cephede ölen gencecik delikanlıların halini de o vahşet ortamını da çok iyi betimliyor, firar eden askerin bu duruma tepkisini de mükemmel bir biçimde ortaya koyuyor... bu bir yetişkin romanı olsa ve ben bunları okusam iyi bir kitap derdim(*) ama bu bir çocuk kitabı ve yazar çok kasvetli anlatıyor... tamam çocuklar savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu öğrensinler ama böyle ağır bir ruh hali ve kasvet ile mi okumalılar emin değilim... tabii belki bu benim algılamamdır kendi yaş grubu etkilenmeden okuyup geçecektir bunu da açık nokta olarak belirtmekte fayda var...

Buraya kadar yazdıklarım kitabın reel bölümüydü, bir de fantastik hikayesi var başlıktaki kırmızı zar ve pisişik gücü olan kadınlarla ilgili bir şey... daha çok kitabın ikinci yarısında savaş konusuyla iç içe geçirilerek anlatılıyor ama ben bu fantastik konudan pek bir şey anlamadım, başı sonu çok belirsiz geldi savaş ile bağlantısını tam kuramadım velhasıl burada da boşa çıktım...

Genel olarak çocuk kitaplarını okuduğumda acaba kendi yaş grubu ne düşünüyor diye çok merak ediyorum ama bu kitapta daha çok merak ettim... 3. Baskıyı da yaptığına göre en azından satın alan var gözüküyor, okuyanlardan (kendi yaş grubundan) birisi denk gelip ne hissettiğini yazsa çok sevinirim... bu roman bir renk olsa; puslu gri veya siyah olurdu, oysa ne anlatırsa anlatsın çocuk kitaplarının parlak gökkuşağı renklerinde olması gerekir diye düşünüyorum o yüzden pek önermek içimden gelmiyor ama yukarıda da söylediğim gibi belki de ben yanılıyorum bilemedim...

(*)''Bu savaş bir ülke uğruna verilmiyor''

''Ne uğruna savaşılıyor o zaman?''

''Her şeyin sahibi olan bir avuç insanla bunları kaybetmemelerine yardım eden daha kalabalık bir grup için. Madenciler için değil, maden sahipleri için. Esnaf için değil, bankalar için. Küçük evlerde yaşayıp Pazar günleri bahçelerinde çalışan sıradan insanlar için değil, nakliyat şirketleri ve onlara çalışan hukuk büroları için. Eğer savaş kazanılırsa zengin ve güçlü olanlar kazanacak. Eğer kaybedilirse ilk onlar bir çıkış yolu bulacak. Kalanlar her koşulda kaybedecek.''

''Bana vaaz verme evlat. Bu zırvaları daha önce de duydum. Benim kafama uymuyor. İnsanın bir yeri, oraya karşı da sorumlulukları vardır. Herkes kral olarak doğmaz, insanlar 'neden olmasın?' diye düşünmeye başlarsa yolcular kendilerini arabacı, araba da at sanır''

''Eğer at kontrolden çıkmış, arabacı da arabadan düşmüşse arabadaki yolcuların bir şeyler yapması gerekir. Eğer savaşın nasıl olduğunu görseydin böyle düşünmezdin. Çivisi çıkmış bir dünya orası. Meleklerin yanması, çocukların açlıktan ölmesi, mezarlıkların altının üstüne getirilmesi Tanrı'nın istediği bir şey olamaz. Bunun arkasında paracıklarını sayan, şöhretlerini düşünüp mallarını hesaplayan ve pis işlerini senin gibi adamlara yaptıranlar var.'' (syf:85)

Yazar: Roger Norman

Çevirmen: Betül Kadıoğlu

Özgün Adı: The Red Die - A Dorset Mystery

Sayfa Sayısı: 220

Basım Yılı: 2019 (3. Baskı) 2012 (1. Baskı)

Yayınevi: YKY

"Ağaç Zamanı" ve "Albion’un Rüyası" kitaplarıyla tanınan Roger Norman, yeni romanı "Kırmızı Zar" ile bu defa I. Dünya Savaşı’nın karanlık günlerine dönüyor.

Onbaşı Jack Yeoman, savaşa isyan ederek Batı Cephesi’ni terk eder. Cebinde, ne yöne gideceğini bilemediğinde sorup danıştığı biri beyaz, diğeri altı yüzünde altı farklı simge olan kırmızı renkte iki minik zar vardır. Sora sora doğup büyüdüğü Dorset’e kadar ulaşır. Ne var ki, artık firari olduğu için burada kalması imkansızdır. Üvey kardeşi Maggie Fox onu yalnız bırakmaz ve kendilerini Dorset’in puslu, karanlık yollarında bulurlar. Ağabeyi Charles, öfkeli duvar ustası Bill Bate, intikam güden Minterne Beyi Lawrence ve meşum Urley Papazı dört bir koldan farklı nedenlerle Jack’in peşine düşmüşken, ikilinin yolu arabacı Cockler ve ardından şifacı Bayan Dooley’le kesişir. Büyülü iksirlerin, doğaüstü güçlerin ve yanılsamaların laneti altında devam eden kovalamaca, Jack’i etrafını sarmalayan gizemin derinliklerine çeker. Milyonlarca insanın canına mal olan acımasız bir savaşı Jack Yeoman’ın hikayesi üzerinden anlatan ve bunu didaktik olmaktan uzak, etkileyici bir dille başaran Kırmızı Zar, renkli karakterleri ve merak uyandıran olaylarıyla elinizden bırakamayacağınız bir macera sunuyor.

Roger Norman (d. 1948, Londra) Türkiye ’de yaşayan İngiliz romancı. Önde gelen İngiliz sanayicilerden Sir Arthur Norman’ın üç çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Norman, eğitimini Sherborne Okulu ve Cambridge Üniversitesi ’nde tamamladı. Yunanistan ’da zeytin çiftçiliğiyle uğraştı, Ankara “Turkish Daily News”ta editör olarak çalıştı, çeşitli üniversitelerde ders verdi, tarım ve ekonomik gelişme alanında çalışan Birleşmiş Milletler temsilciliklerine danışmanlık yaptı. Türk-Yunan dostluğunu pekiştirmek için İstanbul ve Atina arasında 1200 km.’lik bir yürüyüş yapan Roger Norman, artık sadece roman yazmakla uğraşıyor ve Eskişehir ’de yaşıyor. Yetişkinler ve çocuklar için, güneybatı İngiltere’nin Dorset kırsalına odaklanan üç tane roman yazdı. “Albion”un Rüyası (YKY, 1998) yedi dile çevrildi. Kurgu eserlerinin yanı sıra, çeşitli dergi ve gazetelere yazılar yazıyor.




Yorumlar

  1. aaa bunu sevdim okuyum bunuu :) dorset, john fowles'n şehri yaa :)

    YanıtlaSil
  2. ilginç bir kitaba benziyor Gül Hanım ama kasvetli savaş sahnelerini bilemedim..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren Hanım bizim açımızdan sorun yok, hatta iyi anlatmış diyebiliriz. Ben çocuk kitabında bu kasvet olmamalı diye düşündüm. Teşekkür ediyorum yorumunuza sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH