STEFAN ZWEIG - Kendileriyle Savaşanlar / HÖLDERLIN - KLEIST - NIETZSCHE
DÜNYA FİKİR MİMARLARI -2
S. Zweig bu üçlemesinin 2. kitabında Friedrich Hölderlin (1770-1843), Heinrich von Kleist (1777–1811) ve Friedrich Nietzsche'yi (1844–1900) konu ediyor... önceleri bu kitabı okumayı düşünmemiştim, ilk iki sıradaki Alman şairleri hem hiç tanımıyordum hem de ilgimi çekmiyordu, Nietzsche cazipti ama sadece onun için de okumaya niyet etmemiştim... ve fakat sonradan bu kitapların üçleme olduğunu öğrendim, 1. ve 3. kitapları okuduğum için seriyi tamamlamaya karar verdim...
Her ne kadar bu bir biyografi ise de yazar adı geçen üç kişinin ruhlarında kopan fırtınaları konunun odağına koyarak anlatıyor...''Hölderlin, Kleist, ve Nietzsche'nin tarihsel kişiliklerinde, alın yazılarına dışarıdan bakıldığında bile göze çarpan apaçık bir ortak yan vardır: Hepsi de aynı burcun etkisi altındadırlar. Üçü de son derece büyük, bir ölçüde dünya dışı bir güç tarafından, sıcak varoluşlarından alınıp tutkunun tahrip edici kasırgası içine atılmışlar ve yaşamları zamanından önce korkunç bir zihinsel ıstırap ve duyuların ölümcül sarhoşluğu içinde, delilikle ya da intiharla son bulmuştur. Kendi zamanıyla bağlantı kuramamış, kendi kuşağı tarafından anlaşılmamış olarak, mesajlarını bir meteor gibi kısa, parlak ışıklarla geceye yaydılar. Onun yolunu, onun anlamını kendileri de bilmiyordu, çünkü onlar sadece sonsuzdan gelip, sonsuza gidiyorlardı: Varlıklarının ani düşüşü ve yükselişi içinde gerçek dünyaya şöyle bir dokunup geçtiler. İçlerinde insan dışı bir şeyin etkisi vardı, karşısında kendilerini çaresiz hissettikleri, kendi güçlerinin üzerinde bir güç: Kendi iradelerinin sesine kulak vermediler (onu kendi Ben'lerinin nadir uyanık dakikalarında dehşetle hissediyorlardı), tersine, onlar yüksek bir gücün, şeytani olanın tebaasıydılar, onun tutkunu ve tutsağıydılar. (.........) Şeytani demekle kast ettiğim şey, her insanın temelinde ve özünde yatan o doğuştan gelen huzursuzluktur. (S. Zweig Giriş syf:3)''
Hem bir zorunluluk gibi okumam, hem yanlış zamanı seçmem, hem de konu edilen kişilerin karanlık, deliliğe varan hezeyanları nedeniyle bu kitabı sevdim dersem doğru olmayacak ama sıkılmadan da okudum... yazar bu delilik durumlarını çok iyi betimlemişti sanki gözümün önünde canlandı, bu açıdan çok başarılıydı...
Sonuç olarak; edebiyatla, edebiyat tarihiyle ilgiliyseniz veya bu kişiler çok ilginizi çekiyorsa ancak okuyun derim...
Yazar: Stefan ZweigÇevirmen: Nafer Ermiş
Özgün Adı: Der Kampf Mit Dem Daemon Hölderlin-Kleist-Nietzsche
Sayfa Sayısı: 352
Basım Yılı: 2019 (17. Baskı) 1989 (1. Baskı)
Yayınevi: T. İş Bankası
Kendileriyle Savaşanlar / Hölderlin – Kleist – Nietzsche
Stefan Zweig, Kendileriyle Savaşanlar’da Hölderlin, Kleist ve Nietzsche’nin yaşamöykülerini anlatıyor. Bu üç yazarın yaşamlarının ortak yanı, mizaçlarını belirleyen neredeyse tabiatüstü bir güçle bitmek bilmeyen bir iç mücadeleyi sürdürmeleridir. İçlerindeki bu güç, yaşamlarının birer tragedya olarak sürüp, öyle sona ermesine neden olmuştur. Yazar, Hölderlin, Kleist ve Nietzsche’nin yaşamöykülerini çağdaşları Goethe’nin hayatından kesitlerle birlikte ele almıştır. Goethe’nin karşı kutbu oluşturan hayatı algılayışı, biçimleyişi ve hayatla yaratıcılık arasında kurduğu bağ, sergilenen yaşamların farklılıklarını daha belirgin hale getirmektedir.
Zweig, Kendileriyle Savaşanlar’da yaratıcılık serüveni, anlaşılma sorunu ve sanatçının çevresine karşı tutumunu gerçeğe bağlılıktan ayrılmadan, derin bir duyarlılıkla işlemiştir.
STEFAN ZWEIG 20 Ekim 1881’de Viyana’da doğdu. 1920-1928 yılları arasında yazdığı Üç Büyük Usta, Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar, Kendileriyle Savaşanlar büyük ses getirdi. Hayatı boyunca her tür resmi ödülü reddeden Zweig 1940 yılında bir konferans için Güney Amerika’ya gitti ve hayatını orada sürdürdü. Zweig, 23 Şubat 1942 yılında ikinci eşi Elisabeth Charlotte ile birlikte, yarattığı birçok roman kahramanı gibi savaşın neden olduğu derin bir umutsuzluk duygusuyla ölümü seçti.
okudum kitabııı, niçe en ünlüleri, holderlin var türkçede, kleist çok çok iyi öğütleriiim :) bu tür kitapları çok seviyom yaa :)
YanıtlaSilBu tip kitapları bende çok seviyorum da 18.-19. yüzyıl şairleri pek ilgimi çekmiyor. Teşekkürler, sevgiler:)
Silyok yaaa ne şiiri, gizemli öyküleri filan var biraz da gotik, şiirlerini boşveer :) locarno dilencisi süfeer :)
SilTamam bakarım, gerçi öykü de pek okuyamam ya:)) yine de teşekkürler:)
SilÜç figürün biyografilerini okumak ve bilmekle ilgileniyorum. Biyografi okumak bizim için bir tür rol modeldir. Tavsiyen için teşekkürler.
YanıtlaSilEndonezya'dan selamlar.
Ben teşekkür ederim, keyifli okumalar, selamlar
Sil