IRMGARD KEUN - Yalancı İpek Kız

Bu kitabı da yazarı için aldım, konusu da cazip geldi ve iyi çıkmasını umdum... bu sefer tutturdum muhteşem bir romanmış, çok sevdim... sanki 18 yaşındaki genç bir kadının büyük şehre gidip meşhur/zengin olmak istemesini anlatıyor gibi başlıyor ama aslında 1932 yılının Berlin'inde sanattan, politikaya, kadın-erkek ilişkilerinden, arkadaşlığa, çalışma hayatına dair her şeyi, daha doğrusu hayatı anlatıyor... çok gerçekçiydi, otobiyografik yanları ve hoş bir üslubu vardı... 1932'de geçiyordu ama Doris'in kendi hayatına dair anlattıkları her hangi bir zamanda her hangi bir yerde de yaşanıyor olabilir o kadar zamansız yazılmıştı... çok sevdim, benim için bu senenin en iyi kitaplarından biri oldu, kaçırmayın okuyun derim...


Yazar: Irmgard Keun

Çevirmen: Nilay Kaya

Özgün Adı: Das Kunstseidene Mädchen

Sayfa Sayısı: 164

Basım Yılı: 2018

Yayınevi: İletişim


Beyazperdede anlatılan şaşaalı hayatlara bir cevap olarak yazılan Yalancı İpek Kız, Weimar döneminin altın yıllarında Berlin’de bir genç kadın olmayı hem eğlenceli hem de hüzünlü yönleriyle anlatıyor.

On sekiz yaşındaki Doris, taşradan kaçıp zengin ve başarılı olma hayaliyle Berlin’e gider. Şehrin umduğu gibi görkemli ve pırıltılı değil, karanlık ve kasvetli yüzüyle karşılaşan Doris’in başarıya ulaşmak için güvendiği tek şey yalancı ipekten elbisesidir. Irmgard Keun, bu karanlık dünyayı Isherwood’un Hoşça Kal Berlin’ini ya da Brecth’in Üç Kuruşluk Opera’sını aratmayan bir gerçeklik ve empatiyle resmeder. Yayımlandığında büyük beğeni toplayan eser, Nazi rejimi tarafından yasaklanarak ortadan kaybolur ve ancak yıllar sonra tekrar keşfedilir. Keun’un, modern kadının hayatını dürüstlükle anlatan şehir edebiyatının ilk ve en iyi örneklerinden bir tanesi olan romanı Yalancı İpek Kız’la ilk defa Türkçede.

“Nazi sansür heyetlerini kızdıran şey romanın çarpıcı gerçekliği değil, insanlığın ortak olduğuna dair verdiği mesaj olmuştur.” Maria Tatar

Irmgard Keun: 6 Şubat 1905’te günümüzde Berlin’e katılmış olan Charlottenburg kasabasında dünyaya geldi. Babası bir petrol şirketinde satıcı, annesi ev hanımıydı. 1913 yılında aile Köln’e taşındı. Keun, burada Mädchen-lyzeum Teschner isimli bir okula girdi. 1921 yılında ticaret okuluna başladı; stenografi ve daktilo dersleri aldı. Sekreter olarak çalışmaya başladığı sırada Köln’de oyunculuk derslerine gitti. Greifswald ve Hamburg kentlerinde sahneye çıksa da 1929 yılında oyunculuğu tamamen bıraktı ve Alfred Döblin’in tavsiyesiyle yazarlığa başladı. İlk romanı Gilgi, eine von uns (Gilgi: Bizden Biri, 1931) büyük beğeni topladı. İkinci kitabı Yalancı İpek Kız da (1932) yayımlanır yayımlanmaz çok satan bir roman oldu. Keun aynı yıl yazar ve yönetmen Johannes Tralow’la evlendi. 1933 yılında Keun’un eserleri Almanya’da yasaklandı: Kitaplarının tüm kopyaları toplatıldı ve mevcut baskılar yakıldı. Nazi rejimine uyum sağlayan kocasından uzaklaşan Keun, alkolizmini tedavi etmesi için gittiği Arnold Strauss adlı Berlinli bir Yahudi doktora âşık oldu. 1936’da “Zencilerin ve Yahudilerin peşinden git,” diyen kocasını terk ederek Belçika’ya gitti, burada iki yıl boyunca Avusturyalı romancı Joseph Roth ile birliktelik yaşadı. 1937’de Tralow’dan ayrıldı. Strauss ile ilişkisi devam ediyordu; New York’a kaçan Strauss’u ziyaret etti. Burada iki ay geçirdikten sonra Avrupa’ya, 1940’ta da Köln’e döndü ve Charlotte Tralow ismiyle yaşadı. Savaş yıllarını burada, intihar ettiğine dair yalan haberlerin de yardımıyla, gözlerden uzak geçirdi. 1950’de yayımlanan romanı Ferdinand, der Mann mit dem freundlichen Herzen (Ferdinand, Müşfik Yürekli Adam) ilgi görmedi. Keun, savaştan sonraki yıllarını alkolizmin pençesinde, yoksulluk içinde geçirdi. Scherzartikel (Şaka Konusu, 1951), Wenn wir alle gut wären (Hepimiz İyiyken, 1954) ve son romanı olacak Blühende Neurosen (Çiçekli Nevroz, 1962) belirdikleri gibi kayboldular. Keun, 1966’dan 1972’ye kadar Bonn Devlet Hastanesi’nin psikiyatri kliniğinde tedavi gördü. 1977’de Stern dergisinde yayımlanan bir makaleyle romanları tekrar keşfedildi ve yeni baskıları Keun’un para durumunu düzeltmesine yardımcı oldu. 1982 yılında akciğer kanserinden hayata gözlerini yumdu. 

Yorumlar

  1. Kitabı sayenizde tanımış oldum. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. ne kadar hoş yıllar, kitabı gerçekten merak ettim, elinize sağlık Gül Hanım, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende o zamanları çok severim:) çok teşekkür ederim Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil
  3. ooooo o yıllar berlin he weimar, sanat politika, not aldım, duymadıydıım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem genç hem de cahil bir kız ve kendini de biliyor, politika, özellikle de nazilerin söylediklerini sorgulaması ve öğrenmeye çalışması çok iyiydi, sanırım kitap bu nedenlerle toplatıldı. Güzeldi. Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  4. Umarım sizde seversiniz:) Teşekkürler, sevgiler:)

    YanıtlaSil
  5. Ay kesinlikle okumak isterdim ama şu zamanlar hem kitabı heder ederim hem kendim bir şey anlamam...:( çok teşekkür ederim, tavsiyeniz dikkate değer gerçekten. SEvgiyle, sağlıkla ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii ki size uygun bir zamanda okumakta fayda var ama keyifli bir üslubu var ve rahat okunuyor onu da belirteyim. Siz de sağlıcakla kalın:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH