LUCINDA RILEY - YEDİ KIZ KARDEŞ

2013'de hiç tanımadığım yazarın Orkide Evi isimli romanını okumuş ve beğenmiştim... bu tip popüler kitapları pek okumuyorum (okuduklarımı da zaman geçince çok fazla hatırlamıyorum:) ama yayınevinin sitesinde Fırtına Kız isimli kitap ilgimi çekti, sonrasında yazarı bildiğimi fark ettim ve okumak istedim, biraz araştırınca bu romanın 7 kitaplık bir serinin 2. kitabı olduğunu öğrendim... serinin ilk iki kitabı (Yedi Kız Kardeş ve Fırtına Kız) dilimize çevrilmiş, kalan romanlar The Shadow Sister, The Pearl Sister, The Moon Sister, The Sun Sister şeklinde ve son kitap The Missing Sister'da 2021 baharında yayımlanacakmış... Her ne kadar 2. kitabı okumak istediysem de başından başlayayım diye düşündüm ve iyi ki de öyle yapmışım, kızları evlat edinen babanın hikayesi ile başlıyor roman ve ben en çok o hikayeyi merak ettim...

Konu arka kapakta detaylı anlatılıyor, ''Yedi Kız Kardeş serisi genel hatlarıyla, ünlü Orion Kuşağı'nın yanında yer alan ve Ülker (Pleiades) Yıldız Kümesi olarak da bilinen Yedi Kız Kardeş Takım Yıldızının mitolojik hikayesine dayanmaktadır. Yedi Kız Kardeş'i oluşturan yıldızlar, Mayalardan, Yunanlara ve Aborjinlere dek yazıtlarda ve şiirlerde yer almıştır. (syf:543 Yazarın Notu)'' kız kardeşlerin isimleri yıldızların isimleriyle aynı (Maia, Alcyone, Asterope, Celeano, Taygete, Electra, Merope) ve her kitap hem bir kız kardeşin hayatını, nereden geldiğini anlatırken hem de bir tarihi olayı içeriyor... ilk kitapta Maia'nın hayatı ve Kurtarıcı İsa heykelinin yapılış hikayesi anlatılıyor (Heykel, Heitor Silva Costa tarafından tasarlandı ve Fransız heykeltıraş Paul Landowski tarafından beş yıl içerisinde üretildi. Heykelin yapımı 1922'de o dönemde ülkenin başkenti olan Rio de Janeiro'da Brezilya'nın bağımsızlığının 100. yılı şerefine başlatılmış ve 12 Ekim 1931'de resmi törenle açılmıştır. Vikipedi)... Heitor Silva Costa ve Paul Landowski kurgu içinde Maia'nın hikayesine çok güzel dahil edilmişti, çok beğendim... ayrıca yazar kitabın sonuna bir kaynakça da eklemiş...

Bu roman beklentimin üzerinde çıktı, çok sevdim... başlangıçta ilk iki kitabı okur bırakırım diye düşünüyordum ama serinin kalanı da çevrilirse devam ederim herhalde... ayrıca babanın hikayesini merak ediyorum serinin sonuna kadar gizemini koruyacak gibi gözüküyor o yüzden de seriyi bitirmem gerek galiba... bu sıkıcı pandemi günlerinde rahat rahat okunacak keyifli bir roman, deneyin derim...


Yazar: Lucinda Riley

Çevirmen: Zennur Anbarcıoğlu

Özgün Adı: The Seven Sisters

Sayfa Sayısı: 552

Basım Yılı: 2016

Yayınevi: Pegasus

Aşk mesafe tanımaz. Kıta nedir bilmez. Yıldız misalidir gözleri… 

Dünyanın dört bir yanından evlat edinilerek bir araya gelen ve isimlerini yıldızlardan alan yedi kız kardeşin öyküsü… Kız kardeşlerin en büyüğü ve en güzeli olan Maia D'Aplièse, onları bebekken evlat edinen babalarının yanından ayrılmaya hiç cesaret edememiştir. Bir arkadaşını ziyaret ettiği sırada babasının ani ölüm haberini alır ve bütün acısına rağmen kız kardeşlerini bir araya toplar. Yaşadıkları şaşkınlığı başka sürprizler de izler. Babaları cenaze töreninin onlar gelmeden düzenlenmesini vasiyet etmiş ve her birine onları evlat edindiği topraklara götürecek gizemli ipuçları bırakmıştır. Parçaları bir araya getiren Maia çok geçmeden kendini Brezilya'da, acılarla dolu yasak bir aşkın izlerini sürerken bulur.

1920'lerde Brezilya sosyetesinin en güzel kızlarından biri olan Izabela Bonifacio, babasının isteği üzerine soylu bir adamla evlenmek üzeredir. Oysaki âşık olmadığı bir erkekle evlenmenin değil, hayatı keşfetmenin hayallerini kurmaktadır. O sırada Brezilya'nın ünlü Kurtarıcı İsa Heykeli'ni tasarlamaya başlayan aile dostları Heitor da Silva Costa, Paris'e doğru yola çıkacaktır. Izabela kaderine boyun eğmeye razı olmuştur fakat düğünden önce babasından tek bir isteği vardır; da Silva Costa ailesiyle birlikte Avrupa'ya gitmek ve Paris'i görmek… Fakat aşk en yanlış zamanda, en beklenmedik yerde ve en yıkıcı haliyle çıkar karşısına. Genç ve yakışıklı heykeltıraş Laurent Brouilly, Izabela'nın kaderini sonsuza dek değiştirmek üzeredir. İki âşığın yürek burkan hikâyesi ise onlardan seksen yıl sonra haberdar olan Maia'nın geçmişini yavaş yavaş aydınlatmaya başlamıştır.

Yüreğine ihanet etmek ile ailesine ihanet etmek arasında kalan bir kadının, aşkın zaman ve mekân tanımadığını kanıtlayan hüzünlü hikâyesi…

Lucinda Riley: 1966 yılında İrlanda'da doğdu. İngiltere'ye taşınmadan önce hayatının ilk altı yılını Belfast yakınlarındaki Drumbeg köyünde geçirdi. 14 yaşında Londra'ya tam zamanlı dans ve tiyatro okuluna gitti. 16 yaşında BBC televizyon dizisinde başrol oynadı. İlk kitabını 24 yaşında yazan Riley, kocası ve dört çocuğuyla İrlanda ve İngiltere'de yaşamaktadır. 

Yorumlar

  1. bu tip serileri seviyorum, biraz uzunmuş kitap ama severim sanırım, elinize sağlık, sevgiler Gül Hanım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap kalın ama rahat okunuyor, çok uzun sürmüyor. Ama seri hakikaten uzun keşke 3 tane kız kardeş olsaydı:)) Umarım seversiniz Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil
  2. Merak ettim doğrusu. Okunacaklar listemde yerini bulan bir kitap oldu. Teşekkürler :))

    YanıtlaSil
  3. aşk romanı yani de miiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşk var ama ''aşk romanı'' kategorisine girmez, daha fazlası bana göre. Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  4. Umarım okuyunca seversiniz:) Teşekkürler, sevgiler

    YanıtlaSil
  5. Oluna aklari listeme eklediiim🌸

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH