MARK SULLIVAN - KIZIL GÖĞÜN ALTINDA
Bu kitabı yine indirimliler arasında buldum ama bildiğim bir romandı, II. Dünya Savaşı'nın ''Unutulan Cephesi'' olarak adlandırılan İtalya cephesine dair çok az okuma yaptığım (yazılanlar da az zaten) ve biyografik bir eser olduğu için okumak istedim... ''Belgelerin yakılması, kolektif bellek yitimi ve hikayeyi öğrendiğim sırada karakterlerin bir çoğunun ölmüş olması nedeniyle zaman zaman yalnızca geriye kalan tek fiziksel kanıt olan Pino'nun onlarca yıl sonra hatırlayabildiklerine dayanan sahneleri ve diyalogları yeniden kurmakta zorlandım ve hayal gücümün yakıtı yaptığım araştırmalar ve bilinçli şüpheler oldu. Bazı örneklerde, anlatı tutarlılığı nedeniyle olayları ve karakterleri de kaynaştırdım ya da kısalttım ve bana kırpılarak anlatılmış olanları tamamen süsledim. Sonuç olarak; okumak üzere olduğunuz bu hikaye kurgu dışı bir anlatı değil, Pino Lella'nın 1943 yılının Haziran ayından 1945 yılının Mayıs ayına kadar yaşadıklarına bağlı kalan biyografik ve tarihi bir kurgudur. (syf:13-14 Yazarın Önsözü)''
Pino Lella 1926 doğumlu bir İtalyan ve sadece savaş sırasında değil, sonrasında da birkaç ömürde bile başa gelmeyecek bir hayatı yaşamış biri, o yüzden yaşam öyküsünü okumaktan memnunum... ve fakat yazardan hiç memnun kalmadım keşke bu öyküyü başka biri yazsaydı... çok yavan, dümdüz, çok ruhsuz yazılmıştı, o savaş ve kaotik ortamı, Alplerin, İtalya'nın güzel manzaralarını dahi gözümde canlandıramadım... çok kolay okunan bir roman olmasına rağmen anlatımı nedeniyle her elime aldığımda bir-iki sayfadan fazla okuyamadım ve roman elimde süründü durdu... artık kolay okunsa bile anlatımı dikkat çekici olmayan kitaplarda çok zorlanıyorum... umarım buraya kadar yazdıklarım size bir fikir verebilir...
Yazar: Mark SullivanÇevirmen: Aslıhan Kuzucan
Özgün Adı: Beneath a Scarlet Sky
Sayfa Sayısı: 496
Basım Yılı: 2020 (2. Baskı)
Yayınevi: İthaki
Goodreads En İyi Tarihi Roman Finalisti
Goodreads 2017’de En Çok Okunan 20 Kitaptan Biri
Goodreads Ayın En İyi Kitabı
İkinci Dünya Savaşı'nın gizli kahramanlarından birinin gerçek hayat hikâyesinden esinlenen Kızıl Göğün Altında, tarihin en karanlık zamanlarından birinde yaşayan genç Pino'nun muhteşem cesaretinin ve direnişinin destansı öyküsü.
Pino Lella, Nazilerin savaşında hiçbir şekilde yer almak istemiyordu. Sıradan bir hayat süren sıradan bir gençti ve ilgilendikleri müzik, yemek ve kızlardan ibaretti. Ancak bu genç İtalya'nın masumiyet dolu günleri sona ermek üzereydi. Milano'daki evi Müttefikler'in bombalarıyla yerle bir edilen Pino, Yahudilerin şehirden kaçmalarına yardım eden gizli bir topluluğa katılıp kendisinden altı yaş büyük Anna'ya âşık olunca hayatı bir daha eskisi gibi olmayacaktı.
Pino'dan Alman saflarına asker olarak katılmasını isteyen ailesinin niyetiyse onu muharebeden uzak tutmak ve korumaktı. Fakat Pino yaralandıktan sonra daha on sekiz yaşındayken Adolf Hitler'in İtalya'daki sol kolu, Nazi Almanyası'nın en gizemli ve güçlü komutanlarından General Hans Leyers'in şahsi şoförü olarak işe alınacaktı.
Pino bu sayede Alman Üst Komutasının içine sızarak Müttefikler için ajanlık yaparken aynı zamanda savaşın ve Nazilerin getirdiği dehşete göğüs germek zorunda kalacaktı. Göremediğimiz Tüm Işıklar ile Bülbül gibi romanları ve Schindler'in Listesi ile Piyanist gibi filmleri sevenler için Kızıl Göğün Altında kaçırılmaması gereken, sarsıcı bir İkinci Dünya Savaşı öyküsü.
Kitabın çekimleri halen devam eden film uyarlamasında Pino rolünü Tom Holland canlandıracak.
Mark T. Sullivan gizem, gerilim ve tarihsel kurgu romanları yazan Amerikalı bir yazardır. Sadece onun tarafından yazılan 14 yayınlanmış eseri vardır. The Fall Line, Arınma Töreni, Triple Cross, Rogue ve USA Today ve Washington Post'un çok satan romanı: Bir Kızıl Gökyüzü Altında.
Kitabın konusu ilgi çekici ama yazarın üslubu da önemlidir. Büyük ihtimalle okusam ben de sıkılırdım.
YanıtlaSilBu tip kitaplarda öyle mucizevi üsluplar beklemiyorum da birazcık ortamı ve olayları hissettirebilseydi iyi olurdu:) teşekkürler
Silalpler, kuzey italya, isviçre, avusturya, bavyera, dünyanın en güzel yerleri olsa gerek, okumak değil gezmek lazım oralarda :)
YanıtlaSilTabii ki muhteşem yerler hepsi, gezmesi de çok güzel, ama iyi yazılırsa kitapta da hissedebiliyorsun ve o da çok güzel oluyor. Eylül ayında okuduğum Dolambaç romanında Galler kırsalını birebir görmüş gibi olmuştum inanılmazdı, insan böyle kitapları okurken mutlu oluyor. Teşekkürler:)
SilPiyanist i izlerken çok üzülmüştüm. İnsanların yaşadıkları çok korkunç gelmişti bana. O yüzden bu konularda kitapları pek tercih etmiyorum. Uzun süreli etkide kalıyorum çünkü. Kitaplar filmlerden çok daha etkileyici oluyor.
YanıtlaSilHaklısınız bazı kitaplar çok üzücü olabiliyor, bu romanda da üzücü olaylar anlatılıyordu fakat bana o kadar ruhsuz geldi ki hiç bir şey hissedemedim. Başka kitaplara artık, teşekkürler:)
SilDüşündüren ve insanı derinden etkileyen bir konuya yoğunlaşmış... Anlatımın gücü okuduğum kitaplar da önemsediğim bir kriter, o anlamda yetersizlik hissetmek beni de olumsuz etkiliyor:)
YanıtlaSiliyi okumalar dilerim..
Size de keyifli okumalar, teşekkürler
SilBende yarım bırakmazdım ama öyle eziyet oluyor, artık sevmezsem bırakıyorum. Bu kolay okunduğu için yarım bırakmaya gerek olmadı biraz uzun sürdü ama bitti. Sevgiler:)
YanıtlaSilKonu fazlasıyla ilgimi çekti ama sonra anlatım üzerine yaptığınız eleştiri kitabın tadını kaçırmış. Belirttiğiniz gibi keşke aynı kitap daha iyi bir kalemin elinden çıksaymış. Bazen hem kurguyu hem anlatımı kaliteli olarak aynı kitapta bulamıyoruz maalesef. Teşekkürler:)
YanıtlaSilBu kurgu biyografik nitelikte de olduğu için anlatımı iyi olsa okunsa iyi olurdu:) Ben teşekkür ederim.
Silbu kez robertson kazandı, heyooo :) selby, robertson, trump, favorileriim :)
YanıtlaSilevet öyle:) Higgins iki turnuvadır kupayı elinden kaçırıyor. İrlanda Açık'da Allen kazansın istemiştim öyle de oldu, bunda da O'Sullivan kazanacak gibiydi (ki o olsun istedim) 5-3'den Higgins'e verdi maçı inanamadım. Finale gelseydi Robertson'ı yenebilirdi:) İhtimaller ihtimaller işte:)) Bu ara turnuvalar peş peşe gelince kitap okuma hızımı düşürüyor tek kötü yanı o :)))
Sil