VÉNUS KHOURY-GHATA - Marina Tsvetayeva ya da Alabuga'da Ölmek

Vénus Khoury-Ghata dört yıl önce keşfettiğim ve çok beğendiğim Lübnan doğumlu bir şair ve yazar, bu okuduğum üçüncü kitabı... ilk okuduğum; Yedi Taş bir kurguydu, sonraki; Rus şair ve denemeci olan Osip Mandelştam'ın (1891–1938) sürgün günlerini anlatıyordu, bu kitap ise; Rus şair Marina Tsvetayeva'nın (1892-1941) hayatını konu eden biyografik bir anlatı...

Marina Tsvetayeva ağzında gümüş kaşıkla doğan biri, Moskova Güzel Sanatlar Müzesinin (bugün Puşkin Müzesi) kurucusu sanat tarihçisi İvan Tsvetayev ile Polonya soylu sınıfından piyanist Maria Meyn'in kızı... müzik-edebiyat konusunda hem Rusya'da hem de Avrupa'da iyi okullarda eğitim alır, 7 yaşında Fransızca, 12 yaşında Almanca öğrenir, 17 yaşında yazdığı şiirler dikkat çekmeye başlar, 1910'da ilk şiir kitabı, 1912'de ikinci kitabı yayımlanır, yine bu yıl ailesinin karşı çıkmasına rağmen Sergey Efron ile evlenir... 1917 Ekim devrimiyle her şey tepetaklak olur, kocası Beyaz Ordu saflarında savaşa katılır, Marina Tsvetayeva Sovyet Rejimine muhalefetini hiç gizlemez, hem bir hainin karısı hem de muhalif bir şair olarak ağır bir yoksulluk ve bunalımlı yıllar başlar... Boris Pasternak, İlya Ehrenburg, Osip Mandelşam, Andrey Belıy, Rainer Maria Rilke ve bir çok yazar ve şair hayatında yer alır... çok sayıda sevgilisi olur, ülkeden ülkeye dolaşır ve 1941 yılında intihar ederek 49 yıllık trajik bir hayatı sona erdirir...

Ben yukarıda dümdüz bir özet verdim, oysa Vénus Khoury-Ghata bu trajik hayatı bir şiir gibi anlatıyor, yazarı çok çok başarılı buldum, mükemmeldi...

Marina Tsvetayeva'yı ise sevdiğim söylenemez, şairliğine söyleyecek sözüm yok, ben insan (özellikle anne) olarak baktığımda hiç hoşlanmadım... hayat koşulları çok mükemmel olsaydı dahi huzursuz bir ruh (sanatkar bir ruh denilebilir belki), kolay kolay mutlu olmayacak biri gibi geldi bana... birde Sovyet Devrimi hayatını allak bullak edince hiç kendinde olmuyor, çok sayıda sevgilisi olması da sorun değil ama çocuklarının hayatını mahvediyor ona çok sinir oldum... zamanlamam da kötüydü yaz aylarından zaten sıkılıyorum, böyle karamsar bir hayat öyküsünü daha iyi hissettiğim bir zamanda okumalıydım...

Sonuç olarak; hakkında pek bir şey bilmediğim, yaşamak için değil, yazmak için yaşıyorum diyen bir şairi öğrendim, çok ilginç ve trajik bir yaşam öyküsü okudum, Pasternak, Ehrenburg v.b. ünlü yazarlara dair (zaman zaman hoşlanmadığım) bilgiler edindim, Vénus Khoury-Ghata'nın muhteşem dilinin keyfine vardım, iyi bir gününüzde kaçırmayın okuyun derim...

Yazar: Vénus Khoury-Ghata

Çevirmen: Ayşenaz Cengiz

Özgün Adı: Marina Tsvétaïéva, mourir à Elabouga

Sayfa Sayısı: 120

Basım Yılı: 2022

Yayınevi: YKY

“Sözcükler seni terk etti.”

Hayatın ve tarihin hoyratlığı bir şairin asi ve dizginsiz ruhuyla birleşince ortaya çıkan trajedinin izini sürüyor Vénus Khoury-Ghata: Marina Tsvetayeva’nın yaşarken yarım bıraktığı sözcüklerin izini. 

Yayımlanmayan şiirler, terk edilemeyen bir eş, vazgeçilemeyen sevgililer, şiddetli vicdan azabı ile şefkat arasında düğümlenen annelik, yoksulluk, yoksunluk, sürgün ve uzun sürmüş bir intiharın izdüşümü.

“Marina Tsvetayeva ya da Alabuga’da Ölmek” okuru melâle aşina kılan bir roman.

Vénus Khoury-Ghata (1937, Bişerri, Lübnan) Lübnan asıllı Fransız şair ve yazar. İlk romanı “Les inadaptés” 1971 yılında yayımlandı. 1972 yılında Lübnan İç Savaşı sonrası Paris’e yerleşti. Şiir çalışmalarından ötürü 2009 yılında Fransız Akademisi Şiir Ödülü’ne, 2011 yılında ise Goncourt Şiir Ödülü’ne layık görüldü. 40’a yakın şiir ve anlatı kitabı kaleme aldı.

Yorumlar

  1. ooooo biyografi ve ismi geçen ünlüler, okurum tabiii :)

    YanıtlaSil
  2. Çok merak ettim. Çarpıcı bir hikayesi varmış ve şiir çok severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatı roman gibi olan nadir insanlardan, hakikaten okunmayı hak ediyor. Yazar aralara Marina Tsvetayeva'nın şiirlerinden de eklemişti, keyifli okumalar, sevgiler:)

      Sil
  3. Neyse sayfa sayısı fazla değilmiş ve tabi yazarın dili de güzelmiş en azından Gül Hanım, bu da bir şeydir:)) keyifli okumalar dilerim, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle trajik bir hayatın gerçek olduğunu bilince insan daha çok etkileniyor, o yordu beni biraz yoksa kitap çok iyi okunuyordu. Sayfa sayısı az ama yoğunluğu fazlaydı, kitap bittiğinde sanki çok çok uzun bir metni okumuş gibi hissediyorsunuz. Teşekkürler Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH