MARC CHAGALL - HAYATIM
Resimden
anladığım söylenemez ama ressamların hayatlarını anlatan kitapları okumayı seviyorum... bugüne kadar Leonardo Da Vinci, Raffaello ve Monet’yi okudum, bu dördüncü ressam: Chagall...
bu kitabın diğerlerinden farkı Chagall’ın kendisi tarafından yazılması, bir
otobiyografi olması... ben bu yayını ‘’hatırat’’ olarak etiketledim (bu daha
doğru geldi), çünkü ressamın hayatının yaklaşık üçte birini anılarıyla anlatıyor...
Marc
Chagall (1887-1985) günümüzde Belarus’a o zamanlarda Rusya’ya bağlı Vitebsk’te
doğdu, 1906'da, ünlü bir yerel ressam olan Yehuda Pen'in yanında resme başladı.
1907'de ise St. Petersburg'a taşındı. Chagall, St. Petersburg'da 1910
yılına kadar kaldı. Ressam olarak belirli bir ün kazanan sanatçı, St.
Petersburg'dan sanat çevresine daha yakın olmak için Paris’e yerleşmek
üzere ayrıldı. 1914 yılında Vitebsk'e geri döndü ve bir sene sonra nişanlısı
Bella ile evlendi. Çift Rusya'dayken I. Dünya Savaşı çıktı. Chagall,
1917'deki Rus Devrimi'nde aktif rol aldı. Sovyet Kültür
Bakanlığı, ressama Vitebsk bölgesinden sorumlu görevli ünvanını verdi. Chagall,
Vitebsk Modern Sanatlar Müzesi ve Sanat Okulu'nu kurmasına rağmen, bir süre
sonra Sovyet sisteminin politikalarına katlanamamaya başladı. O ve eşi, önce 1920 yılında Moskova'ya
taşındılar. Üç sene sonra 1923'te ise Paris'e geri döndüler. Bu dönemde,
Chagall'ın orijinali Rusça yazdığı anıları İbranice ve eşi
Bella'nın çevirisiyle Fransızca yayınlandı (Vikipedia)
Yukarıya bu kitabın
anlattığı kısmın satırbaşlarını alıntıladım... Ressam ise o günleri o kadar
renkli, güzel, mizahi anlatıyor ki sanki sizde oradaymışsınız gibi oluyor...
Özellikle çocukluk dönemleri, ailesiyle olan anıları muhteşemdi, çok sevdim...
Çok küçük yaşlarında resim yapmaya karar veriyor ve bu konuda çabalamaktan hiç
vazgeçmiyor... Ekim devriminden sonraki çalışmaları ve vazgeçişi ise çok trajikti...
Chagall;
Kübizm, Süprematizm, Fovizm akımlarını birleştirerek resim yapıyormuş, Kübizm, Süprematizm bana hitap etmiyor mesela ama Chagall’ın tablolarını çok seviyorum, çok neşeli
geliyor...
Son
olarak; bu kitabın daha kaliteli bir baskıya (renkli, 1. Hamur kuşe kağıda)
sahip olmasını isterdim, çünkü içinde Chagall’ın bu hatırat için çizdiği
resimler var ve bu baskıda çok iyi görünmüyorlar... ayrıca kaliteli ve renkli
bir baskıda kitabın sonuna ressamın tablolarından örnekler konulabilir çok daha
şık ve faydalı hale getirilebilirdi... Normalde pahalı kitap basılmasını pek tasvip
etmiyorum, önemli olan okumak ama ressamlar için bu elzem... Tabii yine de
kitap muhteşem, ilgi alanınıza giriyorsa kaçırmayın, okuyun...
Çevirmen : İsmet Birkan
Sayfa Sayısı : 194
Basım Yılı : 2016
Yayınevi : Jaguar
Bir sanatçı nasıl doğar? Eğer Chagall'ın doğumundan bahsediyorsak cevap hazır: Ölü.
Chagall'ın otobiyografisi Hayatım, ressamın doğarkan çıkan yangın sonucu "ölü doğumu"nu ve hayata dönüşünü anlatan satırlarla açılıyor. Sonrasında ise bir sanatçının doğuşuna kendi ağzından tanıklık ediyoruz. Chagall, tüm tablolarına sinen Vitebsk'i ve ailesini, tıpkı kendi resimlerinde olduğu gibi, düzyazıda da kendisine has bir üslupla anlatıyor. Etkileri İkinci Yeni şiirine dek uzanan Chagall, sanatçı olmanın bir sanat kolundaki yetkinlikten daha fazlası ve bir "duyuş farkı" olduğunu gösteriyor Hayatım'da.
Chagall tablolarının bugüne dek Türkçede eksik kalan parçası, İsmet Birkan'ın çevirisi ve Marc Chagall'ın kitap için yaptığı özel çizimlerle…
"Bu sayfalar boyanmış bir yüzeyle aynı anlamı taşıyor. Tablolarımda bir gizli köşe olsaydı bunları oraya sokuştururdum. Ya da belki kişilerimden birinin sırtına, ya da duvar resmimdeki Çalgıcı'nın pantolonuna yapışırlardı."
"Ressamlar kadar şairlerin de çok öğreneceği şey var ondan. Ben kendi payıma, kimsede Chagall'daki kadar adamı çarpan, bozan, alıp götüren şiirsel çağrışımlar görmedim."
-Cemal Süreya-
"Chagall bu imgeleri nereden buluyor bilmiyorum, kafasında bir melek olsa gerek."
-Picasso-
Özellikle operadaki resimleri çok çekici. Anlatımınızla kitabı merak ettirdiniz, okumak isterim.
YanıtlaSilBu arada merhaba.
Merhaba, umarım sizde seversiniz:) bu arada sizin blogunuzda çok güzel, insanın içini ferahlatıyor:) sevgiler
Sil