GÜL İREPOĞLU - KAVUŞMAK
Yukarıda
görüldüğü üzere Gül İrepoğlu'nun kurgu eserlerinin tamamını
okudum sayılır, daha öncede blogumda İstanbul Yıldızı'nı
yorumlamış, diğer kitaplarından da kısaca bahsetmiştim... bu
seferki romana kadar hepsini çok sevmiştim, yazarın üslubunu da
beğeniyorum ama bu kısa romanı bitirmek için çabalayıp durdum
ve çok zamanımı aldı...
Romanda;
ana hikaye Mesut Cemil Bey ve öğrencisi Dürdane Hanım'ın aşkı
ama romanın yazarı da karakterlerden biri ve sürekli araya girerek
onun da kavuşamadığı aşkını okuyoruz... ayrıca müzikten,
renklerden, kıyafetlerden, o dönemin sanatçılarından da çokça
bahsediyor... bu gerçek bir hikayeden yola çıkan kurgu bir eser,
biyografi değil... Dürdane Hanım'ın yaşadıklarının büyük
bir aşk olduğu sürekli dillendiriliyor ve konu o minvalde
ilerliyor ama bu tip hikayeler bana hiç öyle gelmez, hep çok
mantıksız bulurum... dolayısıyla konu bana hiç cazip gelmedi ve
sürekli araya başka hikayeleri de dahil ederek anlatıyor o yüzden
de bir süreklilik yakalayamadım ve zor okudum...
Yalnız
o dönemi/kültürel ortamı iyi yansıtıyor o yanıyla beğendim,
ayrıca bazı buluşma sahnelerini hem olumlu hemde olumsuz açıdan
anlatıyor o bölümleri de çok iyiydi (tabii bana hep olumsuz olanları
mantıklı geldi)... sonuç olarak okumasam da olurmuş, size de
yazarın kitaplarına başlangıç olarak bu romanı seçmeyin derim...
Yazar: Gül İrepoğlu
Sayfa
Sayısı: 224
Basım
Yılı:
2019
Yayınevi:
Hep
Kitap
Kavuşmak, Mesut Cemil Bey ile ölene kadar ona olan aşkından vazgeçmeyen Dürdane Hanım’ı eksenine alan, gerçek kişilerden yola çıksa da kurgusal bir roman.
Genç bir kadın yazar bir huzurevinde kalmakta olan Dürdane Hanım’ın ziyaretine gider. Dürdane Hanım ömrünün son demlerinde, yazardan hayat hikâyesini yazmasını ister.
Dürdane Hanım 1940’ların sonunda konservatuarın seramik bölümüne girdiğinde, Türk musikisi bölümünde ders veren Mesut Cemil Bey’le tanışır. Çocukluğunun radyo günlerinden sesine aşina ve hayran olduğu Mesut Cemil’in de derslerine girmeye başlar. İleride kendisi de konservatuarda halk müziği hocası olacaktır. Aralarında çok yaş farkı olmasına ve Mesut Cemil Bey’in de evli olmasına rağmen genç Dürdane hocasına âşık olur.
Bu “kavuşma”sız aşkı romanlaştıran kadın yazar ise, geçmişte yaşanmış ya da yaşanamamış bu hikâyenin içine girdikçe, kendi “kavuşma”sız aşkını hatırlar.
Dürdane Hanım 1940’ların sonunda konservatuarın seramik bölümüne girdiğinde, Türk musikisi bölümünde ders veren Mesut Cemil Bey’le tanışır. Çocukluğunun radyo günlerinden sesine aşina ve hayran olduğu Mesut Cemil’in de derslerine girmeye başlar. İleride kendisi de konservatuarda halk müziği hocası olacaktır. Aralarında çok yaş farkı olmasına ve Mesut Cemil Bey’in de evli olmasına rağmen genç Dürdane hocasına âşık olur.
Bu “kavuşma”sız aşkı romanlaştıran kadın yazar ise, geçmişte yaşanmış ya da yaşanamamış bu hikâyenin içine girdikçe, kendi “kavuşma”sız aşkını hatırlar.
Gül İrepoğlu, Kavuşmak ile sanki gizli kalmış bir müzik kutusunu açıyor, içinden rengârenk müzikler taşan. İki ayrı zaman diliminde yaşanan, pürüzsüz olmasa da görkemli iki aşkı birden anlatıyor.
Prof.
Dr. Gül İrepoğlu mimar,
sanat tarihçisi ve romancıdır.
İstanbul
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki mimarlık eğitiminden sonra
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü’nde
akademik kariyere geçti. Kültür, sanat ve tarih konulu TV
programlarının yanı sıra TAÇ Türkiye Anıt Çevre Turizm
Değerlerini Koruma Vakfı başkanı ve UNESCO Türkiye Milli
Komisyonu Somut Kültürel Miras Komitesi başkanı olarak görev
yaptı.
Avrupa
ve Osmanlı sanatı, Osmanlı padişah portreleri, Lale Devri, 18.
yüzyıl kültürü, lale kültürü, gül kültürü, Doğu ile
Batı’nın sanatsal ilişkileri ile turkuazın tarihiyle anlamı ve
Osmanlı mücevher tarihi alanlarında eserler verdi.
Tarihte
yaşanmış hikâyeler, İstanbul’un çeşitli dönemleri ve
Topkapı Sarayı’ndaki yaşam üzerine kurguladığı romanları
Gölgemi Bıraktım Lale Bahçelerinde, Cariye, Fiyonklu İstanbul
Dürbünü, İstanbul Yıldızı ve Aşk-ı Derya: Ayvazovski’nin
Gizli İstanbul Güncesi çeşitli dillere çevrildi. “Ağaç”ve
“Julia’nın İstanbul’unda Bir Yılbaşı” öyküleriyle öykü
seçkilerinde yer aldı.
Edebiyat
ve sanat tarihi çalışmalarıyla yurtiçi-yurtdışı
konferanslarını sürdürmektedir.
ben sevebilirim sanki bir not alayım da teşekkürler canım
YanıtlaSilUmarım seversiniz, keyifli okumalar:)
SilHiç duymadığım bir yazar daha..
YanıtlaSilAslında yazar sanat tarihi profesörü arada da kurgu kitaplar yazıyor, tarihi kitapları çok iyiydi. Teşekkürler, sevgiler
Silsempatik gözüküyo ama anladım araya hikayeler sokmak hoş değil evet yaaa :)
YanıtlaSilHikayelerin bazıları da gereksiz geldi ama sorun benim ana konuyu sevmemem, belki başka biri çok farklı hisseder:)
Silkonu ilginç gibi ama işte sihir her zaman tutmuyor diyelim:) hangi romanını önerirsiniz peki Gül Hanım?
YanıtlaSilBen bu romana kadar hepsini sevmiştim ama en sevdiğim Cariye'dir. Sayfa sayısı da çok değil ondan başlayabilirsiniz isterseniz:)
Sil