JONATHAN FRANZEN - ÖZGÜRLÜK

Bu tanıtıma nasıl başlayacağımı bilemiyorum çünkü, kitabı sevmediğim ve bitirmek için çabalamaya değmeyeceği için yaklaşık yarısında (286 sayfada) yarım bıraktım... bu durumda görüş belirtmek şüphesiz anlamlı değil ama hissettiklerimi yazmak istedim...

Oldukça ünlü bu romanı, yayımlandığı yıl çok okumak istemiştim ama kaldı bir şekilde ve iki hafta önce indirimliler arasında görünce çok şaşırdım ve hemen aldım... daha fazla geciktirmeden de okumaya başladım... ilk başta beni etkileyen ismi olmuştu ÖZGÜRLÜK, açıkçası çok büyük bir kelime... ve ben bunu toplumsal olarak algılamış ve konuyu öyle beklemiştim (ki arka kapak açıklamasında da bireysel olduğu açıkça belirtilmesine rağmen)... tamamen beynimin Özgürlük kelimesine verdiği şartlanmış tepki ve geri çekilmek için ilk nokta...

A.B.D'nin dünyanın yalnızca kendilerinden ibaret olduğunu düşünmesi, buna göre davranması, başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı savaşa sürüklemesi ve sanki suç başkasındaymış gibi davranmasına giderek daha fazla sinir oluyorum ve A:B.D'li yazarlarda kitaplarında bunu çok yansıtıyorlar daha önce de yazdım çok fazla Amerikan buluyorum ve hoşuma gitmiyor, benim için ikinci nokta...

Tam da bu sırada ‘’Sabit Fikir’’de romanların, kitaplaştırılmış TV dizilerine dönüştüğü şeklinde bir yazı okudum ve kitapların bu hale gelmesinden rahatsızım... bu romanı okurken de hem filmlerinde hem kitaplarında aynı şeyi anlatıyorlar diye düşünmüştüm, üstüne bu yazıyı okuyunca da neden rahatsız olduğumu fark etmiş oldum, benim için üçüncü nokta...   

‘’Sonuç olarak, özellikle de Amerikan edebiyatı televizyona uyarlanmaya müsait romanlar yaratıyor. Yalnızca Şubat 2016’da, 2015’in çok okunan ve saygı uyandıran iki romanı uyarlanıyor. Jonathan Franzen’in Puritysi, (...) bir dramaya adapte ediliyor. (...) Ve daha birkaç gün önce hep birlikte öğrendik ki, Elena Ferrante’nin Napoli Romanları serisi, sekizer bölümlük sezonlar halinde televizyona uyarlanacak. Yani sadece ABD’de değil, dünyanın geri kalanında da benzer bir hız söz konusu.’’

Konuya gelirsek; orta sınıf Amerikan aileleri, ana babaların, çocuklarıyla, çocukların birbirleriyle, herkesin çevreyle ve kendisiyle sorunu olduğu ve her şeyden kurtulmaya (özgür olmaya!) çalıştıkları bir hikaye okuduğum kadarıyla... arada tüm Amerikan ve Dünya siyaseti de mevcut... kitabı bıraktıktan sonra arkalardan rastgele bir kaç sayfa daha okudum hani çarpıcı bir şeye rastlarım da geriye dönüp okumaya devam ederim diye ama görebildiğim kadarıyla aynı şekilde devam ediyor...

Roman çok rahat ve kolay okunuyor o yüzden sorun yok... kitabı bitirmediğim için okuyun veya okumayın diyemiyorum, sadece yukarıdaki noktalara benzer şekilde tepki verenlere bir fikir verebilir... 


Yazar: Jonathan Franzen
Çevirmen : Sevin Okyay
Sayfa Sayısı : 600
Basım Yılı : 2012
Yayınevi : Sel

Bu roman özgür birey olma çabalarını, bir aşkın başlangıcını ve bitişini, gençlikte yaşanan doyumsuz tutkuları, yetişkinliğin getirdiği sürprizleri, neden hiç durmadan arkadaşlarımızla yarıştığımızı, en yakınımızdakilere nasıl ihanet ettiğimizi ve hiçbir şeyin neden "olması gerektiği gibi" olmadığını anlatıyor. 

Duygularımızın sözünü dinleyerek kendimize ve çevremizdekilere yaşattığımız acı ve sevinçlerin insan olmanın doğal bir sonucu olduğunu gösteriyor.

Modern dünyanın çelişkili ve bir o kadar da gerçek insanlarını konu alan sürükleyici bir başyapıt...

Yorumlar

  1. ben okumuştum sırf çevirmeninin verdiği emek için ve beğenmediğimi hatta adının .özgürlük olması çok enteresan gelmişti .:( Bazı kitaplar gerçekten çok alakasız şekilde övülüyor ne yazık ki :( sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan özgürlük denince çok büyük bir şeyler bekliyor:) neyse tek beğenmeyen ben değilmişim:) sevgiler:)

      Sil
  2. Ben yazarın Düzeltmeler isimli kitabını okumuştum, sanırım Özgürlük ile birlikte bir seri oluşturuyorlar... Ben de Düzeltmeleri sıradan bulmuştum, o aile ilişkileri üzerineydi daha çok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu da öyle, bir ailenin birkaç jenerasyonunu anlatıyor... şimdi neden kitabın 9.90 TL'ye indirildiğini anlayabiliyorum... teşekkürler, sevgiler :)

      Sil
  3. Adı gerçekten güzel ama ben de adını duyduğumda daha toplumsal bir konu beklemiştim. Yorumunuzu okuyunca okumama kararımda doğru tercih yapmışım diyorum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle şaşalı bir isim konulunca insan beklentiye kapılıyor tabii :) sevgiler:)

      Sil
  4. neyi itici geldi tam adını koyamıyorum ama almaya yeltenmemiştim, nedensiz ön yargılarımdan biri daha:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsabet olmuş:) pek bir şey kaybetmiş sayılmazsınız:)

      Sil
  5. Bu yorumlarınızı kitabı almadan ve pek tabi okumaya böylesi çaba göstermeden önce görseymişim keşkee :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke:) belki başka birilerine faydası dokunur:)

      Sil
  6. bu yorumlardan sonra sanırım ben de okuduğum 350 sayfada bitireceğim. her sayfa bitirmem de tamam olaylar şimdi başlıyor diyorum ama hüsrana uğruyorum. Ne beklentiler ile almıştım kitabı :(
    2019 yılının 2. kitabı olarak seçmiştim. ilk kitabı 3 günde bitirdim ama bu 10 günden fazladır elimde ve ben yarısına ancak gelebildim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gereksiz yere uzatılmış bir kitap bu. Zorlamamakta fayda var. Okunacak o kadar güzel kitap var ki. Devam ederseniz size kolay gelsin. Sevgiler:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

SEZGİN KAYMAZ - Kün

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH