LAWRENCE DURRELL - Mountolive

İskenderiye Dörtlüsü 3

Dörtlünün bu üçüncü kitabı, aynı olayları farklı bakış açısından anlatıyor olsa da diğerlerinden epey farklı... şöyle ki; bu roman üçüncü tekil şahıs olarak anlatılmış (diğer ikisi birinci tekil şahıstı) ve ilk ikisi İskenderiye şehri, karakterlerin özel hayatları, sosyal ilişkilere yoğunlaşmışken, üçüncü cilt siyasi olaylara ağırlık veriyor, ayrıca yazar Mountolive karakterine kendi hayatından bazı unsurları eklemiş gözüküyor... Mountolive üzerinden İngilizlerin (hatta Fransızların) Mısır'daki konumları, Müslüman, Kıpti, Yahudi ve diğerlerinin birbirleriyle ilişkileri ve mücadeleleri anlatılıyor... ilk iki kitapta nasıl değerlendireceğimizi bilemediğimiz Justine ve kocası Nessim'in ilişkisini nihayet bu romanda anlayabiliyoruz, olayların çoğu netlik kazanıyor, bu yüzden arka kapakta yazan çivi lafı çok doğru...

Seride her kitabı bir öncekinden çok sevdim, özellikle bu üçüncü cilt bana çok hitap etti, hatta eğer siyasi/tarihi kitaplardan hoşlanıyorsanız tek başına bile okunabilir diye düşünüyorum... Mountolive'i ve tüm seriyi kaçırmayın okuyun diyorum... 


Yazar: Lawrence Durrell

Çevirmen: Ülker İnce

Özgün Adı: Mountolive

Sayfa Sayısı: 376

Basım Yılı: 2022 (7. Baskı) 1984 (1. Baskı)

Yayınevi: Can

    Yirminci yüzyılın en büyük romancılarından biri olan Lawrence Durrell, Justine, Balthazar, Mountolive, Clea adlı kitaplarından oluşan İskenderiye Dörtlüsü’nü, yapısal özellikleri bakımından bir “Avrupa romanı” olarak tanımlar. Bu dörtlü, roman kurgusu olarak birbirini izleyen bir süreci yansıtmaz. Aynı roman kahramanlarının, aynı zaman diliminde yaşadıkları olayları, kendi bakış açılarından, kendi yorumlarına göre farklı biçimde dile getirmeleriyle biçimlenir. Durrell’ın amacı, bakış açıları değişince, olayların ve kişilerin görünümlerinin de değişik anlamlar aldığını vurgulamaktır. Bu, çağımız roman sanatında çok önemli bir anlatı devrimidir. Bir gizem açılırken, yeni bir gizemin örtüsüne bürünür, okuma zevki aralıksız devam eder. Romanların anlattığı olaylar ve kahramanlar aynı olmakla birlikte, dörtlünün başkahramanı, olayların geçtiği İskenderiye kentidir.

    Ortadoğu'nun günümüzdeki çalkantılarının öncü sarsıntılarına sahne olan, sırlarla ve ihanetle dolu bir Akdeniz kenti: İskenderiye. David Mountolive adındaki bir İngiliz diplomat, gençliğinden beri İskenderiye'ye ve Mısır'a hayrandır. Tüm dünyanın savaşa hazırlandığı bu dönemde bu kente elçi olarak geri dönen Mountolive, farklı kimselerin gözünden tanık olduğumuz olayları ve ilişkileri birleştiren bir siyasi ve dini komployu ortaya çıkaracaktır.

    Mountolive, Durrell'in ''çağdaş sevgi''yi irdelemek üzere kaleme aldığı, 20. yüzyılın en görkemli başyapıtlarından biri olan İskenderiye Dörtlüsü'nün üçüncü cildi, yazarına göre tüm dörtlüyü bir arada tutan çivi.

    Lawrence Durrell: 1912’de Britanya'lı bir ailenin çocuğu olarak Hindistan’da doğdu. Genç yaşta İngiltere’ye giderek Dışişleri Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Mısır, Yugoslavya, Rodos, Kıbrıs ve Güney Fransa’da görev yaptı. Hindistan’da Hint ve Tibet kültürünü, dinlerini ve mistik atmosferlerini yakından tanıdı. Kıbrıs’taki görevi ise, ona başta Mısır olmak üzere Akdeniz ülkelerinin uzun geçmişi, inanışları, gizemle gerçeğin birbirine örüldüğü yaşam biçimleriyle tanışma fırsatını verdi. Bu bilgi ve birikimler, Eskiçağ’ın belli başlı kültür merkezi İskenderiye ve Akdeniz’in öteki ucunda, Ortaçağ Avrupası’nı karanlığa boğan kilise egemenliğinin başkenti Avignon ortamında yüzyılımızın en çarpıcı romanlarını hayata geçirdi: İskenderiye Dörtlüsü ve Avignon Beşlisi. Durrell, 1990’da Fransa’da öldü.

Yorumlar

  1. Dördüncü kitabı elimde olduğu halde okumamıştım, onun yorumunu merakla bekliyorum Gül Hanım, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk kitaptan sonra direkt Clea'yı okuma fikrim vardı iyi ki öyle yapmamışım ama en merak ettiğim/en çok sevdiğim karakterde Clea zaten, o yüzden son kitabı bende çok merak ediyorum, bakalım nasıl çıkacak:)) Çok gecikmeyeceğimi düşünüyorum Eren Hanım, sevgiler.

      Sil
  2. Farklı bir konusu var, yazar donanımlı belli. Siyasi konuları pek sevmediğim için bunu geçiyorum. Tanıtım için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar çok iyi hakikaten bulabilirsem diğer seri kitaplarını da okumayı istiyorum. Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  3. bence bu seri gelmiş geçmiş en iyi 100 roman arasına girer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok iyi olduğuna katılıyorum. Sevgiler:)

      Sil
  4. yorum yapmıştım ben de :) spamda olabiler :) bu arada erlend joe dan uyarlanan filmler var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spama düşmemiş ben biraz geç gördüm:) Burada yayınladıklarımdan başka yoktu değil mi? Erlend Loe'nun Doppler'ini çok sevmiştim, filmlerini bilmiyordum bakacağım:)

      Sil
    2. yok hıhıms :) dört beş filmi var :) birinin adı nord (2009) :)

      Sil
    3. Tamam bakacağım, teşekkürler:)

      Sil
  5. Serinin her kitabı bir öncekinden iyiyse harika bir haber benim için :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle olunca daha da meraklanıyorsunuz, iyi oluyor. Size de keyifli okumalar:)

      Sil
  6. Bu seriyi bu sene alacağım galiba her gün üzerine farklı bir yorum görüyorum ama ilk sizde görüp not almıştım. 🫠

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üzerinde konuşulması çok güzel, umarım seveceğiniz bir seri olur ve benden not aldığınız için mutlu olursunuz:) ben de öyle tabii ki:) Keyifli okumalar, sevgiler

      Sil
  7. bingham wilson u yendi, wilson çok iyi ama ya :) sullivan williams büyüklerin maçıı :) williams genelde kazanmak için oynamıyor sanki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet seyrettim, Ronnie'ye üzüldüm ama çok iyi maçtı. Williams hakkıyla kazandı:)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH