MİNE SÖĞÜT - Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey
Mine
Söğüt'ten geçen yıl Kırmızı Zaman'ı okumuş ve çok
sevmiştim... devam etmek için arka kapak açıklaması ilginç
geldiği için yazarın bu kitabını seçtim... ve iyi ki de öyle
yapmışım, muhteşem bir esermiş çok beğendim... üstelik bu bir
kara kitap ve ben bu türü okumaktan pek hoşlanmıyorum, buna
rağmen çok çok sevdim...
Her
hangi bir zamanda (veya her zaman) bu ülkede (veya başka başka
ülkelerde) iktidardakilerin kötülüğünü ''Kimin
için çalışıyordunuz?'' Madam Arthur Bey gülerdi bu soruya:
''Değişir. Kim tehlikedeyse onun için diyelim.'' Kim tehlikedeyse?
''1950'lerde bu ülkede hatta bu dünyada kim tehlikedeydi?
Komünistler mi, emperyalistler mi mesela; ya da 70'lerde?''
(.........) ''Herkes kendini tehlikede hissediyordu aslında. Bugün
için inanması zor belki ama gerçekten herkes tehlikedeydi. Olacak
şey değil, değil mi Olcayto, komünistler emperyalizmi alt
edebileceklerine gerçekten inanarak, dövüşüyorlardı. Ve gücünün
farkına varmayan emperyalistler de sanki yenilme ihtimalleri varmış
gibi direniyorlardı. Antik çağda onca komedya boşuna yazılmadı
evlat. Hayat her çağda üç komedya bir tragedya!'' (syf:149)''
anlatıyor kendine özgü diliyle...
Ve
tabii insanlığın en büyük problemi Tanrı; ''Dünya
çok büyük, zaman çok geniş. Bu büyüklük ve genişlik her şeye
kadir. Varlıkları, gerçekleri ve istekleri birbirine
karıştırabiliyor. İrili ufaklı delikler açıp her şeyi o
deliklerden içeri/dışarı atabiliyor. Herkes herkes, her şey
her şey olabiliyor. İnsan tanrıyı bunun için yarattı; sonsuz
muhtemelliklerle başa çıkabilmek için; kısıtlı algılarını
katlanılabilir göstermek için; güçsüzlüğüyle barışabilmek
için; anlamak ve anlamlandırmakla yükümlü olduğunu unutmak
için. Bu yüzden hayali tanrılara inanıyoruz hepimiz. Ve o her
şeye kadir hayali tanrı fikirleri, başıboş kuduz köpekler gibi
hırçınlaşıp, ellerine geçirdiklerini parçalamaya başladığında
bile, inançlarımız sarsılmıyor. (syf:115)''
Konu
rahatsız edici görünse de roman çok iyi, yüz küsur sayfa
okuyup, üçyüz-dörtyüz sayfa okumuş, anlamış, hissetmiş gibi
oluyorsunuz... kaçırmayın okuyun derim...
Yazar: Mine Söğüt
Sayfa
Sayısı:
168
Basım
Yılı:
2018 (6. Baskı), 2010 (1. Baskı)
Yayınevi:
YKY
Mine Söğüt yeni romanında birbirinden ilginç insanları, tuhaf hayat hikâyeleriyle birlikte kapkara bir ortamda anlatıyor, hepsini Kara Yalı'da birbirine düğümlüyor: Kara Yalı'da gizlenen Madam Arthur Bey, eski fotoğrafların izinde romanını yazan Olcayto Ran, yangınların ve ölümlerin dilsiz kadını Maria, eski sevgili Keşşaf Hanuman, her şeyi bilen hayat kadını Nagehan, kimliğini arayan Şehnaz Hanuman, bütün cinayetlerin tek tanığı antikacı Kedileş, Kara Yalı'da kaybolmuş baba Ruhat Ran…
Kara Yalı'nın salyangoza benzeyen çıkışsız gövdesinde herkes kendine yeni bir hayat arar. Herkes kendi hayatından kurtulmak, olanları unutmak ister. Çılgınlıklarla dolu yalıda her şey birbirine dönüşür, herkes bir başkası olur…
Özetle;
Yazacağı yeni romanı için eski fotoğrafların peşine düşen Olcayto Ran, kendisini Madam Arthur Bey'in lanetli dünyasında bulur. Geçmişe gizlenmiş birçok cinayetin içinde kendi hayatının kayıp halkaları da vardır. Çocuklarını terk etmiş Nagehan'ın bildiği ama söylemediği sırların, çocukları ölmüş dilsiz Maria'nın suskunluğunun ve her şeyi bilen ama Madam Arthur Bey'den ölesiye korkan Kedileş'in anlattıklarının peşine düşen Olcayto, Kara Yalı'nın ölümcül labirentlerinde kaybolur.
"Madam Arthur Bey kötü kalpli bir şamandır. Zamanlardan zamanlara geçer. Her geçtiği zamanı yok eder. Onun hayatındaki yalanları uç uca ekleseniz, dünyanın etrafını defalarca dolanan ve onu ve sizi ve bizi ve hepimizi sıkarak boğan dev bir yılan olur. Madam Arthur Bey'in geçmişini bir deşseniz, bugüne kadar yeryüzünde ölmüş ne kadar insan varsa hepsini sığdırabileceğiniz dar ve derin, çok derin, uçurum gibi derin bir mezar olur. Hayata Madam Arthur Bey'in gözlerinden baksanız daha önce hiç görülmemiş renkler görür, korkarsınız. Etrafı onun kulaklarıyla dinleseniz inanılmaz sesler duyar, ürperirsiniz. Ve onun burnuyla koklasanız havayı, başınız döner, olduğunuz yere yığılırsınız. Onun tüm algıları diğer sıradan insanların algılarından şeytanidir. Ve hayatındaki her şey ama her şey diğer sıradan insanların hayatındaki milyarlarca şeyden daha kalabalık, daha cazip ve daha delidir. Kötüdür.
Bunları Olcayto'nun rüyasına giren büyük siyah bir kuş söylüyor. Kuş bunları söyledikten sonra kanatlanıp pencereden aşağıya atlıyor. Olcayto uykunun derinliklerinden ter içinde uyanıp pencereye koşuyor, camı açıyor, aşağıya bakıyor. Alacakaranlıkta, bomboş sokakta uzun boylu ve zayıf bir çöpçü, tahta saplı sarı bir süpürgeyle kocaman simsiyah bir kuş ölüsünü faraşa doğru itiyor."
Madam ama Arthur Bey. Kitabın ismi dahi ilgi çekici. Karakterde kimlik karmaşası yaşanmış gibi. Alıntıya bakılırsa insan bir kitaptan uzaklaşıyor lakin arka kapak tanıtımını ve kitabın ismindeki Bey, Madam çelişkisi kendine doğru çekiyor.
YanıtlaSilNevbahar Durağı; evet isimde bir karmaşa var ama açıklayıp kitabın süprizini bozmayayım:) benim tahmin ettiğimden farklı bir şey çıktı. Keyifli okumalar, teşekkürler.
SilMine Söğüt karanlık.yaziyor ama çok.guzel yaziyor
YanıtlaSilSevkoz; kesinlikle güzel yazıyor, Sevgiler:)
SilAdaşım kahraman da varmış kitapta, nereden düşünmüş bu adı, bak şimdi:) Bugün bir Mine Söğüt kitabı almalıyım artık. Kasvet ve karanlık iyi gelmeyebilir bana şu anda gerçi ama elbet okurum bir şekilde. Selamlar.
YanıtlaSilN. Narda; Nagehan evet:) bu kitaptaki isimler çok değişikti Keşşaf mesela veya Ruhat, ben hep kadın ismi olarak bilirdim ama burada bir erkeğin adıydı. Okuduğum iki kitaptan daha kasvetli olanı buydu ama yazarın tarzında bu yön hakim sanırım. İyi bir zamanınızda okursunuz mutlaka. Keyifli okumalar, sevgiler:)
Sililgimi çekti sevebileceğim türde bir kitap listeme ekliyorum :)
YanıtlaSilNeyse iyi geceler:) Keyifli okumalar, teşekkürler
Silİlkay Özgür; bana da hep Beş Sevim Apart. önerilmişti ve onunla devam edecektim ama bu kitaba denk geldim. Bakalım bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğim. Keyifli okumalar, sevgiler.
YanıtlaSilGünaydın Gül Hn.
YanıtlaSilEn bi sevdiği yazarlardan. Bende sanıyorum ilk bu kitabını okumuştum sizin tarif ettiğiniz gibi hissetmiştim.
Evet karanlık yazıyor biraz ama anlattığı şeyler, cümleler o kadar içe dokunuyor ki...
Sadece üst üste okunamayacak bir yazar.
Son kitabını da çok beğenmiştim.
İyi pazarlar. Selamlar sevgiler. :)
İyi akşamlar, son kitabı öyküydü galiba o yüzden ona hiç bakmadım. Çok iyi bir yazar ve haklısınız üst üste okumamak lazım. Ben diğer romanlarından devam edeceğim, size de keyifli okumalar, sevgiler
Silİlgimi çekti, güzel tanıtım yazısı için çok teşekkürler..
YanıtlaSilBen teşekkür ederim, keyifli okumalar
Silyazarı seviyorum ben de, beş sevim apartmanını okuyup çok sevmiştim, diğer kitaplarını da okumalı... elinize sağlık Gül Hanım:)
YanıtlaSilDiğer kitaplarını okumalı çok haklısınız Eren Hanım, sevgiler:)
Silbeş sevimi sevmiştim. sempati duyduğum yazar. o zaman bu okunabiler :)
YanıtlaSilKesinlikle:) Umarım bundan sonra bende Beş Sevim Apt.'nı okuyabilirim. Sevgiler.
SilYazarın Deli Kadın Hikayeleri'ni okumuştum ve orada Madam Arthur Bey adlı hikaye vardı, onu sevdiğim için bu kitabını almıştım ama henüz okuyamadım. Siz de beğenince seveceğimden emin oldum :))
YanıtlaSilUmarım sizde seversiniz:) Teşekkürler, sevgiler.
SilMine Söğüt okumadım hiç. Bu kitapla başlangıç yaparız, belki...
YanıtlaSilOlabilir tabii. Keyifli okumalar, teşekkürler.
SilSizin kitap yorumlarınıza bayılıyorum ... :)
YanıtlaSilBlog'daki son yazım ilginizi çekebilir, sevgiler... :)
Teşekkürler, yazınızı okuyup, cevap yazdım. Sevgiler:)
SilYorumunuza bayıldım! :)
Silİyi, sevindim:)
SilSon zamanlarda karşılaştığım en dolu blog sitesi diyebiirim. Kitaplarla gerçekten bağ kurduğunuzu düşünmekteyim. Alıntılarınızı beğendim :) "Nerede ve Ne İçin Yaşadım" kitabını da önerebilirim. Eğer okursanız kitapta neler bulacağınızı merakla bekliyor olacağım.
YanıtlaSilNazik görüşleriniz için teşekkür ederim. Önerdiğiniz kitaba bakacağım:)
Sil