HARUKİ MURAKAMİ - Kumandanı Öldürmek


Murakami'nin bu romanını geçen sene kitap fuarından almıştım, yeni sıra geldi ve yazardan okuduğum 15. kitap oldu... bu roman; içinde geçen tarihi olaylar, kuyu vs. ile çok hafif Zemberek Kuşunun Güncesi'ni andırsa da benim o çok sevdiğim eski kitaplarına benzemiyor (ne demek istediğimi 1Q84, Renksiz Tsukuru Tazaki'nin Hac Yılları ve Sputnik Sevgilim romanlarının tanıtımında anlatmıştım) ama bu romanı da çok severek okudum...

Sadece diğer Murakami romanlarında rastlamadığım; daha önce yazdığı bir konuyu/durumu, hatırlatmak amacıyla daha sonraki bir bölümde yinelediğinde, hem çok uzun tutması (ilk yazdığının kes yapıştır formu gibi) hem de çok sık tekrarlamasından pek hoşlanmadım, gereksiz tekrar oluyor... 

Konusuna gelirsek; isimsiz ressam anlatıcımız 36 yaşında eşinden boşanmak üzere, kalacak yeri olmadığından üniversiteden bir arkadaşının babasının dağ evine taşınıyor... arkadaşının babası (Tomohiko Amada) çok ünlü bir ressam ama yaşlı ve hafızası artık yerinde olmadığı için bir bakım evinde kalıyor, isimsiz anlatıcı da bir anlamda eve göz kulak olmak hem de boşanma sürecinde ne yapacağına karar vermek için dağdaki bir vadide yer alan bu ıssız eve taşınıyor... daha önceleri portre yaparak geçimini sağlayan anlatıcı, ünlü ressam Amada'nın atölyesinde daha sanatsal resimler yapacağını en azından bunun için çalışabileceğini de düşünüyor... bir gece gürültü geldiği için çatı katına çıkıyor ve orada sarılıp sarmalanmış bir tablo buluyor, aşağı indirip açtığında Amada'nın Japon tarzı olarak yaptığı, Kumandanı Öldürmek isimli muhteşem bir resim buluyor... Amada'nın bilinen eserleri içinde yer almadığı için bu resmin neden saklandığını çok merak ediyor, bir yandan da resmin büyüsüne kapılıp, bakmaktan gözlerini alamıyor... o günlerde kaldığı vadinin tam karşısında bir malikanede oturan zengin ve çok gizemli Menşiki isimli bir adamdan portresini yapması için bir teklif alıyor, önce kabul etmek istemese de olağanüstü yüksek ücreti nedeniyle portreyi yapmaya başlıyor... fakat sanki portre kendini farklı bir formda yaptırıyor gibi oluyor ve ortaya çıkan resim anlatıcıyı çok şaşırtıyorsa da Menşiki portreyi çok beğenip satın alıyor... bu arada Menşiki ile aralarında arkadaşlığa benzer bir ilişki kuruluyor... birkaç gece üst üste bir çan sesi ile uyanıyor ve bir süre devam ettikten sonra ses kesiliyor, bunu merak eden anlatıcı sesi takip ediyor ve evin ardındaki koruluğun içindeki küçük tapınağın arkasında duran yığılı taşların altından geldiğini fark ediyor... her ne kadar orada birisinin olamayacağını düşünse de bu durumu Menşiki'ye anlatıyor, şaşırtıcı bir şekilde bu durumla çok ilgilenen Menşiki, bir takım adamlar ve araçlar çağırıp o ağır taşları kaldırtıyor... altından pürüzsüz taşlarla yapılmış büyük, yuvarlak bir kuyu çıkıyor, içinde eski bir budist çanından başka bir şey yok... çok şaşırıyorlar ama yapacak da bir şey yok, kuyunun üstünü tahtalarla kapatıp çanı alarak eve dönüyorlar... ondan sonra gerçeküstü olaylar birbirini kovalıyor ve hikaye devam ediyor...

Roman çok akıcıydı elimden bırakamadım, sayfa sayısına takılmayın çok hızlı okunuyor, gizemli bir konusu var, Murakami'ye başlangıç için iyi bir kitap olabilir... resim yaptığı bölümleri çok sevdim, yaptığı resimleri, ayrıca Kumandanı Öldürmek tablosunu gözümde canlandırabildim, özellikle Menşiki'nin tablosunu canlı canlı görüyormuşum gibi hissettim... güzel romandı okuyun derim...

Yazar: Haruki Murakami
Çevirmen: Ali Volkan Erdemir
Özgün Adı: Kishidanchō Goroshi
Sayfa Sayısı: 848
Basım Yılı: 2018
Yayınevi: Doğan Kitap

Hepimiz hiç kimseye açamayacağımız sırlarla yaşıyoruz...
Dünya edebiyatının tartışmasız en büyük yazarlarından olan Haruki Murakami’den gerçek bir şaheser… İlmek ilmek örülmüş bir gizem hikâyesi… 
Kumandanı Öldürmek yalnızlığı bir yük olarak görmeyen, yeri geldiğinde yalnızlığını bir madalya gibi göğsünde taşıyanlar için yazılmış bir roman. Tıpkı bir dağ başında yalnız bir hayat süren, bu yalnız varoluşuyla gizemli bir şeyleri hayatına davet eden roman kahramanı gibi. 
Bu muhteşem romanı okurken yol arkadaşımız yine müzik olacak… Mozart’ın Don Giovanni’sini, Strauss’un Güllü Şövalye’sini başucu müziğimiz yapacağız. 
Kumandanı Öldürmek’in gizemli labirentlerinde kaybolurken Fitzgerald’ın Muhteşem Gatsby’sine selam gönderecek, Orwell’ın 1984’ü yazarken inzivaya çekildiği o adayı merak edeceğiz… Ve hepsinden önemlisi “büyülü bir dünya”da yaşadığımızı bir kez daha anlayacağız.

Yorumlar

  1. Henüz Murakami okumayan ilk kisiyim sanki :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yok yok ben de varım :) Hiç okumadım.

      Sil
    2. Sevgili Günlük ve Sevkoz; zamanı geldiğinde umarım bir kitabını okursunuz değişik bir tarzı var tavsiye ederim. Sevgiler

      Sil
  2. En azından resim yaptığı bölümler için okumam gerekli. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görkem; resim bölümlerinin ilginizi çekeceğini düşünüyorum, hiç alakam olmamasına rağmen benim bile çok hoşuma gitti. Teşekkürler.

      Sil
  3. İlkay Özgür; İlk başladığımda yazarı çok sevince hepsini okuyacağım diye bir iddiam vardı ama artık vazgeçtim:) çünkü eski hikayelerini tek tek kitap olarak basıyorlar ve onlardan çok hoşlanmadığımı fark ettim. Bu kitabı yorumlarken baktım, okumadığım 4 kitap kalmış geride onun da çoğu yeni çıktı. ''aşırı istiyorum'' ifadesini çok iyi anlıyorum yazarı sevince onun dünyasında bir müddet bulunmanın nasıl güzel bir his olduğu ortada:) Keyifli okumalar, sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Gizemli bir konusu varmış, zevkle okunur bence. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğitim Pınarı; evet güzeldi:) Ben teşekkür ederim.

      Sil
  5. maşallah 15 kitap :) bunun konusu çok iyimiş yaa. gizem de iyidir :) murakami henüz iki tane okudum henüz alışamadım ama okuycam bakalım bi dolu romanını ben dee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deeptone; aklım hala eski kitaplarında olsa bile alışmak için belki bu denenebilir. sevgiler:)

      Sil
  6. ressamlı falan benim hoşuma gider kesin, uzun zamandır murakami okumamıştım iyi olur:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eren Hanım, keyifli okumalar o zaman. Sevgiler:)

      Sil
  7. murakami çok severim ama sadece iki kitabını okudum 15 kitap okumuşsunuz ne güzeel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Darısı başınıza:) teşekkür ederim yorumunuza, sevgiler.

      Sil
  8. Koşmasaydım yazamazdım kitabını bende çok sevmiştim. Alıntılara baktım hepsi çok güzel özellikle yalnızlıkla ilgili olanlar:) Mail adresi istediği için yorum bırakamadım:( Sizde sağlıkla ve kitapla kalın, sevgiler:)

    YanıtlaSil
  9. Kitap şu an elimde okumaya başladim :)

    YanıtlaSil
  10. ben de murakami hayranı bir okurum ,kitaplarını severek okuyorum sanırım en az keyif aldigim kitaplarından birisi "kumandanı Oldurmek oldu..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kitabın gizemli hali hoşuma gitmişti ama yazarın tüm kitaplarını sevemiyoruz tabii ki. Neyse ki Murakami'de çok roman var, birini beğenmesek de seveceğimiz başka birini bulabiliyoruz. Teşekkürler.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR