JULIAN BARNES - Bir Son Duygusu

J. Barnes'dan 2016'da Zamanın Gürültüsü'nü okumuş çok beğenmiştim, o yüzden başka bir kitap daha okumak istedim ve Bir Son Duygusu'nu seçtim... bu kitabı alalı çok oluyor, ilk denememde; 3-5 sayfa okuduktan sonra hiç bana hitap etmiyor gibi gelmişti ama herhalde zamanlamam doğru değil diye düşünmüştüm... şimdi okuyup bitirdikten sonraki sonuç yine aynı, zamanlama ile alakası yok romanı hiç sevmedim, ilk duygum doğruymuş... Tony Webster'in (belki de yazarın kendisinin) varoluş sorunlarından bana daral geldi, basit haliyle yazarsam gençken ben kimdim? 60 yaşında kimim? diye diye sonuna geldik... yaklaşık 50 sayfayı merak ederek okudum gerisini ise bitirmek için, neyse ki çok kısa bir kitaptı... nihayetinde ödüllü, sevilen bir roman, deneyip kararınızı kendiniz verin derim...
 
Yazar: Julian Barnes
Çevirmen: Serdar Rifat Kırkoğlu
Özgün Adı: A Sense of an Ending
Sayfa Sayısı: 150
Basım Yılı: 2013 (2. Baskı)
Yayınevi: Ayrıntı

Bir Son Duygusu, Julian Barnes’ın önceki birkaç yapıtında da görüldüğü üzere, yazarlığının gitgide başat öğesi haline gelmiş olan "anımsama yoluyla hayatı irdeleme” izleğinin çarpıcı bir açılımıyla başlıyor. Hikâyenin ana kahramanı Tony Webster, kırk yıl önce yaşadığı bazı olayları anımsar ve onları zihninde gelişigüzel bir sıraya dizer. Ne var ki, başlangıçta sıradan bir şeymiş gibi görünen bu anımsama edimi, Tony Webster’ın kendisine bir günce bırakıldığını öğrenmesiyle birlikte, kahramanın hayatını durmadan sorguladığı ve sonunda kendi kişiliğine ilişkin son derece karamsar sonuçlara varacağı acımasız bir kimlik arayışına dönüşecektir.
Emekli bir tarihçi olan ve şimdi pek etliye sütlüye karışmadan, hayatını tek başına sürdüren Tony Webster, geçmişinde bir kez evlenip boşanmıştır; Susie adında, iyi anlaştığını söylediği yetişkin bir kızı vardır. Günün birinde, bir avukattan aldığı bir e-postayla, kırk yıl önceki kız arkadaşı Veronica Ford’un annesinin ona vasiyetinde bir günce bırakmış olduğunu öğrenir ve çok şaşırır. Güncenin gerçek sahibiyse kırk yıl önce birlikte aynı okula gittiği, birçok yaşantıyı ve fikri paylaştığı ama ne yazık ki sonunda, kız arkadaşı Veronica’yı elinden alıp sonra da beklenmedik bir şekilde "sahneden çekilmiş” olan Adrian Finn’dir. Aralarında geçen olumsuzluklara karşın, zekâsına ve hayatı derinlemesine kavrayışına büyük hayranlık duyduğunu söylediği ve evet, artık ”sahnede olmayan” Adrian Finn… Tony Webster, kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü bu günceyi, Veronica’nın kendisinden ister ancak Veronica, onun bu isteğini yerine getirmeye yanaşmaz. Birkaç kez buluşurlar ve her buluşmalarında, Veronica’nın keskin sözlerinin yüzünde patladığını hisseder: "Anlamıyorsun işte. Hiçbir zaman anlamadın ve asla da anlamayacaksın!” Tony Webster’ın bir türlü anlayamadığı şey nedir? Tony’nin hayatla ne alıp veremediği vardır? Yoksa, hikâyesinin sonunda acı bir şekilde düşündüğü gibi, her yerde "kargaşa” mı vardır?

Julian Barnes’a Anglosakson dünyasının Nobel’i sayılan The Man Booker 2011 Ödülü’nü kazandırmış olan ve artık çok iyi tanıdığımız ironi anlayışının damgasını taşıyan Bir Son Duygusu, belleğin sonsuz değişkenliği, geçmişi yeniden inşa etmek denilen o devasa insani tutku ve her şeyden önce de, hayatın anlamı üzerine "kaleme” alınmış incelikli, sorgulayıcı bir ustalık eseri.

Yorumlar

  1. Bu tür kitapları okurken benim de ruhuma öküz oturuyor canım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz yazarın üslubuyla da ilgili, konuyu daha çekilmez hale getirebiliyor. Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  2. aynen katılıyorum, ne kadar zorlasanız gitmiyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neyse yalnız değilmişim:) Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  3. Yazarı hiç okumadım ama başlangıç için bu kitabını seçmem, aklımda bulunsun :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani:)) Aslında sadece bana da uymamış olabilir, çok seveni olan bir kitap, belki başka yorumlara da bakabilirsiniz. Sevgiler:)

      Sil
  4. Bende bu yazarın hiç bir kitabını okumadım en kısa zamanda okuyacağım. Hatta bakalım sipariş verilim gelsin hemen

    YanıtlaSil
  5. hımmm okudum ben de ayrıntı'dan bikaç romanını, hangileri hatırlamıyom ama :) iyi yazar olduğunu düşündüydüm, bu kitabı belki okunmayabilir hihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başka kitaplarını okuduysanız belki buna gerek olmayabilir:))

      Sil
  6. pek bana göre değil sanki ama not aldım yine de canım teşekkürler sevgiler...

    YanıtlaSil
  7. Aa bu kitabın filmi vardı sanırım , ya da konusundan esinlenilmiş, merak etmiştim ama izleyemedim henüz .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filminden hiç haberim yoktu, belki o daha iyi olabilir:)) Teşekkürler, sevgiler:)

      Sil
  8. Bazen oluyor böyle, ben sevmiştim kitabı ama öyle Kitaplar oluyor ki aldığı övgülere rağmen bana hiç hitap etmeyebiliyor...:) yeni kitaplara yelken açalım o zaman, sevgiler Gül Hanım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle yeni kitaplara:) zaten o kadar çok okunacak kitap var ki. Çok teşekkürler Eren Hanım, sevgiler:)

      Sil
  9. Bu yazarı daha önce de okudum. Bu kitabında insanın kendi iç yolculuğu ve sorgulamasını çok güzel ele almış bence. Zannetmek kötü birşey

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH