WOLFGANG SCHORLAU - Kavuran Soğuk

Yine çok etkileyici bir Wolfgang Schorlau kitabı ile buradayım, aşağıda gördüğünüz üzere Dedektif Dengler savaştan dönmüş bir askeri arıyor ama asıl anlatılan; A.B.D'nin peşine takılan Almanların (diğer Avrupa ülkelerini de ekleyebilirsiniz) Afganistan'da (Irak, Suriye v.b.) emperyalizmin, silah sanayinin hedefleri doğrultusunda Cenevre Sözleşmesi vs. dikkate alınmayarak yaptıkları vahşeti ve yeni geliştirdikleri silahların sivil halk üzerinde denemelerini anlatıyor... ''Collateral damage; istenmeyen sivil zayiat. Bu kavram ancak güldürebilir beni. Amerikan hava kuvvetlerinin sivil hedeflere sayısız saldırısını bizzat gördüm: Okullar, normal evler, hastahaneler... Çatısına iki tane devasa kızıl haç boyanmış Kabul Hastahanesi de dahil olmak üzere. Kimse onu yanlışlıkla vuracak kadar kötü nişancı olamaz. Sivil hedeflerin vurulduğu bu tür saldırılarda, yakınlarda askeri bir hedef aradım; yoktu. Bir süre sonra kafama dank etti. Eğer 500 metre yarıçapında bir daire içinde askeri bir hedef yoksa, sivil hedefin vurulduğu bir saldırının tesadüfi olması mümkün değildi. Yavaş yavaş çok kötü bir şüphe doldu içime ve bugün, bu şüphenin doğru olduğunu biliyorum; kasıtlıydı bütün bu saldırılar. Ama Cenevre Sözleşmesi'ne ne olmuştu? Ya da Alman askerinin hukuki sorumluluklarını düzenleyen kanunlara? (syf:187 Yedinci rapor)''

Yukarıya eklediğimde dahil kitapta 7 tane rapor var ''Bu kitapta okuduğunuz raporların neredeyse tamamı askerlerin internete koydukları günlüklerden alındı. Çoğu, Pentagon bu tür blogları yasaklamadan önce, Amerikalı askerler tarafından yazılmış ve paylaşılmış. Tasvir edilen neredeyse bütün hadiseler, ya tamamen burada anlatıldığı gibi ya da çok benzer şekilde vuku bulmuş. (syf:218 yazarın son sözü)'' okuduğunuzda tüyleriniz diken diken oluyor...

W. Schorlau yine çok önemli bir noktaya parmak basıyor, ''Afganistan'ın vahşi batıdan farkı yoktu. Ve o anda kafama dank etti; bana bu görevle ilgili şimdiye kadar anlatılanların tümünü unutmalıydım. Afganistan'da kanun yoktu. Sonra Almanya'ya geri dönüp gazete okuduğunda ya da televizyon seyrettiğinde; biz orada, Afganistan'da, sanki ülkenin kalkınmasına yardımcı gönüllüler olarak bulunmuşuz, okullar inşa etmişiz, insanlara artezyen kuyusu nasıl açılır göstermişiz falan filan, işte bu türden saçmalıklar için oraya gitmişiz zannedersin. Amerikalılar kasten, bilerek terörize ediyorlardı insanları ve biz de, bunu yaparlarken onlara yardım ediyorduk. Tabii nefret ediyorlardı bizden. Nereye gidersek gidelim taş yağıyordu üstümüze. Tabii sadece taş da değil. Ve bunları atanlar Taliban filan değildi; sıradan, gayet normal kadınlar ve çocuklardı. (syf:148 Beşinci rapor)'' çekinmeden bu tip konuları kitaplarına aktarması takdire değer, Dünya'da ne dolaplar döndüğünü öğrenmek için bu kitabı da, yazarın diğer eserlerini de kaçırmayın okuyun...
 
Yazar: Wolfgang Schorlau
Çevirmen: Hulki Demirel
Özgün Adı: Brennende Kälte
Sayfa Sayısı: 219
Basım Yılı: 2018
Yayınevi: İletişim

Afganistan’daki “terörle savaş”tan dönen bir Alman askeri, ağır travmalarıyla, tehlikeli işlere girmiş olabilir mi? Schorlau’dan yine cesur bir siyasî polisiye.

Alman ordusunun Afganistan’daki “görevinden” dönüşte travma sonrası dağınıklık yaşayan, öfke nöbetleriyle saldırganlaşan, psikiyatrik tedavi gören bir gedikli başçavuş, ortadan kayboluvermiştir. Askerin karısı, özel dedektif Georg Dengler’den yardım ister. Başçavuşun polisçe de arandığı ortaya çıkar. Buna karşılık ordu, kayıp askerini aramakla pek ilgilenmiyor gibidir. O ara, birtakım esrârengiz cinayetler de işleniyordur…
Bu karanlık vakanın arka planında, dönüp dönüp Afganistan’da “aslında” neler olduğuna bakıyor, roman. Elit birlik, pusular… Almanya’daki, İtalya’daki birtakım mağaralar - ve Taliban’ın mağaraları… Dedektifimiz, garip bağlantıların, zekâyı fazla mesaiye zorlayan ipuçlarının peşinden gidiyor. Bir yandan da, artık okurun ahbap olmaya başladığı dedektif Dengler’in özel hayatı, duygu karmaşaları, sevgilisiyle tutkulu ilişkisinin peşinden…
“Almanya’da polisin ‘adalet uğruna fedakârca hizmetine’ övgü düzmek yerine, toplumdaki adaletsizlikleri ciddiye alan bir polisiye yazarının da olması harika bir şey. İşte bundan ötürü, Kavuran Soğuk’ta da iyiler kazanmıyor.” Trend (onlıne gazete), Ağustos 2008

Yorumlar

  1. koruyan el ve münih komplosu' nu okumuştum, bu kitabı da çok doyurucu gibi geliyor, mutlaka okuyacağım, paylaştığınız içn teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim Filiz Hanım, evet yazar çok başarılı, seçtiği konularda ezber bozan açıklamalar yapıyor, bence de okuyun. Sevgiler:)

      Sil
  2. hımm okunurmuş ivit :) dün akşam, üç bant, jaspers ve türk milli takımı vardı, sonra da selby, bugün de var snooker, ya eurosport bilardo yayın programına nerden bakıyooon :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilardo türlerinden yalnızca snooker seyrediyorum, üç band'ı sevemedim Jaspers nedir onu bilmiyorum. Snooker'ın takvimine http://www.worldsnooker.com adresinden bakıyorum, ayrıca tüm turnuvaları hiç atlamadan takip ettiğim için devam eden turnuva sırasında bir sonraki turnuvanın ne zaman başlayacağını söylüyorlar. Bizde eurosport'a sürekli bakılır en çok seyrettiğimiz kanal (benim tek izlediğim kanal) o yüzden kaçırmıyorum. Şu an Çin Açık devam ediyor bu pazara kadar sürecek, 20 nisan - 16 mayıs arasında da dünya şampiyonası var ( en muhteşemi o ve 17 gün sürüyor) dünya şampiyonasından sonra bu sezon bitiyor. https://twitter.com/snookertr'den de bakılabilir. işte böyle:)

      Sil
    2. :) jaspers, üç bandın ronisi :) ah yani eurosport bilardo yayın akışı bu web sitesi ve twitırda var tımams :) ben de eurosport ve nat geo wild. iki kanal :)

      Sil
    3. Çok komik oldu bu:)) Üç band hiç izlemediğim için oyuncuları da bilmiyorum:))

      Sil
    4. çiftlerde türkiye dünya şampiyomu olduuu :)

      Sil
  3. Siz bu yazarı seviyorsunuz biliyorum, bu kitabın konusu da oldukça ilginç , okumak isterim, teşekkür ederiz paylaşımınıza :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Schorlau'yu çok sevdim, polisiye yönüne hiç bakmıyorum beni asıl etkileyen Batı'nın/Avrupa'nın çifte standartına kapılmadan olanı olduğu gibi anlatması ve Dünya'daki dalaverelerin üstüne cesaretle gitmesi. En azından kitaplarından birini okuyun derim. Sevgiler:)

      Sil
  4. Keyifli okumalar, sevgiler:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

STEFAN ZWEIG - İNSANLIĞIN YILDIZININ PARLADIĞI ANLAR

ANDRÉ MAUROIS - İKLİMLER

LOU ANDREAS-SALOMÉ - RUTH